1969 Milletvekili seçimleri öncesi seçime katılan tüm milletvekili adayları gibi bağımsız olarak seçimlere katılan adaylarda, heyecanla seçim sonuçlarını bekliyorlardı. Seçimlere ilk defa binbir zorluk ve engellemelere rağmen katılan Erbakan Gurubunda ise heyecan zirvedeydi. Odalar Birliği Başkanlığını kazanmış ve koltuğuna oturmuş olmasına rağmen, Prof Dr. Necmettin Erbakan hocanın Demirel marifetiyle ve polis zoruyla odalar Birliği Başkanlığından alınmış olmasını milletimiz ve özellikle Türk sanayicisi kabul edemiyordu.

Öyle ki; 1960 ihtilâlı sonrası milletimiz, CHP olmasın da hangi parti olursa olsun dercesine kendine uygun parti arar hale gelmişti. Yassı ada zulümleri, Menderes’in ve arkadaşlarının birer cani gibi idam edilmeleri, 1960 sonrası millete rağmen CHP li Hükümetlerin kurdurulması kabul edilecek şeyler değildi. Fakat askere sırtını dayadıysan her yol mubahtı. Bütün bu olanları akıllıca değerlendiren Demirel ve dolayısıyla Adalet Partisi de 1969 seçimlerine bu avantajla girdi ve Adnan Menderesin devamıymış gibi bir hava estirerek iktidar olmasını bildi.

1969 seçimlerinden Süleyman Demirel’in Adalet Partisi 256 sandalye ile birinci parti olarak çıkarken, Mustafa Kemal’in, İsmet İnönü Liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi ise sadece 143 Sandalye ile hezimet yaşıyordu. Turhan Feyzioğlu’nun Güven Partisi, 15 Osman Bölükbaşı’nın Millet Partisi 31, Alparslan Türkeş’in Milliyetçi Hareket Partisi 1 ve irili ufaklı diğer Partilerle birlikte Prof. Dr. Necmettin Erbakan hoca da Konya’dan 2 milletvekilliği çıkaracak kadar oy alarak Parlamentoya girmişti.

Seçimlere ilk defa katılan Erbakan Gurubuna mensup adaylar heyecanla seçim sonuçlarını radyodan takip ederken, biz de bir avuç genç arkadaş Balıkesir’de Rıfat Boynukalın abimizin eczanesinden sonuçları takip ediyoruz. Sandık müşahitlerimiz de sandık sonuçlarını getiriyorlar ve fakat alınan oylar hiç yüz güldürücü değil. Oy sandıkları açıldıkça hüznümüz artıyordu. 1 tane, 2 tane en babayiğit 5 tane oy. Hâlbuki geceli gündüzlü sabahlara kadar çalışmış ve en azında yüz güldürecek bir sonuç çıkar diye Ümitliydik.

Üzüntülerimizin zirve yaptığı esnada bir sandık müşahidimiz heyecanla eczaneye geldi. Erbakan Hocamızın Bağımsızlar gurubundan adayımız Rıfat Boynukalın’a sayım sonrası alabildiği bir oy pusulasını uzattı. Rıfat Boynukalın pusulayı önce kendisi okudu ve mahzun gençlere dönerek; Arkadaşlar dikkatle dinleyin dedi ve oy pusulasının üzerindeki yazıları okumaya başladı; ‘’Ben oyumu Necmettin Erbakan hocanın bağımsızlar gurubundan Rıfat Boynukalın’a veriyorum. İmza: Ali Saip ECE. ( ECE AMCA)’’

Balıkesir’in ECE Amcası kazanması mümkün olmadığı ve oyunun iptal edileceğini bildiği halde Erbakan gurubundan bağımsız aday Rıfat Boynukalın’a oy vermiş ve imzasını da atmıştı. Adeta millete yol gösteriyordu. ECE Amcanın tavrı bir dik duruştu, Milli görüş dik duruşuydu. Rıfat Boynukalın heyecanla sözlerine devam etti;

