Dostlar, kardeşler farkında mısınız, hepimiz çok bozulduk.

Siyasetimiz, ticaretimiz, dostluklarımız, aile hayatımız, evlatlarımızla ilişkilerimiz, topyekun dejenere oldu, doğrusunu söylemek gerekirse top yekun darmadağın olduk.

Bütün ilişkilerimiz kişisel menfaatlerimize dayanıyor. Talebe hocasını, kadın kocasını, evlat babasını, baba ev halkını duymuyor, umursamıyor, kimse kimse algılamıyor.

Artık bir türlü azmış nefsimizi doyuramıyoruz, hepimiz sanki kıtlıktan çıkmış gibi açız, doymuyor doymuyor, tatmin olmuyoruz. Farkında mısınız, huzurumuz, mutluluğumuz yok artık.

Şükür her şeyimiz var en garibanı mızın bile, 3-5 kıyafeti, sofrasını kuracak nimeti, aç açıkta kalsa bile gidecek, çalacağı bir kapısı, hastalansa artık rehin kalmayacağı, yeşil kartla da olsa, ücretsiz tedavi olacağı, devasa hastaneleri var.

Sorun zenginlikte veya garibanlık da, varlıkta veya yoklukta değil, sorun Müslümanım deyip, ebu cehil gibi düşünüp yaşayan günümüz, sonradan görme, şükrü unutan bizlerde.

Daha dün muhafazakar, yani dindar kesim olarak, çile çeken, horlanan, ikinci sınıf vatandaşlar iken, bugün Rabbimizin her türlü nimeti ayaklarımıza serdiği bir zaman dilimin de azdık, artık şükretmez bir hale geldik.

Günümüz Müslümanların da öyle bir kokuşma, öyle bir yozlaşma var ki. freni kopmuş bir araba gibi, hem dünyevi, hem de uhrevi yönden, son viraja, uçuruma doğru sür'atle gidiyoruz.

Bakın bakalım aynada kendinize, Aynada ki, dünkü biz miyiz siz misiniz, yoksa bugünkü, biz mi siz misiniz.

Daha dün, ezilen, dışlanan idik, belki varlık içinde yokluk çekerdik amma, biz inananların canın dan başka kaybedecek hiç bir şeyi yoktu.

O yüzden güçlüydük, inançlıydık, samimi idik, ihlaslı idik, belki çok mağdurduk lakin, bu günkü gibi mağlup değildik.

Bugün iktidarız, güçlüyüz, söz sahibiyiz, karar vericiler iz. Mağdur değiliz ama, yazıklar olsun bizlere, artık mağrur uz, Yani artık nefsimize mağlubuz.

Artık Müslümanları tanıyamıyoruz, namazda kılıyor, oruç tutuyor, umreye hacca gidiyor, Peygamberin Ümmetiyiz diyor,

Lakin Allah'ın Resulünün yaşam tarzını, yönetim tarzını, güzel Ahlakını örnek almıyor. Yetim öksüz malı demiyor, helal haram bilmiyor, Ümmetin malı Beytülmalı ye babam ye, babasının malı zannediyor.

Bitiyoruz beyler, gidiyoruz beyler, saniye saniye hesap gününe doğru yaklaşıyoruz.

Hayat bitecek, ömür tükenecek. Bir gün geriye baktığımızda, dere tepe düz gidip, bir arpa boyu yol almadığımızı anlayacak.

Vallahi ah keşke, keşke diyeceğiz.

Oysa bizim görevimiz, nefsimize kulluk değil, Allah'a kul olmaktı. Oysa bizim görevimiz, bütün sahte putları ilahları reddedip, Allah'ı ilah edinmekti. Oysa bizim görevimiz, tek hükümdar, tek Malik kanun koyucu olarak, Allah Cc. Malik olarak kabul etmekti.

Dostlar ilahi yurdumuza bizi selametle götürecek olan tren istasyondan kalkmak üzere, ömrümüz den bir gün daha bitiyor.

Kardeşler samimiyetle tövbe edip, mazideki hatalarımızdan günahlarımızdan ders alıp, gelecek dünyamızı, hemde yaşadığımız dünyayı, Müslümanca inşa etmek mecburiyetindeyiz.

Bizleri ve Alem-i İslamı, Ümmeti perişan hale getiren fitne bataklığından, hırs makam sevdasından uzak durmak. Şahsi menfaatlerimiz için, Alem-i İslamı zedeleyecek, ümmeti zayıf düşürecek, kusur ve kabahatler hoş görmemek mecburiyetindeyiz..

Kendimiz ve kendimizden olanların kusurlarını karşı da, zalimin zulmüne karşı da, Adil ve şedit olur. Tek başımıza bile kalsak Hakkı Hakikatı söylemeye devam edersek.

Vallahi Amerika'nın, İsrail'in, tüm siyonist zalimlerin karşısında, Katreleri Umman yapan Yüce Allah'ım, biz bir kişi bile kalsak, o birimizi dilerse milyonlara galip kılar.

Selam ve dua ile