Susurluk'ta 1955 yılında merhum Başbakan Adnan Menderes tarafından hizmete açılan ve 55 yıl ara vermeden çalışan Susurluk Şeker Fabrikası, son iki yıldır yeterli hammadde olmaması nedeniyle çalışmıyor. İki yıldır bölgede yetiştirilen pancar en yakın şeker fabrikası olan Eskişehir'e gönderilirken, 595 çalışanı bulunan fabrikada, çarkların tekrar dönmesi dört gözle bekleniyor. Temeli üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından 1954 yılında atılan bir yıl sonra üretime geçen Susurluk Şeker Fabrikası son iki yıldır çalışmıyor. Türkiye'deki 32 adet şeker fabrikası içinde büyüklüğü ve işleme kapasitesi açısından önemli bir yere sahip olan fabrika, bölgenin ekonomisi için hayati öneme sahip. Fabrikanın 2010 yılında bölgeye sağladığı katma değer 100 milyon lira civarında. Susurluk Şeker Fabrikası, Çarşamba Şeker Fabrikası ile birlikte Türkiye'de şu anda çalışmayan iki şeker farikasından biri durumundu. 1990 yılında 180 gün boyunca toplam 1 milyon 70 bin ton pancarın işlediği fabrikada, 2010 yılında ise bu miktar müthiş bir gerilemeyle 248 bin tona düşmüş. 

PANCAR EKİMİ DÜŞTÜ, MAKİNELER DURDU
Balıkesir-Bursa karayolu üzerinde toplam 840 dekar alan üzerine kurulan fabrika içerisinde lojman, okul, cami, sağlık ocağı, berber, market, çiftlik ve birçok sosyal alanlar bulunuyor. Susurluk Şeker Fabrikası Müdürü Burhan Timurlenk, fabrikanın iki yıldır çalışmıyor olmasının kendilerini çok üzdüğünü söyledi. Fabrikanın günde 7 bin ton pancar işleme kapasitesine sahip olduğunu ifade eden Timurlenk, günlük 750 bon şeker ile birlikte yan ürün olarak 400 ton melas ve 2 bin ton yaş pancar posası üretme kapasitesi olduğunu bildirdi. Fabrikada işlenen şeker pancarının Balıkesir, Çanakkale, İzmir Manisa ve Bursa'dan geldiğini aktaran Timurlenk, "Fabrika hizmete açıldığı 1955 yılında günde bin 800 ton pancar işleme kapasitesi ile çalışıyordu. 1986 yılında ise günlük 7 bin tona çıktı. Maalesef son iki yıldır bölgemizde yeterli miktarda pancar ekimi yapılmadığı için fabrikamızda pancar işlenmiyor. Fabrikamızda şu anda memur, daimi işçi ve geçici işçi olmak üzere 595 çalışan var. 1990'lı yıllarda fabrikada 938 kişi çalışıyordu. Bölgemizde de yıllar içinde pancar ekimi azaldı. Örneğin 2009 yılında 275 bin ton pancar ekimi yapılırken bu rakam geçen yıl 95 bin tona kadar düştü" dedi.

FABRİKANIN ÇALIŞMASI İÇİN 200 BİN TON PANCAR EKİMİ GEREKLİ
Fabrikanın tekrar çalışabilmesi için en az 200 bin ton pancarın ekilmesi gerektiğine dikkat çeken Burhan Timurlenk, bölgede ekim yapılan bütün köyleri tek tek dolaşıp çiftçiden taahhüt alındığı söyledi. Şu ana kadar 100 bin ton taahhüt alındığını aktaran Timurlenk, "Bu sayı 200 bin tona çıkarsa bu yıl fabrikamızın çalışma ihtimali olabilir. Bunun için gayret gösteriyoruz. Bu ay başından yaptığımız çalışma, ay sonunda kadar devam edecek." diye konuştu. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi süreciyle ilgili belirsizlik olduğunu belirten Burhan Timurlenk, "Belirsizlik bizi bu duruma getirdi" yorumunda bulundu.

"ÜLKEYE 3 MİLYAR DOLARLIK KATMA DEĞER SAĞLIYOR" 

Şeker-İş Sendikası Susurluk Şube Başkanı İsmail Karadayı ise şeker fabrikalarının ülke için çok önemli olduğunu belirterek, bu fabrikaların ülke ekonomisine yaklaşık 3 milyar dolarlık bir katma değer oluşturduğuna işaret etti. "Bizim göz bebeğimiz dediğimiz ve dünyada ihracat rekorları kırdığımız otomotiv sektörünün sağladığı katma değerin 480 milyon dolar" diyen Karadayı, "Türkiye'de 10 milyon insan şeker sektörü ve pancar tarımından ekmek yiyor. Bu nedenle vatandaşlarımız, çiftçimiz, esnafımız ve herkesin şeker fabrikalarına sahip çıkması lazım. 55 yıldır üretimde bulunun fabrikamız son iki yıldır hammadde eksikliği yüzünden çalışmıyor. Bölgemizde yetişen pancarda şeker oranı düşük. Çiftçimiz, ekonomik değere az olduğu için yöremizde pancar ekmiyor. Çiftçimizin pancardan vazgeçmesinin en büyük nedeni bu. 10 yıl önce mısır ile pancar fiyatı aynıydı. Mısır bugün pancar fiyatını beşe katladı. Türkiye'de bütün ürünlerde teşvik var, maalesef pancarda yok" diye konuştu. Susurluk Şeker Fabrikası'nda 1990 yılında 1 milyon 70 bin ton pancar işlendiği bilgisini veren Karadayı, bu oranın rekor olduğunu vurguladı.

