Geçmiş zamanlarda bir padişahın ülkesinde,garip bir çoban yaşarmış. Garip çoban köylünün sürüsünü toplar, yanında ki iki köpekle dağ bayır dolaşırmış. 
Bir zaman sonra,sürüden koyunlar eksilmeye başlamış, Çoban üzülüyor köylüye bir açıklama getiremiyormuş. 
Zifiri karanlık bir gece de,sürü otlarken ağacın birine sırtını dayayıp uyuyor numarası yapmış. 
Bir müddet sonra yanındaki iki köpek gelip, çobanın kolunu ve ayağına dokunmuşlar. Çoban tepki vermeyince hızla karşı tepeye doğru koşmaya başlamışlar, orada onları bir çakal sürüsü bekliyormuş. 
Onlarla oyun oynamışlar, daha sonra sürünün içine dalıp bir koyunu alıp götürmelerine ses çıkarmamaları olayına şahit olan çoban, ertesi sabah köyün girişindeki ağaca iki köpeği de asmış. 
Bu olay köye, kasabaya ardından saraya padişaha kadar ulaşmış. Padişah emir verip çobanı saraya getirtmiş ve yaptığının nedenini sormuş. 
Çoban anlatırım da sizden bir talebim var. Eğer beni ordunun başına başkomutan yaparsanız demiş. Padişah olmaz dese de, merakından kabul etmiş. 
Çoban artık başkomutan, aradan on gün geçmiş ki; saraya dört nala bir ulak gelmiş, padişahın huzuruna çıkıp çobanın orduda ki komutanların çoğunu astırdığını söylemiş. Buna sinirlenen padişah, bir ordu hazırlanıp çobanın kellesinin vurulması emrini vermiş. 
Ordu tam yola çıkacakken ikinci bir ulak saraya ulaşıp padişahın huzuruna çıkmış, padişaha kazanılan zaferi, toprakları ve ganimetlerin müjdesini ve ordunun geri dönmekte olduğunu iletmiş. 
Lakin siniri geçmeyen padişah, ben böyle bir müjde ve zaferi istemiyorum, derhal şehrin girişinde çobanın kellesini vurun, başını bana getirin emrini vermiş. 
Bu sırada Çoban mutlu bir şekilde ordu ile şehre girmek üzereyken, padişahın gönderdiği cellatlar çobanı derdest edip başını vurmak üzere hamle yapmışlar. 
Çoban; başım padişahıma feda olsun, lakin onunla bir anlaşmam verilmiş bir sözün vardı. Şu olayın hikmetini padişahıma anlatayım, başımı isterse ondan sonra vursun demiş. 
Gelip konuyu padişahı anlatmışlar, Sultanım size anlatacakları bir olay varmış, onu anlatınca padişahım isterse başım ona feda olsun diyor demişler. 
Sultan çağırın yanıma o zaman demiş, çobanın huzura çıkarmışlar ve Çoban anlatmaya başlamış. 
Ben garip bir çobandım, bana emanet edilen sürüyü, yanımdaki iki köpekle dağ bayır dolaştırırdım. Bir müddet sonra koyunların eksilmeye başladığını farkedin ce, bir gece uyuyor numarası yaptım. 
Gördüm ki köpekler çakallarla bir olmuş beni satıyor, koyunları çakallara peşkeş çekiyorlar, dehşete düştüm. Dedim ki bunda bir hikmet var, bu köpekler Böyle yapmazdı. 
Allah Zülcelal Hazretleri yukarıda olan olayları, aşağıya yansıt mamazlık etmez, mutlaka ben bunu yaşıyorsam, yukarıda bir sıkıntı var. 
O yüzden mutlaka sultanın haberi olur beni huzuruna çağırır diye sürüyü çakallara satan köpekleri astım. Sizlerin de haberi olunca beni çağırdınız demiş. 
Sonra da sizden Başkomutanlık istedim,Vallahi ki benim böyle makamlarda gözüm yok. Siz kabul edince gittim sizin komutanım dediğiniz bazı köpeklerin çakallarla, düşman keferesi ile bir olup, ihanet ettiğini, zaferi geciktirdiğini gördüm. 
Bu yüzden devletimiz ve milletimiz güç kaybediyor olmuş, hepsini boğdurdum, köpekleri boğduğum gibi. Bundan sonra ihanet ortadan kalkınca, Zafer kendiliğinden geldi. 
Efendim benim çobanlıktan başka bir makamda gözüm yok. Biz yaptığımız işi Hakkın rızası için yaparız, komutanlık komutan olanın olsun. 
Bizim Rıza-i ilahiden başka bir gayemiz yok padişahım, şimdi canım size feda, yok bağışlarım derseniz ben çobanlığıma geri döneceğim demiş. 
Padişah mahçup olmuş, garip çobanın kalmasını ordulara komutanlığı etmesini istese de, garip adam padişahtan izin isteyip çobanlığa geri dönmüş. 
İşte hikaye böyle, bize düşen kıssadan hisse çıkartmak. Bugün Ümmeti Muhammed'in derdi sıkıntısı, içimizdeki köpekler. Çakallarla bir olup Devletini Milletini parçalamak isteyen, hain köpekler. 
Dostlar Kardeşler, gençler bacılar, analar babalar; Bizler uyanık olmalıyız, feraset marifet basiret sahibi olmalıyız. 
Bu Davaya, bu Millete, Ümmeti Muhammed'e ihanet eden hain köpeklerden, çakallarla işbirliği yapan hainlerden, bir olup beraber olup, tek Millet tek Devlet tek Bayrak altında mücadele etmeliyiz.
Rabbim bu köpeklere ve hizmet ettikleri çakallar sürüsüne fırsat vermesin. 
Rabbim Devletimizi daim eylesin. Rabbim bu çoban gibi bizlere akıl ihsan eylesin,bütün Ümmetin topraklarına bu garip adam gibi basiretli çobanlar nasip etsin. 
Bu Devlet bu Aziz topraklar, Ümmeti Muhammed'in son Sancağı. 
Allah Zülcelal Hazretleri, bu Sancağı indirtmesin, onu daima yüceltsin,geceniz mubarek olsun.Amin Amin Amin.
Selam ve Dua ile