EROL SİNGÖR...

Balıkesirspor onun için her şeydi.

Yaşam kaynağı gibiydi.

Takımın simgesi, taraftarın da sevgilisiydi.

Kırmızı-Beyaz renklerin hastasıydı.

Maçını bırakın, tek bir antremanını kaçırmazdı.

Her maça elinde malzeme çantası ile gelir,

ilk yarıyı tribünden izler,

eğer Balkesler gol atamadıysa veya yenikse

ikinci devre başlamadan çeker eşofmanını, giyer kramponunu, başlardı ısınmaya.

Ne ısınma hem de.

Maç bitene kadar...

Her an oyuna alınacakmış gibi...

Bir saha koşar, bir sola..

Ara sıra bir sahaya, bir rakip kaleye bakar

hava topuna çıkar gibi sıçrar kafayı sallardı.

Golünü yazmış gibi taraftara dönüp hareketini yapardı.

Tribünler koro halinde bağırırdı;

''Erol buraya.. Erol burayaaaaa.. Erol burayaaaa.."

Öylesine bir bağırış değildi bu, gönülden kopar gelirdi o ses.

Kısacası

Bir garibin sevgisi değildi...

BALIKESİRSPOR'a BAL-KES armasına katıksız ve büyük bir AŞK'ın simgesiydi EROL...

Bir de "deliler" vardı, Erolumuzun saf ve temiz Bal-Kes aşkıyla "alay" eden..

Onlar asĺında yaşayan ölülerdi, ama bunu bilemeyecek kadar da behimiyet ve belbed idiler.

Yine varlar, hem de çoğunluktalar.

Bu nedenle olsa gerek soğuyup kaçışlar başladı tribünlerden.

Bir kaç Erol dışında saf ve katıksız seveni kalmadı sanki bizim kulübün.

Üzülüyoruz üzülmesine de, bizim gidecek başka yerimiz, küsecek yüreğimiz yok.

Bizimkisi kırmızı-beyaz aşķ hikayesi gibi ölümüne sevda.

Elbet bir gün Erolların sayısı da çoğalacak.

Hem Türk futbolu, hem de gönüller ve gönüllüler kazanacak.

Erolların mirası üzerinden har vurup harman savuranlar ise geçmişteki örnekleri gibi, renkleri bile hatırlamayacak!

Ütopya gibi gelse de kimine bu söylediklerimiz,

bizler Erol'un yüreğiyle yaşamaktan vazgeçmeyeceğiz ilelebet.

Balıkesir ve Balıkesirspor'umuz ile özdeşleşmiş Erol kardeşimizi Hakk'a yürüyüşünün 17. yılında saygı ve rahmetle anıyoruz.

İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun.