15 Temmuz Hain Darbe girişiminin engellenmesinin üçüncü yılındayız. Milletimizin darbeye karşı şanlı direnişi birçok oyunları bozdu.  Aradan üç yıl geçmesine rağmen bazı karanlık gerçekler daha aydınlamış görünmüyor. Bugüne kadar gördüklerimiz sıradan gerçeklerden ibaret. Hatta darbe girişimini milletimiz meydanlarda püskürttü ama diğer alanlarda halen etkisini sürdürdüğünü de vurgulamamız gerekiyor. 

Aslında 15 Temmuz darbe girişimine tek zaviyeden bakarak bittiğini söylemekte bizleri yanıltır. Darbenin hedeflerinin aslında ne olduğunu pekte bilmiyoruz. Ön planda FETÖ var ama asıl FETÖ’nün ötesindeki unsurlar konusunda çokta bilgi sahibi değiliz. Aradan geçen 3 yıla rağmen FETÖ iddiası ile tutuklamalar ve yargılamalar devam ediyor. 

Ama en önemlisi bu darbe girişiminin FETÖ ötesine geçmek. Türkiye’nin 15 Temmuz öncesi ve sonrası yaşadıkları tekrar tekrar masaya yatırılması gerekiyor. 

15 Temmuz’dan bu yana Türkiye öyle olaylar yaşıyor ki en az 15 Temmuz Darbe girişimi kadar zarar veriyor. Bazen 15 Temmuz gecesi darbeye karşı milletin meydanlarda kazandığı zaferi masada kaybediyor muyuz diye düşünecek gelişmeler yaşıyoruz. 

Halen Türkiye bir kuşatmanın, bir ablukanın tam orta yerinde yer alıyor. Suriye-Irak Doğu Akdeniz, Balkanlara baktığınızda bunu çok rahatlıkla göreceksiniz. Bir taraftan petrol ambargosu, bir
taraftan savunma alanında yaşadığımız problemler en önemlisi ise ekonomik alanda karşılaştığımız iç ve dış gelişmeler. 

Türkiye son bir yıl içinde %20’lere varan bir ekonomik daralmaya gitti. Döviz dalgalanması ile başlayan ekonomideki algı operasyonları reel ekonomiyi de etkiliyor. Milli Gelir rakamlarına da yansıyan gelişmeler kuşkusuz Türkiye’nin yeni atılım dönemine girmesini zorunlu kılıyor. Türkiye’nin şartları 2000’li yılların ötesine geçti. 2000’li şartların anlayışı ile devam edilmesi imkanı yoktur. Her alanda yenileşme, değişim ve gelişim kaçınılmazdır. Fakat ne hikmetse bu konuda ciddi bir direnç var.

15 Temmuz hain darbe girişimini milletimiz şanlı direnişi ile püskürtmüştür. Darbenin FETÖ ayağı konusunda da gerekli tedbirleri almıştır. Fakat 15 Temmuz Darbe girişimi sadece FETÖ ile sınırlı değildir. Bu darbe girişiminin ekonomi, siyasi, sınır ötesi ayaklarının millete karşı dirençleri ve aynı zamanda saldırıları devam etmektedir. 

Hatta silahlı darbe girişiminde başarı sağlayamamalarına rağmen ekonomik alandaki girişimleri  epey mesafe sağladığını göstermektedir. 

Bir taraftan 24 Haziran 2018 seçimleri bir taraftan 31 Mart 2019 Belediye seçimleri ve 23 Haziran’da yenilenen İstanbul seçimleri göstermiştir ki AK Parti’ye karşı toplumsal algı üzerinden oluşturulan olumsuzluklar tutulan çanaklarla beraber başarılı olmaktadır. 

Şu bir gerçektir. Türkiye artık bir daha 15 Temmuz gibi bir durum yaşamaz. Milletin gösterdiği şanlı direnişten sonra bu yolla darbeler dönemi kapanmıştır. Ancak bundan sonraki darbeler toplumsal algı üzerinden güven ve itibar suikastları şeklinde olacaktır. İktidar partisi içindeki çıkar gruplarının hırsları bu duruma çanak tutacaktır. 

Özetle denilmesi gereken şudur; 15 Temmuz Hain darbe girişimini millet önlemiştir. Fakat darbe girişimi püskürtülmüştür.  Bu bir süreçtir. Bu süreç bitmemiştir. Her an uyanık olmayı gerektirir. Ekonomi, siyaset, dış politika, güvenlik alanlarında tedbirler elden bırakılmamalıdır. 

15 Temmuz’un Üçüncü yıl dönümünde başta Genelkurmay önünde yanı başımda şehit düşen kahramanlar olmak üzere hain darbe girişimini önlemek için o gece meydanlarda olan herkesi minnetle selamlıyorum. Allah şehitlerimizin şahadetini kabul etsin. 

Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…