Zeytin bahçeleri, kızılçam ve daha da yükseklerde meşe ve karaçam ormanlarıyla kaplı bu güzel coğrafya, Ege’nin yakıcı sıcağından bunalanlar için tam bir kaçış yeri. Öyle ki yaz ortasında bile geceleri serinlikten dolayı ürperiyorsunuz.

 Kaz Dağları, ülkemizin en önemli zenginliklerinden biri.
Antik dönemlerden bu yana pek çok efsaneye konu olan ve İda Dağı olarak da bilinen Kazdağları,
ALLAH'ın ARMAĞANI” olarak tasvir edilen tam bir doğa harikası.

Şehrin korkunç havasından kurtulmak için yapabileceğiniz en iyi şey Kazdağları’na kaçmak.
Zeytin bahçeleri, kızılçam ve daha da yükseklerde meşe ve karaçam ormanlarıyla kaplı bu güzel coğrafya, Ege’nin yakıcı sıcağından bunalanlar için tam bir kaçış yeri. Öyle ki yaz ortasında bile geceleri serinlikten dolayı ürperiyorsunuz.


 

Kalabalık tatil ortamlarından uzak, sakin, huzurlu, dingin bir ortamda tatil yapmak isteyenler için Kazdağları her mevsim gidilebilecek bir coğrafya. Karpuz çatlatan soğuk kaynaklar, cıvıl cıvıl kuş sesleri ile kaynaşan şelale sesleri, şehirlerin boğucu gürültüsünden uzak huzurlu bir ortam sunuyor kendisine sığınanlara. Serinlikle misafirlerine yaz sıcağını unuttururken, şifalı kaynaklarından mutluluk ve huzur sunuyor.

Dünyanın ilk güzellik yarışması Kazdağları’nda

İzmirli Şair Homeros İlyada adlı eserinde Kazdağları’ndan “Bol pınarlı vahşi hayvanların anası” olarak söz etmiş. Afrodit, Hera ve Athena’nın katıldıkları, Truva Savaşı’na yol açan o meşhur güzellik burada yapıldı. Zeus burada doğdu, tanrılar Truva Savaşı’nı buradan izledi ve karısı Hera ile bu dağda evlendi. Troya Savaşı’nın baş aktörlerinden Paris bu dağlarda çobanlık yaparmış. Nuh’un gemisinin İda’da olduğunu söyleyenler de var. Sarıkız efsanesi ise bugün hala dilden dile dolaşıyor.

Zeus, düzenlediği bir toplantıya tanrıça Eris’i çağırmaz. Bunun üzerine Eris, toplantıya altın bir elma gönderir ve bunun “en güzel tanrıçaya” verilmesini ister. Athena, Hera ve Afrodit altın elmanın kime verilmesi gerektiği konusunda anlaşmazlığa düşünce Zeus, tanrıçaları Paris’e gönderir ve en güzel tanrıçayı Paris’in seçmesini ister. Afrodit, Paris’e kendisine eş olacak en güzel kadını (Helen) bulacağını vadeder ve Helen’i Paris’e aşık eder. Paris, altın elmayı Afrodit’e verir. Paris, Sparta’yı ziyaretinde Helen’e âşık olur ve iki âşık birlikte Truva’ya dönerler. Helen evlidir ve bu durum bir savaşı başlatmış olur.

Kaz Dağları, kendine özgün zengin doğası, kültürel zenginlikleri, kanyon ve şelaleleri, derin vadi ve nehirleriyle ekoturizm adına tam bir cennet. Deniz, güneş, kum üçlüsü dışında tatil ve keşfetmenin ülkemizdeki en güzel rotalarından birisi bana göre. Mitolojik öykülerin anayurdu dağların bağrında saklı köyleri ziyaret edin.

Kazdağı Milli Parkı

Kazdağı, doğal ve kültürel kaynak değerleri açısından oldukça zengin bir potansiyele sahip. Bu güzel coğrafya, yerüstü ve yeraltı su rezervleriyle, sıcak ve soğuk su kaynaklarıyla, Biga Yarımadası için tam bir hayat kaynağı. Doğal bitki örtüsü ormanları, sadece bu yöreye münhasır bitki türleri ile sadece ülkemizin değil dünyanın da en önemli ekosistemlerinden birisi.

