15 TEMMUZ ile ilgili hala cevap bekleyen pek çok soru var.
Bunlar zamanla aydınlanacak gibi. Tam olarak birliklerde, kışlalarda, karargahlarda ne olduğunu bilen yok. Varsa da bizlerle paylaşan yok. Herkes bir şeyler söylüyor.
Bu arada özellikle AMERİKALILAR tarafından en çok önem verilen bir askerin adı gündemde!
HAKAN EVRİM!
2012'de TUĞGENERAL olan Hakan Evrim, 15 Temmuz'dan sonra en çok konuşulan isimlerin başında geliyordu. Çünkü Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar'a "Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürebiliriz" diyen asker Evrim'di. Bunu nereden biliyoruz? Akar'ın TANIK olarak verdiği ifadeden...
Peki, Akar'ın "Ben kimseyle görüşmem" diye terslediği Evrim, ifadesinde neler söylemişti?
Bakalım!
"Yaklaşık 60 kişilik grup geldi. 'Bize silah, yakıt ve teçhizat lazım' dediler. Beni zorladılar, direnemedim. İsteklerinin yerine getirilmesi talimatını verdim. Tüm istekleri yerine getirildi. Darbeci değilim. Olaylardan haberdar değildim, suçlamaları kabul etmiyorum..." Ayrıca "Hiç kimseye sizi kanaat önderimizle görüştürelim demedim.
Bir karışıklık var..." Dedim ya zamanla pek çok şey ortaya çıkacak. Mahkeme yerine kendimizi koymaya gerek yok. Bekleyip göreceğiz.
Ancak bu arada AMERİKALILAR'ın HAKAN EVRİM'i almak için birkaç adım atacakların duydum. Ne yapacaklar, nasıl isteyecekler bilemiyorum. Ama ısrarlı olacaklarını biliyorum... İddia da olsa Evrim için söylenen ilginç şeyler var!
Darbe girişimi BAŞARISIZ OLURSA Evrim, Almanya'nın BAVYERA eyaletindeki ALP DAĞLARI'nın eteklerine yerleşecekti.
Oberammergau'daki bir villa kendisini bekliyordu. Ancak uçağı havalanamadı. Uçamadı, gidemedi! 2012 YAŞ'ta Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda Tuğgeneralliğe terfi ettirilen 8 pilottan biriydi.
Ancak o ilk sırada terfi alan kişiydi. Malatya Kürecik'te konuşlandırılan patriotların komutası için Almanya'daki NATO merkezine gitti.
Burada da ilginçlikler yaşanıyordu! Kendisi TUĞGENERAL olmasına rağmen GENELKURMAY BAŞKANI gibi karşılanıyordu. Gösterilen ayrıcalık, çok ama çok dikkat çekiciydi!
Bir süre sonra Almanya Ramstein'daki Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı Plan Yardımcılığı görevine atandı. Burası tamamen ABD'in kontrolünde olan bir üs'tü! ABD Savunma Bakanlığı için kurtarılacak en önemli kişi Hakan Evrim'di.
Çünkü ABD için çok özel biriydi... Bunları ben değil AMERİKALILAR söylüyor.
Mahkeme kurulmadan iddialı şeyler söylemek doğru değil. Ancak Evrim'e olan ilgi de ortada! ORDU'da ABD ile ilişkisi en fazla olan askerler HAVACILARDIR.
Karşılıklı etkileşimin en çok olduğu yer HAVA'dır. 15 Temmuz'a baktığımızda en acımasız olanlar da HAVACILARDI...
Havada sorun büyüktü!
15 Temmuz'dan beri gündeme getirilen bir konu daha vardı! O da HAVA ile ilgiliydi!
Açılım biraz...
Henri Barkey...
İzmirli YAHUDİ bir ailenin çocuğuydu.
Graham Fuller ile de yakın çalışırlardı.