BÖLGENİN EN BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU
"Aynı yıl toplam 180 gün kampanya yaptık" diyen İsmail Karadayı, şöyle devam etti: "Son olarak 2010 yılında 248 bin ton pancar işledik, 41 gün kampanya yaptık. İki yıldır bölgemizdeki ekonomik sıkıntı had sayfa çıktı. Bölgemizin en büyük sanayi kuruluşu. Bölgeye sağladığı katma değer 100 milyonun üzerinde. Ayrıca fabrika bu yıl da çalışmazsa bundan sonra teknik sıkıntılar meydan gelir. Çünkü fabrikanın mekanik ve demir aksanı şekerdeki asit nedeniyle arıza verir."  Türkiye'deki en büyük fabrikalardan biri olan Susurluk Şeker'in son iki yıldır yeteri kadar pancar olmaması nedeniyle çalışmadığını hatırlatan Karadayı, "Son iki yıldır pancar az olduğu için Eskişehir'e gönderiyoruz. Yöremize büyük bir ekonomik sıkıntı getiriyor. 2010 yılında fabrikanın bölgeye sağladığı katma değer 100 milyon liranın üzerinde. Susurluk'un nüfusu 25 bin. Fabrikamız ilçe nüfusunun yüzde ellisini direkt ya da dolayı olarak etkiliyor. Şeker pancarı stratejik bir ürün. Diğer ürünlerin fiyatında belirleyici rol oynuyor. Ayrıca bölgemizde 20 bin dekar pancar ekiliyor. Çitçi bunu yapmadığı zaman tarlasına başka ürün ekecek. Böylece diğer ürünler fazlalaşacak. Pancar, bu nedenle bulunduğu bölgede diğer ürünler için de denge unsuru oluyor" değerlendirmesinde bulundu.

"NİŞASTA BAZLI ŞEKER SEKTÖRÜ BİTİRİYOR"     
Şeker pancarı ve bağlı bulunduğu sektörlerin en büyük sorunlarından birisini ise kısa adı NBŞ olan nişasta bazı şeker olduğuna dikkat çeken Şeker-İş Sendikası Susurluk Şube Başkanı İsmail Karadayı, "Türkiye'de şeker kurulu kurulduktan sonra nişasta bazlı şekere (NBŞ) verilen kota yüzde 10 olarak belirlendi. Ancak Bakanlar Kurulu bu kotayı hep yüzde 50 olarak artardı. Dünyanın en yüksek NBŞ kotası olan ülkeyiz. Sağlık açısından zararları yıllardır tartışılıyor. NBŞ'nin fiyatı şeker pancarına göre daha ucuz olduğu için özellikle imalat sektöründe çok kullanılıyor. Ülkemizin yıllık şeker tüketimi 2.5 milyon ton civarında. Yüzde 15 kotası bulunun NBŞ'ler yaklaşık 360 bin ton civarında piyasaya mal vermeleri gerekirken, denetlenemediği için bu oran 500 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'de 6 tane NBŞ işleyen fabrikanın toplam kapasitesi 1 milyon ton civarında. Bu nedenle büyük oranda bizim şeker satışımız engelliyor. 500 bin ton NBŞ demek, en 50 bin dekar alanda pancar tarımının yapılamaması anlamına geliyor." dedi. Fabrikanın bağlı bulunduğu Şeker-İş Sendikası'nın kesinlikle özelleştirmeye karşı olduğunu hatırlatan İsmail Karadayı, şöyle devam etti: "2005 yılından beri bu yönde mücadelemiz devam ediyor. Gelişmiş ülkelerde şeker fabrikalarının neredeyse tamamı kooperatiflere ait. Sendikamız, Polonya modeli dediğimiz, işçi ve çiftçinin içinde bulunduğu devlet denetimli modeli savunuyor. Özelleştirme olması halinde Türkiye'deki şeker fabrikalarından en az 17 tanesi kapanır. Çünkü özellikle Doğu Anadolu Bölgesi'nde kurulan fabrikalar sosyal amaçlı ve istihdam oluşturmak için kurulmuş. Buna karşılık İç Anadolu Bölgesi'ndeki fabrikalarımız Avrupa standartlarında üretim yapılıyor." 

Editör: Haber Merkezi