CHP, İYİ PARTİ, HDP VE SP’NİN DESTEĞİ İLE GERÇEKTEN RECEP TAYYİP ERDOĞANI DEVİREBİLİRLER Mİ?

'Türkiye battı' diyenler o kadar büyük bir yalan içindeler ki; 2002-2016 yılları arasında 2002 GSYİH üzerinde 6,5 trilyon USD kaynak üreten bir Türkiye ve halkın oylarıyla seçilmiş bir lideri var.

Bu kaynak halka, maaş, sosyal yardım, üretim teşviki, sağlık, eğitim olarak dağıtıldı.

2002 de 21 milyon olan istihdam bugün 30 milyona, 2002 de 6,5 milyon olan emekli sayısı bugün 12,5 milyona, 2002 de 500 bini bulmayan sosyal yardım alan kişi sayısı bugün 4 milyona çıkmıştır.

Bugün 3 milyon kişi işsizlik maaşı almaktadır.

2002 de her bir haneye ortalama 1,6 adet düzenli gelir girerken bugün 2,5 adet düzenli gelir akmaktadır. Üstelik 2002 de asgari ücret 150 USD civarındayken bugün bu rakam 380 USD dir.

★★★

TÜRKİYE BU KADAR KAYNAGI NEREDEN BULDU?

Aslında bu kaynak Türkiye’de hep vardı.  Ama 2002 öncesi bu kaynak; faiz, sözüm ona teknoloji transferi vb. bahanelerle batılı firma-devletlere akıyordu.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bugün 45-55 milyon USD’ye yapılabilen barajlar 100 katı fiyata batılı firmalara yaptırılıyordu.

Bugün 25 USD’ye alınan sağlık malzemelerine 2500 USD veriliyordu. Buna benzer binlerce örnek vermek mümkün.

★★★

Son 16 yılda AB ve ABD nin ne kadar borçlandığına bir bakın.

Bir örnekle yetinelim, 2002 yılında Hollanda Türkiye’nin yaklaşık iki katına yakın GSYİH ya sahipken bugün Türkiye Hollanda’yı geçmiştir. (2018 yılında aralarındaki fark kapanmış olabilir)  Oysa bu dönemde Hollanda’nın brüt borçları Türkiye’nin 3 katından daha fazla artmıştır.

Bugün Hollanda Kraliyet fonlarıyla beslenen onlarca grup Türkiye’de çalışmalar yapmaktadır. Hollanda’nın Türkiye’de işbirliği yaptığı gruplara para aktarma nedeni Türkiye’nin nasıl kalkındığını anlamak değil, onların da amacı “Bu adamı (Sn. Recep Tayyip Erdoğan) devirmek”…

★★★

Bu ülke her hafta bir milyar USD faiz öderken sesi çıkmayanlar, devlet yönetim külliyesine bir haftalık faiz parası harcadı diye kıyameti kopardılar. İktidara geldiklerinde Cumhurbaşkanlığı külliyesini satarak kaynak üreteceklerini beyan ettiler. İyi de Özal’dan kurtulduktan sonra iktidara gelenler gibi yapacaksanız ki bu konuda şüphe yok, Cumhurbaşkanlığı külliyesini satarak ancak bir haftalık faiz ödeyebilirsiniz, daha sonrasında ne yapacaksınız?

Bugün kendi teknolojisini üretir duruma gelen bir ülke ve onun liderinden neden rahatsızlık duyuyor ve onu devirmek istiyorsunuz?  

Eğer gerekçeniz ekonomik kriz olarak adlandırdığınız son 1,5 yıldır küresel kavganın Türkiye yansımasıysa, bu durumda küresel kavgada bir taraf adına hareket ettiğiniz fikrine kapılanlara hak vermemiz gerekmez mi? 

Türkiye’de faizlerin yükseltilmesi, ekonomik döngünün sekteye uğraması için küresel aktörlerin desteği ile yapılanları gerçekten görmüyor musunuz? 

Bunları göremiyorsanız TBMM’sinde ne iş yapıyorsunuz? 

★★★

Küresel kavganın farkında olmadan mı bu ülkeyi yönetmeye talipsiniz? 

Yoksa birilerinin dediği gibi bu küresel yapıların Türkiye’deki temsilciliğine mi soyundunuz?

Anlaşılan o ki Sn. Ok daha sonrası önemli değil sizin için. Önemli olan ne pahasına olursa olsun Sayın cumhurbaşkanının devrilmesi… 

İşte tam da bu nedenle İYİ Parti ve CHP ittifakının ve dışardan destek verdiği çok açık olan HDP’nin amacı küçük çekiç darbeleriyle yıkılamayan Erdoğan’ı bir balyoz ittifakıyla devirmek. 

