Haftanın 6 günü tam zamanlı çalışan adamın biri, yorgunluğunu atacağı tek gün olan pazar sabahı kalktığında keyifle eline gazetesini aldı ve bütün gün keyif yapıp evde oturacağını hayal ediyordu. 
Tam bunları düşünürken küçük oğlu Musa koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu. 
Baba, oğluna parka götüreceğine dair söz vermişti. Ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden buna bahane uydurması gerekiyordu. 
Elindeki gazetenin promosyon olarak verdiği dünya haritası gözüne ilişti. Aklına hemen bir cinlik geldi. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna uzattı:
- “Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seninle parka gideceğiz!” dedi.
Sonra düşündü: 
- “Oh be, kurtuldum! En iyi Coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez!”
Aradan henüz on dakika bile geçmemişti ki Musa koşarak geldi:
- “Babacığım, haritayı düzelttim. Şimdi parka gidebiliriz!” dedi.
Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içindeydi ve oğluna bunu nasıl yaptığını sordu.
Musa, ibretlik olduğu kadar ders niteliğindeki şu açıklamayı yaptı:
- “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan resmi vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti!”
...
Sizi bilmem ama bu hikâyenin bende açtığı ağır yaraları vardır. Neyse mevzuumuz şimdi o değil.
Devam edelim, dünyayı ve insanı konuşmaya...
Bakalım biz düzeltebilecek miyiz?

***
SESİ DEĞİL, SÖZÜ YÜKSELTMELİ
Çocuk dediğin saftır, temizdir. Kalbinde fitne fesat yoktur. Senin benim gibi kafasında 40 tilki dolaşmaz! 
En doğal şekliyle neyin nasıl olacağını o küçücük mini minnacık aklı(!) ile bilir. 
Bilir bilmesine de, bazen büyüklerinden korku-suna gıkını çıkaramaz!
Çıkarsa da; 
“Sus! Otur yerine bakim. Senin aklın ermez bu tür konulara.” 
Yetmez devam ederiz;
"Hem sen boyundan büyük işlere niye karışıp, burnunu sokuyorsun bakim.. Çekerim şimdi kulaklarını.." 
Anında ses tonumuzu değiştirip gürleyerek  korkutmaya çalışır, sindiririz 
o saf, tertemiz yürekli minik çocuğu..
Bilmeyiz ki hayatın küçük şeylerden oluştuğunu, elimizi uzatıp sevdiğimizde büyüğe dönüşebileceğini..
...
Kardeşlerim;
Çocuk yerden göğe kadar haklı.
Hem ne diyor usta;
Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gök gürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan.
Diyeceğim şu; 
O şöyledir, bu böyledir diye hiç dert yanma.
Karşılaştığın her olumsuz olayı başkasına fatura ederek kendini haklı çıkarmaya kalkma. Hele yakı-nındakine hiç çıkarma..
Ona buna çamur atmak yerine, önce kendimi-zi düzelterek işe başlamak gerek. Bakın o zaman hepimizin hayali nasıl gerçeğe dönüşüyor! 
Hem sürekli şeytan taşlarsa insan, yakınındaki güzelliği nasıl görebilir ki.
Gökten üç elma düştü; 
Biri bana, biri sana, biri etrafında dönenleri anlayabilenlerin başına..
...
---------GÜNÜN SÖZÜ------
Mutluluk yakınımızdadır. Yakalamak için elimizi uzatmak yeter!
RAMAZAN DEMİR | 20 MAYIS 2017
Editör: Haber Merkezi