Her geçen gün siyaset heyecanını kaybediyor. Milattan önceki zamanlarda partilerde kongre dendiğinde, heyecan doruklara ulaşır, başkan adayları yanlarındaki ekiplerle ortalıkta arzı endam ederlerdi. Eskiden siyaset gönül işiydi, dava vardı davasına sahip çıkan gönül erleri vardı. 
Siyasetçi gücünü üyeden delegeden, köydeki mahalledeki ilçesindeki, şehrindeki insanlardan alırdı. Bilirdi ki meydana çıktığında, üyenin delegenin desteğini aldı mı, başkan olur, bir daha ki kongreye kadar elinden geldiğince sorunlara derman, problemlere çözüm olurdu Eskiden siyasette insanlar kongreyle gelir kongreyle giderlerdi.
Eskiden benim geldiğim siyasi çizgide dava şuuru, memleket sevdası, İhlas dürüstlük ahlak, maneviyat aranırdı. Emin güvenilir sevilen sayılan, lekesiz defosuz insanlar tercih edilirdi.Oluşturulan yönetimlerin profillerine bakıldığında, toplumun her kesimini temsil edildiği görülürdü. Eskiden siyasete bir dik duruş vardı, kol kırılır yen içinde kalır ama, yanlış yapanın hesabı defteri sessiz sedasız kesilir, siyaset arenasının dışına atılırdı.
Benim geldiğim siyasi çizgide İl Başkanlığı o şehirde en üst karar verici makam idi, belediye başkanları vekiller, il başkanının Genel Başkanı temsil ettiğini bilincinde şuurunda olup, ona tâbi olurlardı. Kavgalar patırtılar tartışmalar, kapalı kapılar ardında yapılır karar verildi mi, herkes o karara tabi olurdu.
Eskiden gazetelerde yaptığımız hizmetler, söz söz verip de yapamadığımız icraatlar manşetlerde olurdu. Şimdi ise doğrudur yanlıştır manşetleri rantçılar, uçkurcular, eline beline diline sahip olamayanlar kaplıyor. Bütün duam bunların yanlış olması veya iftira olması doğrultusunda. 
Artık sağımızda solumuzda, önümüzde ve arkamızda adeta güvenilecek insan kalmadı.Kendimi sorguladığımda verdiğim oyla bu olaylara bende çanak tutuyorum diye uykularımın kaçtığı oluyor. Sonra kedidir kedi deyip kendimi avutuyorum. Tekrar olacak belki ama , bunların yanlış olması duyduklarımı okuduklarımın birer iftira ve rüya olması son ümidim. 
Dün partimde kim il başkanı olsun diye temayül yoklaması yapıldı. Başkanlarının görevden alındığı yönetimlere , il başkanı kim olsun diye soru soruldu. İl yönetimi, kadın kolları, gençlik kolları ilçe başkanları, belediye başkanlarına bu soru tevdi edildi. Alınan cevaplar bir kenara not edildi günü geldiğinde yeni atanacak başkana verilmek üzere. Sadece iki kişi oy kullanmadı, Dinçer ve Gamze başkan. Meğerse. Balıkesir deki bütün sorunların kaynağı bu iki kardeşimiz, bu iki Başkan İmİş. Meğerse bütün günahların sıkıntıların kaynağı da bu iki insanmış. Davulun sırtlarında tokmağın başkalarının elinde olduğu buyapıda, bu iki başkan kurban edilip Balıkesir siyaseti düzlüğe çıkarılmış oldu. Benim bir insan olarak içim sızlıyor. Sırtlarında davul olanlar gitti, ellerinde tokmak olanlar davulu taşıyacak yeni insanlar peşinde.Ha bunların hataları yok muydu vardı, hataları böyle bir sistemde başkanlıkları kabul etmeleriydi.
Allah var bu iki kardeşim de kendi sınırları içerisinde tokmağa elinde tutanların çizdiği çerçevede, görevlerini yerine getirmeye çalıştılar. Bazılarınız belki bana şu an kızıyorsunuz, beyler bayanlar kardeşler, benim derdim Gafur Mehmet İsmail değil yanlış kurgulanan sistem. Kanunlar, yanlış seçim sistemi, göstermelik Parti tüzükleri. Benim derdim birilerinin bizim adımıza dün olduğu gibi, bugün de beldem de ilçemde irademize ipotek koyup, ilimi, ilçe mi belde mi, yönetecek insanları paraşütle tepeden indirilmesinde.
Beyler siyaset artık bir holding yönetimi kurgulama biçiminden çıkarılmalı, illerde ilçelerde atanmış CEO lar eliyle teşkilat yönetmekten uzaklaşılmalıdır.
Burası bir holding değil, sizlerde bu şirketin sahipleri değilsiniz. Şuan millet tepede bu partiyi kuran anlayışın temsilcisi lideri, her şeyi Recep Tayyip Erdoğan olduğu için sizlere kızsa da gönlü kırık olsa da oy veriyor. 15 Temmuz'da olduğu gibi sokaklara çıkıp can veriyor. 
Lakin başkanlık sistemi referandumdan geçip onaylandıktan sonra, gezdiğim gördüğüm konuştuğum dertleştim birçok insan, Cumhurbaşkanlığı'nda Reise gidip oyumuzu veririz, Reis başkan seçildikten sonra partimde belediyede illerde ilçelerde kim ne film çeviriyor, nasıl bir senaryo uygulamaya çalışıyor bizi bağlamaz, oturur filmi dışarıdan seyrederiz diyor. Artık bizden ne bu senaryolar destek, ne de bizde film seyretmek için bilet parası,yani oy yok diyor. Hey yukarıdakiler bunun suçu bizler sokaklarda kiler değil, hep aynı filmi, senaryoyu ortaya koyan sizlersiniz. Millet artık kendini temsil eden, kendi gibi insanların rol aldığı senaryoları sevdiği artistleri filmlerde görmek istiyor.
Şunu da belirteyim bizim bu ölümlü dünyada ne film çevirmeye ne de artist olmaya niyetimiz yok Selamlar sevgiler