Meclis 24 Haziran sonrası kısa bir çalışmadan sonra tatile girmişti. Tatil 1 Ekim’de yarın bitiyor. Yeni dönem çalışmalarına kaldığı yerden devam edecek. Fakat Cumhurbaşkanlığı Sistemi çerçevesinde TBMM’nin yapısının yeniden yapılandırılması gerekmektedir.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin işlerliği kuşkusuz TBMM’nin kurumsal yapısının tekrardan ciddi derecede yeniden inşasından geçecektir.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi dâhilinde yürütmeyi temsil eden Başkanlık kurumları işlemeye başladı. Öncelikle bakanlar, kurullar devrede. Kurumsal yapının inşası devam ediyor. Eski sistemin birçok kurumsal yapıları Başbakanlık dâhil artık kadroları ile birlikte tarih oldu. Onun yerine Başkanlığın kurumsal yapısı oluşturulmaya çalışılıyor.

Meclis’in açılışı ile de asıl Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin ruhunun inşasının başlaması gerekmektedir. Türkiye’nin karar verdiği ve 24 Haziran seçimleri ile de resmen uygulamaya koyduğu sistem değişikliğinin kaderi özellikle Meclis’in kendini yeni sistem içindeki yerine nasıl oturtacağına bağlıdır. Eğer Meclis bu sistem gereği yüklenmesi gereken sorumlulukları üstlenmezse, yerine getirmesi gereken görevleri ihmal ederse, kullanması gereken yetkilerini göz ardı ederse Cumhurbaşkanlığı Sistemi tek kanatlı kuş misali uçamadan yerinden kalkamaz duruma düşer.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi için geçerli olan güçlü yürütme, güçlü yasama, güçlü yargı eşittir güçlü Türkiye’dir. Fakat Başkan güçlü, yargısı güçlü, Meclis’i zayıf bir durum Türkiye’nin ayaklanmasını engelleyecektir. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin kalbi bütün kurumsal yapıları ile oturmuş ve işleyen kurumsal bir Meclis’tir. Meclis Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde yürütmenin diktatörlüğüne, yargının keyfiliğine karşı Meclis sigortadır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde Meclis vatandaşın, halkın, toplumsal bütün katmaların temsil yeri, sorunlarının çözüm yeridir.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde yürütmenin elindeki yetkiler devletin işlerini eldeki kanunlara ve kurallara göre yönetmek için yeterlidir. Zaten işlerliğini kazanması için Anayasa’dan kaynaklanan yetkileri çerçevesinde yürütme kararlarını alabilmektedir. Tıpkı yıllardır Belediye Başkanlığı Sistemi’nde uygulandığı gibi. Fakat bugünkü yapısı ile TBMM’nin yetkilerini kullanması, görevlerini yapabilmesi, sorumluluklarını yerine getirebilmesi imkânsızıdır. Uyum çalışmaları çerçevesinde TBMM’de bugüne kadar sadece içtüzük çalışmalarına şahit olduk. Beş partinin anlaşarak İçtüzük konusunda anlaştıkları görülüyor. Fakat bu anlaşılan içtüzüğün detayını tam bilmesek bile genelde uzlaşmaya varılan hükümlerin Meclis Genel Kurul çalışmalarının işlerliği konusunda odaklandığıdır. Bu Meclis çalışmaları için kaçınılmazdır. Fakat yeterli değildir.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi milletin üzerindeki bürokratik dayatmalardan ülkeyi kurtarmıştır. Bu sistem gereği artık bürokrasi kanunları hazırlayıp TBMM’ye tasarı şeklinde dayatma dönemini bitirmiştir. Bunun yerine kanun teklifini artık milletin seçtiği, yetki verdiği milletvekilinden başkası veremeyecektir. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin en can alıcı noktası burasıdır. TBMM yönetimi öncelikle bir milletvekilinin seçmenin, vatandaşın veya ülkede gördüğü her hangi bir aksaklığın giderilmesi için neler yapması gerektiği konusunda ciddi sistem kurması gerekmektedir.

Meclis’in işlerliği yürütme üzerindeki etkinliği konusunda sanılmasın ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaygıları yoktur. Cumhurbaşkanlığı Sistemi üzerinde çalışmalar yapılırken yürütme-yasama dengesinin sağlam kurulması için uyarılarda bulunduğunu çok iyi biliyorum. Erdoğan’a çok yakın çalışmış konuşma metinlerini uzun dönem kaleme alan 26. Dönem Ankara Milletvekili Aydın Ünal’ın Anakara Yönetici ve Bürokratlar Derneği’ndeki Perşembe günkü sohbetine katıldım. Aydın Ünal Bey orada da beni teyit eden sözler ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü Meclis konusundaki uyarılarına işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bilmektedir ki güçlü Meclis olmadığı müddetçe Cumhurbaşkanlığı Sistemi tek kanatla yürümeyecek ve aksayacaktır.

O zaman güçlü Meclis nasıl olacaktır? Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde TBMM’nin üstlendiği sorumluluklar