SAVAŞTEPE ilçesine bağlı kırsal Karacalar mahallesinde, 12 yıl önce okula gitmek üzere evden ayrıldıktan 44 gün sonra cesetlerine ulaşılan Büşra Karabacak (10) ve aynı yaştaki kuzeni Tuğçe Yıldırım olayıyla ilgili dava 12 yıl sonra görülmeye başlandı. 


Balıkesir'deki bugünkü duruşmada, tutuksuz sanıklar Seyhan Y., kardeşi Ayhan Y. ve eşi Yeliz E.Y.'nin, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile katıldığı duruşma, iki sanığın avukatının duruşmada bulunmaması ve diğer tanıkların dinlenmesi nedeniyle 28 Şubat 2019'a ertelendi. 
 

Duruşma nedeniyle Balıkesir Adliyesinde büyük hareketlilik yaşandı. Duruşmaya Büşra'nın annesi Hanife ile babası Mustafa Karabacak, Tuğçe'nin annesi Ayşe ve babası Yüksel Yıldırım yanında bir gurup yakını katıldı. 
 

Duruşma sonrası  ailenin avukatı İbrahim Erenci medyaya açıklamalarda bulunarak Adli Tıp Kurumu raporları üzerine eleştiri getirdi.

İKİ AYRI ADLİ TIP RAPORU
BİRİNDE TUTUKLAMA VERİLDİ, 
DİĞERİNDE SERBEST KALDILAR

Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ersi Kalfaoğlu, 11.5 yıl önce alınan doku örneklerini günümüz teknolojisiyle yeniden incelemişti. Bu inceleme sonucu S.Y. ve kardeşi  A. Y. ile eşi Y.E.Y. gözaltına alınmıştı. 

 

Tutuklanan üç şühpeli  yaklaşık 1 ay sonra gün  Adli Tıp Kurumu'dan gelen bir başka rapor üzerine serbest bırakılmıştı. 

OLAYIN GEÇMİŞİ 
Savaştepe ilçesine bağlı Karacalar köyünde 10 yaşındaki Tuğçe Yıldırım ile Büşra Karabacak, 21 Mart 2006 Salı günü öğle tatilinde geldikleri evlerinden tekrar okula giderken ortadan kayboldu. 
Karacalar köyü Mustafa Kangal İlköğretim Okulu 4-B sınıfında okuyan, aynı sırada oturan, okula gidiş-dönüşte de birbirlerinden ayrılmayan kuzenler, en son köy ile okulu ayıran Balıkesir-Savaştepe karayolunun 100 metre yakınında görüldü. 

 

Savaştepe İlçe Jandarma Komutanlığı'nın raporu üzerine Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı'nca Tuğçe ve Büşra'nın fotoğrafları ile kimlik bilgileri, tüm il ve ilçelerdeki jandarma ve emniyet birimlerine iletildi. 
Jandarma ekipleri, Balıkesir'e giriş-çıkış yapan yabancı plakalı tüm araçları tek tek incelemeye aldı. Emniyet Müdürlüğü'nde de kayıp çocuk olayıyla alakalı özel bir ekip oluşturuldu. 
Kayıp ilanından 44 gün sonra 10 yaşındaki kuzenler Büşra Karabacak ve Tuğçe Yıldırım'ın cesetleri, kendi köylerine 8 kilometre uzaklıktaki Çamurlu Köyü civarında korkunç halde bulundu. İple boğulan çocuklara ait cesetlerden birinde kolye, diğerinin de ayağında çorap bulunması dikkati çekmişti. 


OLAY BİR SAPIK İŞİ OLABİLİR DEMİŞTİ 
Dönemin Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu cinayetle ilgili şu bilgiyi vermişti: 
"Çocuklar öldürüldükten sonra bir menfezin içine gizlenmiş. Cesetlere yabani hayvanlar zarar vermiş. Tuğçe'nin cesedi tanınmaz hale gelirken Büşra kafa ve yüz kısmından tanınabilmiş. Olay bir sapık işi olabilir."

 

AİLE HER YERE BAŞVURMUŞTU 
Kızları Büşra kuzineyle birlikte cinayete kurban giden 43 yaşındaki Hanife ve 47 yaşındaki Mustafa Karabacak çifti, olayın faillerinin bulunması için başvurmadık yetkili bırakmamıştı.
Cinayetin çözüleceği ümidiyle yaşayan aile, 2011'de dönemin Başbakanı ile görüştüklerini, dönemin Cumhurbaşkanına mektup ve faks gönderip, yardım istediklerini anlatmıştı. 


KIZIM YAŞASAYDI ÜNİVERSİTEYE GİDECEKTİ
Hanife Karabacak, Büşra ve Tuğçe'nin yaşaması halinde şu anda üniversiteye gideceklerini hatırlatarak şu duyguları paylaştı:

"Ben adalet yerini bulsun istiyorum. Bu köyde adalet işlemiyor mu? 
Bizim çocuklarımızın katili bulunsun. 
Bir şeyler bilen, gören varsa söylesin, aradan 11 yıl geçti. Büşra yaşasaydı 20 yaşını bitirip, 21 yaşına girecekti. 
Onun arkadaşları üniversite ikinci sınıf öğrencisi. Keşke yaşasaydı da okumasaydı. Bizim yanımızda kalsaydı. Arkadaşlarını gördükçe Büşram aklıma geliyor. Evlat acısı çekmeyen bilmez." 

Editör: Haber Merkezi