15 Temmuz 2016..
Türkiye tarihinin en uzun gecesiydi o gece..
İlk anlarında şoka girdiğimiz bir geceydi o gece.
Türk Basınının küllerinden yeniden doğduğu geceydi o gece. 
Tarihin yeniden yazıldığı bir geceydi o gece.
Şaşkınlığını kısa sürede atıp gururlandığımız geceydi o gece.
Hatırlayın o geceyi..
Üniformalı çetenin kalkıştığı darbe girişiminin ilk anlarını.
Şaşkınlık içerisindeydik hep birlikte, elde kumanda, televizyon kanallarını dolaşarak ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Ne yapacağımızı bilemez haldeyken bir meslektaşımız önemli olduğu kadar tarihin akışın değiştiren bir gazetecilik başarısına imza atarak ışık oluyordu hepimize.
CNN Türk'ten Hande Fırat, canlı yayında cep telefonuyla FaceTime üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bağlandı. 
Sinsice hazırlanıldığı, en ince ayrıntıların bile düşünüldüğü sonradan ortaya çıkan kanlı kalkışmanın kırılma noktası bu canlı bağlantıydı.
Başkomutan; “Milletimizi illerimizin meydanlarına davet ediyorum, milletçe meydanlarda toplanalım, toplarıyla, tanklarıyla ne yapacaklarsa yapsınlar. Halkın üzerinde bir güç tanımadım ben, bundan böyle de tanımam mümkün değil.” vurgusu yapıyordu.
İşte o an, bu kanlı darbe girişiminin sona ermesinin başlangıcıydı.

★★★
BİZİM NESİL BİLİYORDU 
DARBENİN NE ANLAMA GELDİĞİNİ..
Balıkesir’de şunu gördüm o gece.. 
Kalkışma haberini duyduğumda; “Demokrasiye sahip çıkma vakti" paylaşımını yaparak sokağa attım kendimi. 
Tarihi Paşa Camisi önüne geldiğimde her gün binlerce kişinin oturduğu çay bahçeleri sessizliğe bürünmüştü. 
O civarda sadece bir grup Karesi Türbesi karşısındaki Fırının önünde toplanmış ‘ekmek kavgası’ ediyordu. 
Fırını yağmalayacaklar sandım bir an.. 
‘Siz deli misiniz’ diye bağırasım geldi ama bizim gibi deli (!) olmadıkları belliydi hallerinden..
Sonra ellerinde ay yıldızlı bayrakları dalgalandırarak gelen ailelere takıldı gözüm. 
Çoğu 50-60'lı yaşlardaydı. 
Biliyorlardı darbenin ne anlama geldiğini. 
80 ihtilalinde bunu görmüş bir nesil, çocuklarının geleceğinin kararmasını istemiyor, ülkesine, demokrasisine kast etmek isteyenlere karşı darbe yapmak amacıyla sokaklara dökülüyordu.
★★★
ABDEST ALIP 
ŞEHADETE HAZIRLANAN İNANANLAR ORDUSU..
Paşa Camiye yöneldim ardından. 
Şadırvanda abdest almak için sıra bekleyen onlarca insan gördüm. 
Hepsi şehadete yürümeye hazırlık yapıyordu sanki. 
Onlar el ele Valilik ve AK Parti binalarının önüne yol alırken, ben de bu gecenin sabahını görüp göremeyeceğimi düşünürken var olan tek ciğerimi de parçalanmak üzereydim. 
Tam da o sırada Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan yetişti imdadıma. Onu görüp çağrısını işitince ‘iyi ki sen varsın’ diyerek hem normale dönüyor, hem de delisi oluyordum bu ülkenin.
★★★
ONLARIN TANKI TÜFEĞİ
BİZLERİN YÜREĞİ ve İMANI...
AK Parti binasının bulunduğu Atalar Caddesi’ne öyle bir girişim vardı ki, 
Bir tane üniformalı hain görsem parçalayacak gibi güçlü ve kudretli hissediyordum kendimi.
İlk gelen bilgilerde asker üniforması giymiş hainlerin caddeye giriş-çıkışı kapattığı söylenmişti bize..
Bizim gibi delilerden önce harekete geçmiş Balıkesir’i yönetenler. 
Vali Ersin Yazıcı ile Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur’un kamu imkanlarını alarma geçirmiş. Ordudonatım Okulu ve Eğitim Merkezi ve 9. Ana Jet Üssüyle lojmanlara giriş-çıkış kapatılmış. 
Aradığımda diyor ki oraya giden belediyeci arkadaşlar; 
Nizamiyeden çıkabilmeleri için bizim cesetlerimizi çiğnemeleri gerekiyor. Onların tankı, tüfeği varsa bizim de inancımız var..’
★★★
DARBELERİN SUSTURDUĞU EZANLAR 
BU GECE DARBECİLERİ SUSTURUYORDU
Emniyet’in de emniyet altına alındığı bilgisi ulaşıyordu. Bandırma ve Edremit’ten de halkın duruma el koyduğu haberi gelirken, Kepsut, Bigadiç, Balya, Savaştepe, İvrindi gibi ilçelerden de insanlar Balıkesir’e akın akın geliyordu.
..ve minarelerden dalga dalga yayılan selalar, insanları hem diri tutuyor, hem sayıca çoğaltıyordu. 
Kuva-yi Milliye’nin Başkenti tamamen milletin kontrolü altındaydı.
Gün ağardığında, darbelerin susturduğu ezanların, yurdun dört bir köşesinde yankılanarak bu kez darbecileri susturduğuna şahitlik ediyorduk.
★★★
ERDOĞAN'IN BAŞKOMUTANLIĞI
ve TÜRK BASINININ TARİHİ SINAVI
Kardeşlerim; 
Bir yıl önce bugün, ‘bu çağda darbe mi olur yahu’ diyerek şaşkınlıkla başladığımız o uzun ve karanlık gece, 
Recep Tayyip Erdoğan’ın ölümü pahasına demokrasiye sahip çıkan milletiyle omuz omuza vererek yazdığı destanla aydınlanmıştı. 
O gece destanı saniye saniyesine görüntüleyerek belgeleriyle tüm dünyaya duyuran ve unutturulmamasını sağlayan başka birileri daha vardı; 
Hemen her bir neferiyle Kurtuluş Savaşı yıllarındaki gibi milli duruş sergileyerek ve bir de şehit veriyordu Türk Basını..
Unutma.. Unutturma...
15 Temmuz 2017 | Balıkesir