Kazdağı Milli Parkı, Kazdağları ile kastedilenden farklı ve onun içerisinde bir alan olarak, büyük ölçüde güneyde Edremit Körfezi, doğuda Zeytinli Çayı, kuzeyde Karamenderes Çayı ve batıda Mıhlı Çayı arasında kalan ve 21,452 hektarlık bir alanı tarifliyor. 1994’ten bu yana milli park olan Kaz Dağları’nın jeolojik konumu nedeniyle oluşmuş ilginç bitki örtüsü, iklim ve toprak yapısı sayesinde bu bölge devamlı olarak yüksek oranda oksijen üretiyor. Havası tertemiz, miss gibi.

Kazdağları Gezilecek ve Görülecek Yerler

Balıkesir’in Edremit’in kuzey batı istikametine düşerken, Kazdağları’nda görülmesi gereken yerler o kadar çok ki, hakkıyla gezmek için en az 1 haftanızı ayırmak gerekiyor. Park sınırları içerisinde PınarbaşıHasan Boğuldu ve Sutüven Şelalesi Kazdağları görülmesi gereken yerler arasında ilk sırada.

1. Sütüven Şelalesi


Sütüven Şelalesi

Sarıkız Yaylası’ndan doğan ve Kızılkeçeli Çayı üzerinde yer alan Sütüven Şelalesi, yakınındaki Hasan Boğuldu Göleti ile Kaz Dağları’nın ormanları içerisinde şahane manzarasıyla ziyaretçilerini ağırlayan bir doğa harikası. İsmini sıçrayan su anlamına gelen “tüvleyen” sözcüğünden alan şelale, yemyeşil doğası, pınarı, küçük göletleri ve şelalesiyle doğayla bütünleşmek için muazzam güzellikte bir alan. Ben yüzdüm ama suyun soğukluğu karşısında neredeyse şok geçiriyordum. Kısa sürede alışıyorsunuz, ama uzun süre yüzmek hakikaten zor. Yine de girin tabi. Akçay, Altınoluk yolu üzerinde, Zeytinli beldesinden gidiliyor, tabelaları takip edin.

2. Hasanboğuldu

Sutüven piknik alanından sonra derenin karşı tarafındaki patika yolu izleyerek ulaşılabiliyor. Yol üzerinde Romalılardan kaldığı söylenen su kemerlerinin sütunları sol tarafta görülebilir. Haftasonları çok kalabalık, haftaiçi kafa dinlemek, doğa yürüyüşleri ve yüzmek için ideal. Bir efsaneye göre bu gölette boğulan Hasan adlı aşık gençten ismini almış. Hasan Boğuldu şelalesinin efsanesi, filmlere ve Sabahattin Ali’nin öykülerine de konu olmuş. Sabahattin Ali’nin öyküsünde Yörük güzeli Emine’ye kavuşmak için törelere göre 40 okkalık tuz çuvalıyla dağları tepeleri aşan aşık Hasan’ın hüzünlü hikayesini anlatır.

3. Pınarbaşı

Milli Park içinde geçmişten günümüze, rekreasyon amaçlı iki adet günübirlik kullanım alanı mevcut. Güre Köyü sınırları içinde kalıyor, Akçay’a 6 km uzaklıkta. Günümüzde en çok ilgi gören mesire mesire alanlarından. Kaz Dağları kar sularının bir kısmı, tepenin altından fışkırarak kaynak halinde buradan çıkıp dere oluşturması. Yamaçtan akan bol ve buz gibi su yaz aylarında serinlemek için ideal bir köşe. Yılın 2 buçuk aylık yaz sezonunda yaklaşık 80-100 bin ziyaretçi tarafından günübirlik kullanılmakta. Daha çok günübirlik piknik ve mangalcıların takıldığını ileteyim.

4. Sarıkız Tepesi

Kazdağları’nın en yüksek üç tepesi Kazdağı Milli park sınırları içerisinde yer alıyor. Sarı KızBaba Tepe ve Karataş Tepesi (Gargaros) olmak üzere üç zirvesi bulunan milli parka rehbersiz girmek yasak. Kaz Dağları’nın efsanelere konu olan bir başka yeri olan ve 1574 metre yüksekliğindeki Sarıkız Tepesi, Kaz Dağları’nın en yüksek tepelerinden. Kaz Dağları’nın efsanelere konu olmuş, Tahtacı Türkmenlerinin yüzyıllarca yaşam yeri olmuş Sarıkız Tepesi, dilden dile dolaşan hikâyesi yanında muazzam bir manzaraya sahip. Kazdağı Milli Park alanında bulunan Sarıkız Tepesi, efsanesi ile birlikte tüm Türkmenlerin kutsal bir ziyaret merkezine dönüşmüş. Edremit Körfezine 1726 metre yükseklikten bakıyor ve Ayvalık adaları, Midilli ayaklarınızın altında.