★★★

TÜRKİYEYİ TESLİM ALMAK 
BU KADAR KOLAY MI SANIYORSUNUZ?

Sürekli olarak “bu adamı göndermek” paydasında birleşenler, göreve faraza geldiklerinde, biri ilçe diğeri büyükşehirde olduğunda hangi soruna nasıl yaklaşacaklar?

Mesela; ittifak protokolünde CHP’li belediyelerde örneklerine rastladığımız gibi terör örgütlerine yönetici ve eleman istihdamında kota uygulaması olacak mı? 

Bu kişilere yer açmak için belediyelerden kaç elemanı işten çıkartacaksınız? 

Bu tip terör örgütü üyeleri için görev talebi geldiğinde “hayır” diyebilecek misiniz?

★★★

Yine Sayın İsmail Ok’un ifadelerinden devam edelim;

Sayın Ok, İflas ettiğini iddia ettiğiniz belediye Balıkesir Büyükşehir Belediyesi mi? Yoksa 14 aydır işçisine maaş ödeyemeyen ve ittifak halinde bulunduğunuz partinin yönetiminde olan Erdek Belediyesinden mi bahsediyorsunuz?  

Mesela; seçildiğinizde Erdek Belediye işçilerine vaadiniz nedir?

İflas ettiğini düşündüğünüz bir Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, battığını iddia ettiğiniz bir ülkede ekonomisinden nasıl kaynak üretip işçilerin maaşını ödeyecek? 

Büyükşehir Belediyesine başka şehirlerden gelen Türk insanını içinize sindiremezken, 2002 öncesinde ki ittifak partilerinin devlet hazinesini ithal bakanlara emanet ettiği gibi, siz de dışarıdan birilerine mi emanet edeceksiniz Belediye kasasını? 

Sayın Ok, Sanayinin çevreyi kirletmesinin önlemi arıtma tesisleridir, şehirden sanayi tesislerini kovmak değil. Kirleten sanayi istemiyoruz derken iflas ettiğini düşündüğünüz belediyenin arıtma tesislerini yapamayacağını düşündüğünüz için mi sözüm ona çevreci gibi yaklaşarak sanayi tesislerine karşı çıkıyorsunuz?

★★★

Sayın Ok, AK Parti ve MHP’nin halka vaadi çok nettir. Yani göreve geldiklerinde ne yapacakları bellidir. Seçildikleri il ve ilçeleri kalkındırmak, bu il ve ilçelerde güvenli, huzurlu ve müreffeh bir şehir imar etmek. Vaatleri budur ve bu konuda halkın bu vaatleri takip etmesi son derece kolaydır.

Zira 24 Haziranda Cumhurbaşkanını seçen halk, 31 Martta belediye başkanlarını seçerek yoluna devam edecektir. Nasıl 24 Haziranda verdiği vaatleri her yüz günlük programla halka anlatıyorsa, belediyelerde de yapacakları budur.  

★★★

AK Parti ve MHP seçim sonrası bir düzen, nizam ve intizamdan, şehirlerin gelişiminden ve umuttan bahsederken halkın önünü görebileceği geleceğe huzurla bakabileceği bir Balıkesir vizyonundan bahsetmektedir. 

Oysa balyoz ittifakı sadece Cumhurbaşkanının devrilmesinden ve sonrasındaki belirsizlik, korku ve kaostan bahsetmektedir. Yerel seçimlerde şehirler Balyoz ittifakının umurlarında bile değil. 

İyi ama yerel seçimlerde Cumhurbaşkanını deviremezsiniz ki.. Bu bir genel seçim değil...

★★★

Oysa sayın İsmail OK “bu bir genel seçimdir” diyor.

Öyleyse seçimlerde başarılı olursanız ilk işiniz şehirleri nasıl imar ederiz olmayacak, şehirleri tıpkı gezi olaylarında olduğu gibi kaynatıp planın ikinci aşamasına geçerek, Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak için şehirleri savaş yerine dönüştüreceksiniz.

Sizin senaryonuza göre, halk önce belediye başkanlarını değiştirecek, ardından şehirlerdeki hareketlerle Cumhurbaşkanını devirecek. 

★★★

Lakin unuttuğunuz şu.

Bahsettiğimiz halk Türk Milletidir. 

Her bir ocağı devlet kuran bir millet sizin siyasi fantezilerinize kanmaz, sizin boyun eğdiğiniz ağababalarınıza da asla boyun eğmez.