FETÖ de ilgi alanlarıydı... Barkey, 15 Temmuz günü İstanbul'a geldi. Saat 10:24'te... 4 gün BÜYÜKADA'da kaldıktan sonra da 19 Temmuz gecesi saat 04:05'te ayrıldı... BÜYÜKADA'da kaldıkları Splendid Otel, bir ekibin toplantısına ev sahipliği yapıyordu.
Barkey de içlerindeydi. Özel bir odadan DARBEYİ İZLEDİKLERİ yazıldı çizildi...
Kim ne yaptı bilemiyoruz. Şimdilik!
1919'da İngiliz işgal güçlerine kapılarını açan otelde konaklayan Barkey, o gün yetkililerden DÜNYA TELEVİZYONLARINA bağlanmak için gerekli tedbirin alınmasını istemişti. Buna ne için gerek duyuyordu bilemiyorum.
Zaten konumuz BARKEY de değil!
Başka bir yere gelmek istiyorum.
GRAHAM FULLER'e!
15 Temmuz'dan beri hakkında çok şey söylendi. Ortaya somut bir şey konulamadı.
Ben de yazılanları takip ettim. Herkes bir şeyler söylerken HANGAR'a girdim! Adım adım izleri takip ettim. Bir kısmını yazdım bir kısmını bazı olaylarla birlikte yazmak için bekledim...
Hafta sonu 15 Temmuz'a çok ama çok hakim olan bir DOSTUMLA tesadüfen karşılaştık...
Bambaşka şeylerden konuşurken kendisi sözü KALKIŞMANIN yaşandığı geceye getirdi... Belli ki bir şeyler söylemek istiyordu. Ama hiçbir tahminim yoktu!
Elindeki çay bardağını sıkı sıkıya kavramışken "BÜYÜKADA çok konuşuldu ama gerçekte olay bambaşka cereyan etti" dedi.
Böyle iddialı bir cümle beklemiyordum.
Ne geleceğini merak içinde beklemeye koyuldum... Bakarak devam etti: "Henri Barkey, BÜYÜKADA'daydı. Gazeteler yazıp çizdi. Sanırım 10'dan fazla katılımcının bulunduğu toplantılar yapıldı.
Ancak mesele orası değildi. Yani o otel değildi! O otelde olmayan ancak oralarda bulunan başka önemli biri vardı..." Dayanamayıp araya girdim "Kimdi o?" diye sordum!
"GRAHAM FULLER" cevabını verdi...
Daha önce geldiğini söyleyenleri duymuştum. Ama o yaşta birinin gelip o gece buralarda olacağına hiç ihtimal vermedim.
"Emin misin? Ben ihtimal veremiyorum" dedim... Gülümsedi ve devam etti:
"Graham kayıtlarda yok. Olmasını da bekleme zaten. 14 Temmuz'u 15 Temmuz'a bağlayan gece senin yazdığın HANGAR'a bir uçak geldi. İçinde o kişi vardı. Uçak AVRUPA'dan geliyordu.
Kendisini almaya gelen iki siyah renkli minibüs hazır bekliyordu. Biri Fuller için diğeri de korumaları için... Nerede kaldığını bilemiyorum ama Fuller de 15 Temmuz gecesi ADALAR BÖLGESİNDEYDİ.
Ne yapıyordu bilemiyoruz ama oradaydı.
İşler karışınca hızla ADALAR'dan karaya çıktı. Araçlarla RİVA bölgesine intikal etti. Riva'yı kendisi için güvenli buluyordu. Bu nedenle o tarafa hızla geçti. Kendisi kara yoluyla intikal ederken SAMANDIRA BÖLGESİNDEN kalkan bir HELİKOPTER vardı... İçinde 8 asker bulunuyordu. Bunlardan biri bir aksilik durumunda müdahale edecek olan teknisyendi. Bir de helikopterdeki makinalı tüfeği saldırılara karşı kullanacak bir asker vardı. Diğerleri de rütbeli isimlerdi. Bu ekip kalkıp acil bir şekilde RİVA'ya havalandı.