5. Çamlıbel Köyü

Piknik alanıyla ünlü olan Çamlıbel, Kazdağları gezilecek yerler arasındaki en güzel otellere ve mekanlara ev sahipliği yapan turistik köylerden biri. Kaz dağlarındaki bu güzel köy, yeşil bir vadiden Edremit Körfezine bakıyor. Köyün şahane bir Ege manzarası var. Kurtuluş Savaşı sırasında Çamlıbel halkının büyük bir kısmı Kuvayi Milliye’ye katılmış ve Ayvalık cephesinde çarpışarak işgale karşı direniş göstermişler. Yol üzerinde Köyün Delisi‘nin yerine uğrayıp el emeği göz nuru benzersiz hediyelik eşyalardan sevdiklerinize hediye almayı unutmayın.

Tuncel Kurtiz’in mezarı da bu köyde. Kaz dağlarındaki tüm gezilerimde de bu köydeki Albatross Dağ Evleri‘nde (0266) 387 3834) kalmayı tercih ediyorum. Ahşap bungalowlardan yapılmış şirin otelin hemen arkası ise Kaz Dağları Milli parkı başlıyor.

6. Kızılkeçili Köyü

Kızılkeçili Çayı’nın kenarında bulunan köyün tarihi Osmanlı kayıtlarında 1890’lardan beri yer almış. Günümüzde yeni yeni yapılan taş villalarla köy yeniden hayata dönmüş gibi görünüyor. İş dünyası, sanat ve akademik camiasından insanlar sessiz sedasız bu şahane manzarası olan köye yerleşmeye başlamışlar. Ziyaretçilerce piknik alanı olarak kullanılan köyde 850 yıllık görkemli bir çınar ağacı da var. Köye kadar giden bir asfalt yol da yapıldı. Akçay yolçatından 2,7 km uzaklıkta sadece. Ben Güre Beldesi üzerinde, “Haçlı Yolu” olarak bilinen eski bir yoldan araçla geçerek gittim. Sutüven’e kadar uzanan 3 km kadar stabilize bir yol da var.

7. Mıhlı Şelalesi


Mıhlı Şelalesi

Roma döneminden kalma kemerli köprüsü, yemyeşil doğası, göletine akan Mıhlı Şelalesiile burası tam anlamıyla gizli bir cennet. Akçay’a 25 km mesafede Altınoluk-Çanakkale karayolu üzerinde çevresi ormanlık bir dere kenarı burası. Selton tesislerinin yanından içeri giren stabilize yolun sonuna kadar gidin. En sonda dinlenme tesislerine park edin. Dinlenme tesisleri içerisinde şahane göletler ve şelaleler var.Çevresi çam, çınar, zeytin, tesbih, defne, incir, ayva, armut ağaçları, kekik ve böğürtlenle çevrili. Baharda izlemenin tadına doyum olmuyor çağlayan sularının. Patika yolu izleyim aşağıda Başdeğirmen’e doğru yürüyün. Oldukça zarar görmüş olsa da değirmen taşları, çarkı ve su yolları günümüze dek duruyor. Değirmenin yanıbaşında Romalılardan kalma olduğu söylenen köprünün suya yansıyan manzarası şahane.

8. Adatepe Köyü

Edremit Körfezi’nin kuzey ucunda, bir tepenin ardında yer alan, çam ve zeytin ağaçları arasına serpiştirilmiş şahane evlerin olduğu eski bir Rum köyü Adatepe Köyü. Evlerin birbirine geçtiği, dar sokaklı bu şirin Ege köyü koruma altına alındıktan sonra eski ihtişamlı günlerine geri dönmeye çalışıyor ve bundan da gayet başarılı görünüyor. Yaşlı 2 çınarın gölgesindeki meydanının etrafında serpilmiş taş evlerin bir çoğu restore edilerek hayata kazanmış, bazıları da butik otel olarak hizmet veriyor. İda Dağının batı yamaçlarında kurulu, taş işçiliğinin en zarif örnekleriyle süslü mimari dokuya sahip yıldızı parlayan bir köy. Mübadele ile Midilli ve Girit’ten gelen Türklerin yerleştiği Adatepe, oksijen yoğunluğunun dünyada en fazla olduğu yerlerden biri. Zeytincilik ve zeytinyağı ile bilinen köyde bulunan tarihi eserler Çanakkale Müzesi tarafından koruma altına alınmış.

