Yücel Yılmaz'dan sert ve ilginç sözler

KARESİ Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, kendisini ve Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur'u FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışan gazete ve gazetecilere ağır sözlerle karşılık verdi.
Yılmaz "küçük çıkarlar karşılığında ulvi hizmetleri gölgelemeye çalışıyorlar" dedi.

Yılmaz şöyle konuştu:

“Bu bizim meselemiz. Bu konuda eğer herkes üstüne düşeni iyi yaparsa; basına büyük görev düşüyor. Ama bakıyorsunuz herif yok ‘Yağlı y.’ yok bilmem ne diyor. Yahu kardeşim yapma bunu. Küçük çıkarlar için ulvi işleri lekelemeyin. Almayacağım, para da vermeyeceğim ben gazetelere. Net bu. Bulabiliyorsan bul. Seni sigorta olarak kullanıyorum ben gazetecileri. Eğer böyle amacı varsa bulsun bir arkadaş biz takip etmeyelim. Zaten onlar takip ediyor. Hatası olan arkadaşlar ortaya çıkar. Ama böyle büyük, ulvi bir amaç içerisinde sen şehrine en büyük ihanetini yapıyorsun. Deve Güreşi yapıyoruz; bunun da 5-10 bin fanı olan bir iş bu. Yok, efendim bilmem ne. Ne parası harcamışız biz, parayı Kültür Bakanlığından aldık. Bilip duruyorsun. Yok, Altınova’daki deve güreşlerinde içki içilen resimleri getirip koyuyor. Bunu da paylaşan arkadaşlar var. Ya arkadaş olabilirsin ama yani şehire faydalı olan bir şeye küfür eden bir adama tepki verilmesi gerekiyor.

BİZ BU KADAR BASİT ADAM MIYIZ?

Biz böyle kevgir miyiz yani? Herkes istediğini söyleyebilecek. Sizden de bu konuda kendi içinizdeki, bu işi ranta çevirmeye çalışan, gerilimden, iftiradan yana olanları elemeniz. İşte bir tarafa kız resmi koyuyor. Ulan terbiyesiz herif. Biz takip etmiyoruz o gazeteyi. Ama önümüze geliyor. Dedikodu ve magazin, insanların acabaları konuyu başka bir noktaya getiriyor. Yapılan işler  Balıkesir ile ilgili pozitif şeyler ve çok geç kaldık. Şu anda Balıkesir etrafındaki illere göre 10-15 yıl geriden gitmiyor mu? Hem mental olarak hem de fiziksel olarak. Kardeşim bu kadar sahipsiz kalırsak; yok filmi bilmem ne mi yaptınız, rüşvet mi verdiniz, onu mu yaptınız bunu mu yaptınız. Biz onları yapacak insan mıyız yahu? Sen şimdi marifet iltifata göre. Şimdi çok ilginç şekilde müdürlerimizi oyundan düşürüyorlar. Bu onu mu aldı, bu öyle mi oldu? 2 milyonluk, 20 milyonluk, 30 milyonluk yatırım yapıyoruz, hayır için alınan baklagilleri –ki o da göreve geldiğimiz ilk yıldı- adam bunu gazetede yayınlıyor. Öbürü de gördün mü öyle olmuş diyor. Biz bu kadar basit adam mıyız yahu?”

Büyükşehir Belediye Başkanı ile birlikte kendisinin de paralelcilikle suçlanması konusuna da değinen Yücel Yılmaz şunları söyledi:

“Şimdi karşı taraftan da tepki geliyor. Yok efendim şu cemaatçiymiş, bilmem neymiş falan. Yahu; göğüs göğüse muharebe yaptığımızı bilmiyor mu adamlarla? Bilmeyen var mı? Edip Bey’in cemaatçi olma ihtimali sıfır ya. Göğüs göğüse muharebe etti. Her gün evlerin içine abla denen arkadaşlar ‘elektrik hırsızı’ diye 2001 yılında çıkmış bir manşeti dağıttılar. Edip Abi olmasaydı İsmail Ok ile işbirlikçileri kazanmayacak mıydı bu seçimi? Şimdi tutuyor acaba öyle mi, böyle mi, alınacak mı diyor. Nereye alınıyor yani şimdi. Ama kamuoyunda bir beklenti oluşuyor. Bu adam bu haberi niye yapıyor? Ahlaklı bir gazetecilik yapmadığı için. Karşı taraftan yıpratarak para alabileceğini zannediyor.