‘’Arkadaşlar bu ECE amcamızı bilmeyen tanımayan yoktur. Kendisi Çanakkale savaşlarında, Süveyş cephesinde savaşmış bir binbaşımızdır. Cephede ağır yaralanmış bir gazimizdir. Balıkesir halkı onu gördüğünde hürmetle ayağa kalkar, elini öper ve onun hayır duasını almak ister. İşte bu oy pusulasının üzerinde ECE Amcamızın adının ve imzasının olması ve ECE Amcanın Erbakan gurubundan Rıfat Boynukalın’a oy vermesi bir bakıma bizim için ilâhi bir işarettir, beklide keramettir. Bu gün oy verilip verilmemesi hiç önemli değil, ECE Amcamız bize oy verdi ya. İşte bu dava eninde sonunda kazanacak ve mutlaka Erbakan hocamız ve kuracağı Parti iktidar olacaktır’’ dediğinde hepimiz Allahuekber diyerek sanki seçimin galibi bizmişizcesine sevinmiştik.

ECE amca yıllar sonra gelecek olan Milli Görüş iktidarı için adeta keramet gösteriyordu. Erbakan hocamızın özel gayretlerle iktidara hazırladığı daha sonra anlaşılan Tayyip Bey, 19 yıldır Milli Görüş hamleleriyle milletimizin yüzünü güldürmekte ve ülkemizi muasır milletler seviyesinin üzerine çıkarma mücadelesindedir. Bu zor olduğu kadar da şanlı ve ulvi mücadeleyi Hans’ın anlamasına rağmen bazı Hasan’ların hâlâ anlayamaması ve Tayyip Bey’in ayaklarına dolanmaları işin en ilginç yanı dememek elde değil.

Erbakan hocanın ve dolayısıyla Refah Partisinin 1996 yılında birinci parti olması ve iktidara gelmesini emperyalist güçler kabul edemediler, içlerine sindiremediler. Her zaman olduğu gibi "Bizim çocuklar’’ dedikleri içimizdeki postal yalayıcı, hâkim, savcı ve paşa kılıklı birifinkçileri devreye sokarak Erbakan iktidarını devirdiler.

Fakat hesap edemedikleri bir şey vardı. O da Erbakan hocamızın özellikle yetiştirdiği Recep Tayyip Erdoğan. Tayyip Bey 19 yıldır iktidarda. Girdiği bütün seçimleri kazandı. Erbakan hocanın ve dolayısıyla Milli Görüşün bütün projelerini fazlasıyla gerçekleştirdi. Adeta 1969 da ECE Amcanın Milli görüş iktidarı için verdiği müjdeyi tahakkuk ettiriyor. Belki de bu bir ECE Amca kerametidir

ECE Amca tüm birikimini ve babasından kalan serveti Milli Eğitimimize okul yaptırma yolunda harcayarak Balıkesir merkezine 1 adet ECE Amca İlkokulu ve 15 köyümüze de yine ECE Amca İlkokulu yaptırmış muhterem bir büyüğümüzdür.

Taa 1969 yılında adı sanı duyulmadığı halde, benim oyum Erbakan bağımsızlar gurubundan Rıfat Bonukalın’a dır diyebilen ECE Amca, aynı zamanda Erbakan hocamızın Milli Görüş iktidarını ve dolayısıyla Devlet Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan iktidarını müjdeliyormuş. ECE Amca tam 51 yıl önce darbecilere, vesayet odaklarına dik durarak tavır koydu ve 1969 seçimlerinde Milli Görüş lideri Erbakan hocayı işaret etti. Bunun adı Milli bir duruştur, Milli Görüştür.

Peki, darbe sever asalakları sevindiren ve milletimizi kahreden gece yarısı darbe bildirisine karşı dik duramayanlara ne demeli? ECE Amcanın tavrı vesayete karşı onurlu bir dik duruştu, Milli bir duruştu, Milli Görüştü. Tıpkı Devlet Başkanımız Tayyip Beyin onurlu duruşu gibi, Milli Görüş muştusu gibi…