En çok Balıkesir'de yetişiyor. Faydaları saymakla bitmiyor En çok Balıkesir'de yetişiyor. Faydaları saymakla bitmiyor

9. Zeus Altarı

mden kalma Zeus Altarı, Adatepe köyünün hemen girişinde yer alıyor. Gördüğüm en güzel Ege manzarasına sahip yerlerden birisine sahip. Yol kenarından çam ağaçlarının arasında, kozalak kokulu havasını içinize çekerek oraya yürümek yarım saat sürmüyor. Eski Yunanlılar, savaşlarda galip gelmek, kuraklıktan, hastalıktan kurtulmak, bereketli ürün almak, felaketlerden korunmak için burada tanrılara ve Zeus’a kurban verirlerdi. İlyada Destanı’nda ise Zeus ile Hera’nın aşkına da şahit olduğu anlatılıyor.

10. Yeşilyurt Köyü

Denize uzaklığı yalnızca birkaç kilometre olan Yeşilyurt Köyü, deniz hem dağ turizminin birlikte yaşandığı, taş evleri, patika yolları Arnavut kaldırımı sokakları, geniş köy meydanı, tarihi camii ve zeytin ile çam ağaçlarıyla kaplı bir köy. Yeşilyurt Köyü, köylülerin ‘İstanbullu’ dediği dışarıdan gelenlerden rağbet görüyor. Eski ismi Büyük Çetmi olan Yeşilyurt Köyü’nün 700 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin ediliyor. Köye 1993’te köyün ilk butik oteli Çetmihan açıldıktan sonra köy içinde açılan kafeler, dükkânlar, bakımlı tarihi evler, sıcakkanlı insanlarla burası kafa dinlemek için gözde bir yer haline gelmiş. Yüzyıllar boyu Rumlar ve Türklerin birlikte yaşadıkları köy, dağ ve deniz havasının birlikte yaşanabileceği ender yerlerden biri. Burada ayrıca antik çağlardan beri bilinen Afrodit Kaplıcalarını da ziyaret edebilirsiniz.

11. Tahtakuşlar Köyü Etnografya Galerisi

Tahtakuşlar Etnografya Galerisi, doğal güzellikler içinde kurulmuş, Türkiye’nin ilk Özel Etnoğrafya Müzesi. Kaz Dağları’nın eteklerinde kurulu 8 Türkmen köyünden biri olan Tahtakuş’ta, 67 yıllık bir emeğin ürünü olan Alibey Kudar Etnografya Galerisi, Türkiye’nin köyde kurulan ilk özel müzesi. 1992’de açılan ve Türkiye’de ilk kez bir köyde kurulan bir sanat galerisi olan galeri, Orta Asya’dan Türkiye’ye göç eden Konar-Göçer Türk boylarının ilginç ve özgün kültür varlıkları, giyim eşyaları, aletleri, halıları ve çadırları sanat galerisinde her tür sanat yapıtları sergileniyor. Zeytin, zeytinyağı, sabun ve kekik gibi doğal ürünleri de bulabileceğiniz galeride dünyada sergilenen en büyük deri sırtlı deniz kaplumbağasını görme fırsatınız da var. Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı bir köy olan Tahtakuşlar Köyü Edremit’e 17, Akçay’a 5 ve Balıkesir-Çanakkale karayoluna 2 kilometre uzaklıkta yer alıyor.

12. Şahindere Kanyonu

26 kilometre uzunluğundaki Şahindere Kanyonu, dağdan çektiği çam kokulu havayı ovaya dağıtırken, denizden aldığı iyot kokulu havayı da Kaz Dağlarına çıkartarak bir çeşit baca görevi gören bir bölge. Altınoluk’u oksijen çadırına dönüştüren, şifalı bitki ve otlarla bezeli olan kanyon, kekik kokuları, su ve kuş sesleri ile çevrili cennet bir doğa olan Şahindere Kanyonu, rehbersiz gezmenin oldukça zor olduğu ve ancak Orman İşletme Müdürlüğü’nden izin alınarak girilebilen bir bölge. 

13. Antandros Antik Kenti

Altınoluk’a iki kilometre mesafede yer alan önemli bir Troas Kenti olan Antandros Antik Kenti, Mysia ile Troas arasında uzanan yolu kontrol eden stratejik bir konumda yer alıyor. Troia Savaşı’nın öncesine dek uzandığı düşünülen Antandros’un kuruluşu, Herodotos’a göre Persler tarafından milattan önce beşinci yüzyıla dayanıyor. Antandros Antik kenti Bizans İmparatorluğu’nun önemli piskoposluklarından birisiydi. Bölgede çıkarılan buluntuların bir kısmı Bursa Arkeoloji Müzesinde sergileniyor.

