Alt başlık olarak da “Bu ülkenin Flash Tv’lere ihtiyacı var.” dersek tam yerinde olacak aslında.

Her ne kadar “Gönül Dağı” gibi tam da bizi ve Anadolu’yu anlatan diziler var olsa da, tarihi(!) ve güncel dizilerimizde her bölümde ya en az 10 kişi öldürülüyor, ya suikastlar yapılıyor, ya da eşler aldatılıyor.

Ama konumuz diziler değil, haberler...

Hangi kanalı açarsanız açın, haber kuşaklarında şiddet haberlerinden geçilmiyor. Daha az önce kanalın birinde arka arkaya tam 7 farklı haberde silahla öldürme, yaralama, döverek komalık yapma, karısını silahla tehdit etme ve dolandırıcılık sahneleri izledim.

Hayatımda hiç gitmeyeceğim, görmeyeceğim, benden kilometrelerce uzak şehirlerdeki 5-10 psikopatı her gün benim ve 80 milyonun evine sokuyorlar.

Her gün sürekli bu haberlerle yoğrulurken, bıçaklanmanın nasıl yapıldığını,

insanın nerelerden yaralanınca öldüğünü veya sağ kaldığını,

silahla topuklara nasıl sıkıldığını,

dolandırıcılıkta nasıl taktikler yapıldığını,

kadınların nasıl taciz edildiğini,

Eşlere ve sevgililere nasıl sözlü ve fiili şiddet uygulandığını öğreniyoruz.

Öğrenmekle kalmıyor, tüm bunları hayatımızda kanıtsayıp normalleştiriyoruz.

Aynı bizim için acı verici olup duygusala bağladığımız bir hayvanın kesilmesinden, kasabın hiç etkilenmediği gibi.

Aynı bir kanamalı yara, bir kesik, cidi bir kırık, hatta küçük bir iğnenin yapılmasını görmeye biz dayanamazken doktorların gözünün kırpmadan müdahale etmesi gibi.

Aynı herbirimiz silah sesinden, çatışmadan, bombalardan ürküp korkarken, çatışmalara ve barut kokusuna alışmış uzman askerler gibi.

Amerika’da şiddet olaylarını özellikle de küçük çocukların okullara silahlı saldırılarını ciddi şekilde inceleyen ve altında yatan sebebi araştıran bir belgesel izlemiştim.

#BowlingForColumbine ismindeki bu belgeselde sebebin Amerika’da bazı bölgelerde silahlanmanın çok ciddi artması olabileceği üzerine duruluyor.

Ama sonra Kanada vb. gibi ülkelerde silahlanma oranı çok daha fazla olduğu belirtilerek bu varsayım çürütülüyor...

Son zamanlarda genclere hitap eden şiddet ieçrikli oyunların üzerinde duruluyor, ama bu oyunların uzak doğu ülkelerinde, özellikle de Japonya’da çok daha fazla oynandığı halde, şiddet geri dönüşü olmaması bu varsayımı da çürütüyor.

Ve vahim sonuç:

Net ve kesin bir şekilde Televizyon haberleri...

Televizyonlardan verilen, gerçek kişilerin, gerçek olayların yansıması olan ve sürekli tekrarlanan şiddet olayları.

Herkes farkındadır;

Türkiye’de ne zamanki kadına şiddet olayları boy boy televizyonlarda, medyada, gazetelerde servis edilmeye başladı, kadına şiddet iki, hatta üç katına çıktı.

Ne zaman ki, dizilerde “Aşk-ı Memnu” ile başlayan yengesiyle, komşusuyla, iş arkadaşıyla, eşinin dostuyla yatmaya başlayanlar başladı bizim mahallede de aynıları görülmeye başladı.

Ne zaman ki, dolandırıcılar, güya iyi insan(!) mafya tipli karakterler televizyonlarla evlerimize girmeye başladı, çocuklarımızdan 5-6 sı bir şahine doluşup sokaklarda racon kesmeye başladı.

Ben İçimizi ferahlatan, ailecek tebessüm ettiren, bizi bizden alan, Anadolu’nun naif ve mukallit insanlarının yansımasını, güzel şeylerin anlatıldığı, çocuklarımıza geleceğe bakışlarına ışık tutan haber göremiyorum hiç?

Bende mi bir gariplik var?

Bizim Amerika gibi bol silahlanmaya da ihtiyacımız yok.

Gerektiğinde şiddetin nasıl ve ne şekilde yapılabileceğini öğreten çok cici bir silahımız var: Televizyon

Sanırım bu ülkeye zararı olmayan tek kanal Flash Tv idi...