Fuller oradan yanına bir şey mi alacaktı bilemiyoruz. Ama o RİVA'ya gitti peşinden SKORSKY S-70 modeli helikopter oraya yöneldi... Ancak helikopterde bir aksilik vardı! Normalde MODE-S olması gerekirken bunda yoktu. MODE-S gökyüzündeki hava aracının kimliğini gösteren bir YAYINDI! Yerdekiler MODE-S koduna bakarak kimlik ve tescil bilgilerine ulaşırlardı... RİVA'ya giden ve oradaki yolcuyu alıp YUNANİSTAN'a geçen Skorsky'de bu yoktu. O kargaşa içinde ortalık karışmışken çıkıp gittiler.
O helikopter Graham'ı kaçırmak için kullanıldı. Askerler de onu korumak için oradaydı..." Dostum güvendiğim bir isimdi. 15 Temmuz'dan haftalar sonra bunları anlatıyordu!
"Bak kayıt bulamazsın. Fuller senin de bildiğin yerden girdi, helikopterle uçup gitti..." dedi. ISRARLA...
Konuştuğum resmi kaynaklardan da "FULLER ile ilgili bir BULGU YOK!" cevabını aldım...
Ama dostum da değişik bir isimdi. Asla ve kat'a BOŞ KONUŞAN biri değildi...
Bilmediği konularda yorum yapmazdı!
Ama ısrarla bunu benimle paylaşıyordu...
Zaten kaç zamandır bunu araştırıyordum. HANGAR zaten KARA DELİK'ti! Kimlerin girip kimlerin çıktığını tam olarak bilen yok... Kayıtlar uçtu gitti çünkü! Ancak her şeye rağmen hatta kıracağımı bile bile "Peki ama HANGAR'dan geldiğini nasıl biliyorsun!
Sen o konuya uzak değil misin?" diye sordum...
ALINMADI! Aksine gülümsedi!
" O gece orada çalışanlardan biri adamımdı..." cevabını aldım!
Bu söz üzerine bana diyecek çok şey kalmıyordu!
Hala o yaşta birinin buralara niçin gelmiş olabileceğini bilmiyorum. İhtimal de vermiyorum. Ama kendisini iyi tanıdığım dostum da "BANA GÜVEN!" diyor...
Hala kafamda oturmuş değil...
Dostum ayrılırken "Asıl Graham kiminle buluştu ona bakmak şart! Ya Barkey'ler aldatmacaysa?" diye ekleyince iyice şaşırdım...
Hala kafam net değil! Fuller'in geldiğine ihtimal vermiyorum ama eğer başka bir KUMPAS varsa onu bilemem!
Bu nedenle de konuştuklarımızı NOT olarak düşüyorum.
OLMAZ OLMAZ!
Burası TÜRKİYE!
Yazının başı da sonu da Amerika!
Bu eksende olup biteni anlamaya çalışıyoruz!
NOT: Dünkü HÜRRİYET'e baktım!
Şaşırmadım! Manşette ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ vardı.
Bakan "Bazı belediyeler 2014 seçimlerine kadar FETÖ'ye tavır almadılar... " diyordu.
Manşetten verilen haberin başlığı OY DEDİLER TAVIR ALMADILAR idi... Yan manşette ise Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamaları vardı! Başbakan'ın sözleri BÖLÜNME RİSKİ VAR başlığı ile veriliyordu! YAN YANA OKUNDUĞUNDA PARTİNİN İÇİNE MESAJ GİBİ ANLAŞILIYORDU!
Zaten o nedenle iç içe konulmuştu!
"Birlikte okunsun" diye... Zaten göz de öyle okuyordu. Ancak Binali Bey'in haberine iyice fokuslanınca fotoğrafın içine gömülen "BAŞKANLIK GELMEZSE!" sözünü görebiliyordunuz! HÜRRİYET işte!.