Ö N E M L İ

Bugün bazı gazetelerimiz ile sosyal medya hesaplarında;

 - "kanserin ilacı bulundu"

- "kansere dur dediler"

veya 

- "bu ilaçla kanser tarihe karışacak' 

vb. haberleri gözümü dört açarak okudum!

Hayretlere düştüm!

Kendime geldiğimde kahkahalar eşliğinde,

"Geç bunları, anam babam, geç;

Geç bunları bir kalem;

Bilirim ben yaptığımı." 

dizelerini mırıldanıyordum Orhan Veli'nin ..

★★★

Bunu şundan söylüyorum;

Kanser beni bir değil, iki kez yakaladı hayat koşusunda.

Biri kolon, diğeri akciğerdi.

10 yıldır

birbirimizi alt etmek için açık arayan iki aksi sevgili gibiyiz kanserle..

İllet yapıştı mı bir kez zor oluyor ayrılması ve tutup atması. 

Onu lâyık olduğu yere göndermem amacıyla

kimler ne taktikler vermedi ki geçen süreçte..

Ot, böcek, çay, çorbadan tutun da 

kırk yıl düşünsen akla gelmeyecek metotları önerenler oldu.

En ilginciyse "üç gün kaplumbağa kanı iç, eskisinden sağlam olacaksın" şeklindeydi.

Bir ara şunu denesem mi diye sordum kendime de, az daha tokatlamaya başlayacaktım suratımı..

★★★

Kardeşlerim

O illet bedeninde harekete geçince

moralman çöküyorsun,

her söylenene inanıyorsun.

Çaresiz hissediyorsun kendini çünkü.

İşte o an insanın zaafından kazanç elde etmek isteyen kimi şarlatanlar giriyor devreye..

Başlıyorlar kanınızı emmeye!

Onu da, bunu da, şunu da deneyeyim derken

birde bakmışsın elde avuçta bir şey kalmadığı gibi

musalla taşına getirip bırakmışlar bedenini

son duanı okuyorlar!

★★★

Diyeceğim şu;

İnanmayın, kanmayın her yazılana, çiziline, söylenene..

Ben ne mi yapıyorum 10 yıldır?

Önce şunu yaptım

Doğru doktoru buldum. 

Doğru tanı, doğru tedavi, doğru dozajla devam ediyorum.

Bence her şey bu düzlemde.

Gerisi teferruat. 

★★★

Onu da şöyle açıklayayım;

Doğruyu bulduktan sonra beni bana emanet eden yaradana koşulsuz teslim ettim kendimi.

"Ben olmasam bu işler yürümez" demek yerine oluruna bıraktım her şeyi.

"Eyvallah" ve "Haklısın", "Elhamdülillah" kelimelerini çok kullanırken hiçliğim geliyor her daim aklıma.

Örneğin ölümle beraber yaşamayı öğretti hiçlik bana..

Önceleri sevemediğim hayvanlara şimdi psikolog gözüyle bakıyorum.

Bu arada 3 maymunun yanına bir tane daha ekleyip 4 maymunu oynuyorum kimi vakit!

★★★

Şunu da eklemem gerek yapılacaklar listesine.

Benim için hayatımı bir başkası yaşamıyor.

Çok istese de yaşayamaz!

Yakınlarım dahil.

Her ne kadar "egoizm" denilse de bunun adına "önce ben değerliyim" diyorum.

Çünķü
Ben yaşarsam sevdiklerim de yaşayacak benimle.

O yüzden önce ben güçlü olmalıyım, sevdiklerimle daha çok ömür geçirmek istiyorsam.

Birde şu "el alem ne der" baskısını çok hissettiğimizden olsa gerek içimize atıp her şeyi hayatımızı zehir ediyoruz genelde kendimize.

O tabuyu da yıktım ben.

Allah ne der ona bakıyorum tek.

★★★

Ekleyecek çok şey var, var olmasına da..

En önemlisi, en doğrusu şu;

Birincisi

Sizi strese sokacak ortamlardan uzak durun.

İkincisi

Sağlıklı iken

bağışıklık sisteminizi güçlü kılacak besinleri yiyin, için..

Bunun için benim tavsiyem

Bir çay kaşığı bal, bir çay kaşığı toz zerdeçal, bir çay kaşığı toz zencefili karıştırın.

Her sabah bir bardak ılık su içtikten sonra bu karışımı yiyin..

Bu arada, havalar soğuyor, bol limonlu zencefil çayı içebilirsiniz her akşam. Bu biraz acı dersen az miktarda balda koyabilirsin fincana...

Kafanıza takılı bir şey kaldıysa arayın, elimden geldiğince, aklım erdiğince, dilim döndüğünce paylaşayım..

★★★

En başa dönüp tekrar hatırlatayım;

İllet girdiyse bedenine, şükret yaradanına.

Sakın inanıp kanma şarlatana.

Selametle...

17 Eylül 2019 | Balıkesir | Ramazan DEMİR