Terör örgütüyle savaşan adamları yıpratmaya çalışıyor. Hedef şaşırtıyor. Ulan bizim içimizden FETÖ’cü adam çıkar mı yahu? Biz bunlarla kavga ede ede seçim kazandık. Yok bilmem neyin neresinde bilmem ne var, bilmem ne oldu. Bunlara bizim cevap vermemiz şık olmuyor. Aptalla kavga etme uzaktan gelen aptal diyorlar ya, seviyesine düşmüyoruz. Sizin hadi len oradan yazdığınız zaman; şerefsiz paranı mı alamadın; kaçıncı kez yazıyorlar ve hepsinde de madara oluyorlar. Ama en son dün yaptığı haber ayıp artık. Ahlak kurallarını aşan şey yani. 

15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında yaşananlar ile ilgili açıklamalarda bulunan Yücel Yılmaz, bir dönem herkesin FETÖ’cü değilim dediği zaman dışlandığını ifade etti.
Yılmaz şunları kaydetti:

“Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Asker, polis v.s veya ağır görevlerde bulunan bürokratlar hariç herkes hayatını aleni yaşıyor. Öyle bir 10 yıl yaşandı ki bu şehirde ben FETÖ’cü değilim dediğin zaman dışlanıyordun. Herkes maskesini orada düşürdü. O gün o sohbetlere giden adamlar 17-25 Aralık’ta bu tarafa geçip kim kime sövdüyse taraflar belli oldu. Şimdi yok o siyasi öyle, yok bu siyasi böyle, esnaf böyle demek doğru olmaz. Taraflar belli oldu zaten. Hala Zaman Gazetesi alıyorsa, hala Bank Asya ile çalışıyorsa, hala belirli sendikalara üyeyse ve adam bunu ama pasif ama aktif destekliyor demektir. Desteklediği kesim ciddi manada terörist bir örgüt çıktı. Benim bundan haberim vardı? Cenneti gördükten sonra iman etmenin faydası yok. Ama hayatı aleni; bir kişinin kripto olmaya sebep mi var?

Ankara kendini temizlesin. Bizim buralarda yok o dernek bilmem ne falan olmaz. Benim gazetelerde ismim çıkıyor. BİAD’a üyeymişim. Ben ne üye oldum, ne imza attım ne de üye olduğumdan haberim var. Bizi niye üye yazmışlar? Ben ne imza attım ne de üyeliğim var. 17-25 Aralık olayından sonra senin burada üyeliğin var diye haber geldi. Biz de noterden yazı gönderdik. Eğer üyeliğimiz varsa uptaly edilmesi; üyeliğimiz yoksa kamuoyuna bilgi verilmesini istedik. Adamlar da zaten bize yazı yazdı. Sizin şu anda üyeliğiniz yoktur dediler. Benim elimde yazı da var. Yok efendim bunlar paralelciymiş. Biz bu şehirde yapıyoruz. Ben özel okulda okudum. Ne Zağnos dershanesine gittim. Benim çocuğum devlet okulunda okuyor. Allah’a şükür Fırat’a gönderecek paramız var. Biz bunların en favori olduğu zamanda ne gönderdik ne de bir şey yaptık. Benim üç beş defa cemiyetin içerisinde bir araya gelmenin dışında hiçbir bağlantım olmadı. İnsanlar bize hürmet ediyordu. Ticaret Odası Meclis Başkanı, BAGİAD Yönetim Kurulu Üyesiydim. Sonuç olarak yok o öyleymiş, onu alacaklar. Bunlarla göğüs göğüse mücadele eden Ak Parti’nin temsilcileri kim? Bunlarla mücadele eden, destek olacak insanlar zaten ayrıldı ve tarafını değiştirdi.”