ANKARA'daki bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde görev yaptığını belirten Ebrar hemşire duygularını şöyle dillendirdi:

İŞTE O SATIRLAR:

20 yaşında covid pozitif, ciddi solunum güçlüğü olan hasta tüm gece abla ne olur yanımda dur gitme öleceğim diyerek hıçkırarak ağladı. Elimi hiç bırakmadı.O yalvarış ve göz yaşı beni mahvetti.Sabaha karşı hastayı tüm çabalara rağmen kaybettik.Yüreğim artık bu ölümlere dayanmıyor.

Önceden mezarlığın yanından geçerken korkan ben her gün 3 4 arreste müdahale ediyorum. Ex olan hastaları hazırlayıp ceset torbasına koyup morga yolluyorum. Her gün ölmek istemiyorum, entübe olursam dönüş yok biliyorum diye ağlayan hastalarım oluyor.

Entübe olan hastaların gözünden akan yaşları görüyorum. Biraz uzaklaşmak ruh sağlığım için işi işte bırakmak istiyorum ama gün aşırı nöbetlerim oluyor. Şuan hayatım hastaneden ibaret hastane ise ölümden...

Hipoksik kalan hastaların ajiteleşip ne yaptığını bilmeden her şeyini sökmelerini ayağa kalkmaya çalışmalarını görüyorum. Her defasında her girişimsel işlemi yeniliyorum. Covidde 20 saat aktif hastanın odasında kalıyorum...

Mesleğe başlamadan önce kalp masajına gücüm yetmez ki benim diyen ben her gün zırla kalp masajı yapıyorum. Önceden 7 saatten az uyusam ayakta uyuyan kendine gelemeyen ben yarım saat uykuyla 2 gün ayakta kalabiliyorum...

..Ve bu kadar zorluğun içinde ciddi mobbinge maruz kalıyor yine de yeri gelince gülebiliyor hastalara konuşarak destek olmaya çalışıyorum... Evet öldürmeyen acı güçlendiyor ama ben de mesleğimin daha 8. ayında tükeniyorum..

Editör: Haber Merkezi