Yakın çevrede 3 önemli antik kent bulunuyor. Troya savaşlarından önce kurulmuş Edremit’e 6 kilometre uzaklıkta Adramyttion; dağın güneyinde ve Edremit Körfezi’nin kuzeyinde Kaletaşı Tepesi’nin üstünde kurulu Antandros; Çanakkale sınırları içinde yer alan Assos (Behramkale) kentleri.

14. Darıdere Tabiat Parkı

Kaz Dağları’nın güney yamaçlarında Edremit Körfezi’nin kuzeyinde kurulmuş mavi ile yeşilin birbirine karıştığı ender güzellikleri barındıran Darıdere Tabiat Parkı, yürüyüşü ve kamp yapmayı sevenler için tam anlamıyla cennet. Güneyden Ege Denizi, kuzeyden de Çanakkale Boğazı ile çevrili olması nedeniyle, kuzeyden dağ rüzgârı, güneyden deniz rüzgârının etkisinin yaşandığı parkta birçok ağaç türü, dere ve şelaleler yer alıyor. İçerisinde pek çok turistik tesis, bisiklet parkuru, futbol sahası, kamping alanı gibi pek çok bölümü bulunan park yeşil ile mavinin birbirine geçtiği muazzam bir yer.

15. Kazdağları Seyir Terası

Cam Seyir TerasıBalıkesir ilinin Edremit ilçesinde Altınoluk-Doyran Mahallesine yakın bir konumdadır. Aynı zamanda Şahinderezi Kanyonu olarak bilinmektedir. Her iki mahalleden de gidiş bulunmaktadır. Toplu taşım araçlarının gitmediğini belirtelim.

Şahsi aracı ile gidecekler için iki alternatif bulunuyor.

  • 1.Yol: Altınoluk Köyü içerisinde 7 km’lik bir toprak yol ile ulaşabilirsiniz.
  • 2.Yol: Doyran Köyü içerisinde 8 Km’lik bir toprak yol ile ulaşabilirsiniz.

Kaz Dağları Nerede

Çanakkale ile Balıkesir sınırları içerisinde yer alan ve Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesi’ni birbirinden ayıran Kaz Dağları, Anadolu yarım adasının kuzeybatısında yer alan, Biga yarım adasının en yüksek dağı. Kaz Dağlarının en önemli merkezleri Küçükkuyu ile Alp Dağları’ndan sonra dünyanın en temiz ikinci yüksek oksijen oranıyla en temiz ikinci havasına sahip olan Altınoluk.

Kaz Dağları’nda nerede kalınır

Kaz Dağı çevresinde konaklama tesislerinin çoğunluğu kıyılara toplanmış. Edremit Çamlıbel Köyü’nde yer alan Albatross Dağ Evleri (0266) 387 3834) benim önerim. Facebook sayfasına göz atın. Şahane bir manzarası var. Ulaşımı aracınız varsa kolay, haber verirseniz transfer sağlıyorlar. Her gittiğimde de burada kalıyorum. Huzurlu, temiz bir yer, ahşap bungalowlar da oldukça konforlu.

Kaz Dağları’na Nasıl Gidilir

Kazdağları coğrafyası, Kuzey Ege sahillerindeki Troia, Assos, Akçay, Burhaniye, Ören, Gömeç ve Ayvalık gibi tarihi ve kültürel zenginliklerle sahip turistik yörelerle komşuluk yapıyor.

Türk Hava Yolları, AnadoluJet, Borajet ve Pegasus Havayolları ile İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanlarından Balıkesir Edremit Koca Seyit Havalimanı‘na haftanın her günü 55 dakika süren aktarmasız uçuşlar bulunuyor. Edremit Koca Seyit Havalimanı’ndan 48 kilometre uzaklıkta yer alan Kaz Dağları’na, araç kiralayarak veya özel transferle, yaklaşık bir saatlik bir yolculukla ulaşabilirsiniz.

İstanbul’dan 507 km uzaklıkta yer alan bölgeye, feribot kullanarak Bandırma, Mudanyaveya Yalova’ya iki saat süren seyahatle geçilerek, karayoluyla ulaşım mümkün. İstanbul-İzmir Otoyolunu kullanarak Balıkesir çıkışından Edremit'e ulaşım imkanı da var. Bir diğer alternatif de, Çanakkale tarafından Tekirdağ, Eceabat, Çanakkale, Ezine, Ayvacık, Küçükkuyu ve Edremit rotasını izleyerek gitmek.
Kaynak: Yoldaolmak/Kemal Kaya

Editör: Haber Merkezi