AHMET Edip Uğur

yaklaşık 40 yıldır tanıdığım,

yakından takip ettiğim biriydi.

Doğrularını alkışlayan,

hatalarını yüzüne karşı söyleyen

belki de üç-beş kişiden biriydim.

Kendine göre takıntıları ve doğruları vardı.

Allah'tan başkasına eyvallahı yoktu.

Yerli/yersiz ortamda ne söylemek istiyorsa, söyler, taşı gediğine koyardı!

Belki de günümüz siyasetçileriyle arasındaki en büyük farkı bu yönüydü bence.

Siz bunun adına "fark" değil, "eksiklik" diyebilirsiniz!

Örneğin,

20 yıl öncesi girdiği terzi dükkanında esnaf "işler kesat" diye yakındığında;

"bu işler artık bitti" diyerek gerçeği yüzüne söyler, hayal satmazdı...

Memleketine sevdalı,

kapısına gideni eli boş çevirmeyen,

hayır/hasenat işlerinde bonkör,

yaşadığı şehre karşı sorumluluklarının bilincinde,

Balıkesir'in 10 numara şehir olması yolunda

yapılması gerekenleri bilen,

şehirle ilgili hayallerini gerçeğe dönüştürme adına

büyükşehir başkanlığı adaylığı ve dönemini Allah'ın lütfu gören,

ufku geniş, 50 yıl sonrasının Balıkesir'ini hayal eden,

olaylara sıra dışı yaklaşımı nedeniyle

kimilerinin sevmediği/sevemediği,

kimilerinin de seviyormuş gibi görünüp,

başarısız olması için elinden geleni ardına koymadığı,

"abi bak bunlar senin yüzüne gülüyor, ama arkandan film/fırıldak çeviriyor" dediğimde,

"Hepsini biliyorum. Allah var, gam yok! Elhamdülillah" karşılığını veren,

Hatalarıyla, sevaplarıyla

bizim şehir ve insanı için çalışan/çabalayan biriydi.

En basitinden

Erbakan hocanın temellerini 1970'li yılların ortasında attığı, sonrasında dönüp bakan olmadığı için hayvanların otladığı Organize Sanayi Bölgesini

efsane belediye başkanı merhum Sabri Uğur'la birlikte "ADAM" etti.

Kısa süreli ve çok rahat çalışma ortamıyla zemininin bulunmadığı Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Çamlık ve Avlu Yaşam Alanlarını kente kazandırdı.

Henüz açılışı yapılamayan Çamlığa geçen yıl ilk çıktığımda,

baştan sonra dolaştıktan sonra Hilal'in altında soluklanırken telefonla arayıp,

bu şehrin insanı olarak teşekkür etmeyi görev saymıştım.

Sadece Çamlık ile Avlu mu?

Bizlerin 30 yıldır "Balıkesir'in Sultanahmeti olsun" diye mücadelesini verdiği Zağnos Paşa Camii ve çevresini virane görüntüden kurtaran projenin de ilk düğmesine o bastı!

Gar alanı, Eski Ağır Sanayi Bölgesi, Küçüksan, Bandırma Limanı, Gömeç Port vb. gibi Balıkesir'i 100 yıl sonrasına taşıyacak projeleri vardı ayrıca.

Hemen aklıma geliverenler bunlar.

Balıkesirspor konusunda ters düştüğümüz çok anlar olsa da, kırmızı-beyazlı kulübe desteği az/buz değildi.

Rahat bıraksaydı eğer fitne/fesat/şer odakları,

Balıkesir tüm ilçeleriyle Cumhuriyet tarihinin görülmemiş hizmetlerine kavuşabilirdi.

Lakin rivayete göre; "yahudinin bile barınamadığı tek şehir" denilen,

ama dünyada eşi/benzeri olmayan güzelliklere ve zenginliklere sahip bizim şehir,

diğerleri gibi Edip beyi de sevemedi, sahiplenemedi bir türlü.

Anlayacağınız

kahrından önce kanser oldu,

sonra öldü adam!

Hiç şüpheniz olmasın ki,

vesile olanlar cenazesinde saf tutup,

İmam Efendi:

"Nasıl bilirdiniz?" diye sorduğunda

"iyi bilirdik..."

ve

"Hakkınızı helal ediyor musunuz" dediğinde:

"Helal olsun.. Helal olsun.. Helal olsun..."

diye kendi kendilerini kandırmaya devam edecekler!

Günümüz dünyasında hayat dediğimiz,

siyaset dediğimiz işte tam da böyle bir şey.

Devam ediyor, tüm hırsı, tüm hızıyla dönmeye çarklar.

Hayatın "men dakka dukka"dan ibaret olduğunu kavrayamıyor insan.

Kimsecikler de

yaşananlar ile yaşadıklarından ibret almıyor.

Alacağı da yok..

Götürebileceği bir şey olmadığı gibi!

Neyse ki her şeyi gören, duyan,

aklımızdan ve kalbimizden geçirdiklerimizi bilen,

kapalı kapılar arkasında konuştuklarımız kendine sır olmayan,

hüküm sahibi ve her şeyin hesabını elbet bir gün mutlaka soracak olan bir Allah var!

Adalet terazilerinin kurulacağı kıyamet günü hesaplaşacak herkes...

Sözün özü;

Ahmet Edip Uğur bu şehrin değerlerinden biriydi.

Yaptıklarıyla unutulmayacak isimlerden biri oldu.

Elbet içine attığı, çok şeyler vardı onun da bizler gibi.

Anlatamadan, paylaşamadan, sırlarıyla birlikte götürüyor hepsini...

Ağrıma giden ve anlatmak istediğim öyle çok şeyler var,

var olmasına da...

Asıl konuşması gerekenler susuyor iken,

bana sadece Allah'tan rahmet dilemek düşüyor...

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.

Allah’ım, Ahmet Edip Uğur kulunu da yüce huzurunda iyilerden yaz.

Kitabı illiyyine koy.

Nurgül hanım ile Betül, İsmail ve Mahmud kardeşlerim başta olmak üzere, tüm sevenlerine başsağlığı ve sabr-ı cemil niyaz ederim.

Son söz:

Balıkesir için hayalleri olanların Allah yar ve yardımcısı olsun.

İşleri hiç mi, hiç kolay değil.

Ya kanser oluyorlar, ya da kahırlarından sessiz/sedasız ölüyorlar!

Selametle...

8 Eylül 2021 | Balıkesir | Ramazan Demir