2011 yılında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen "İllerin Afetselliği" araştırması, Balıkesir'in deprem başta olmak üzere birçok doğal afet tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu ortaya koymuştu.

81 ilin afetselliğinin ölçüldüğü araştırmaya göre Balıkesir, 1. derecede tehlikeli deprem bölgesinde.

Bu bölgelerde meydana gelen depremler büyük ölçüde can ve mal kaybına neden oluyor.

Geçmişe bir bakalım.

1901 Ayvalık (5.9)

1935 Marmara Adası (5.9)

1944, 1964 Manyas (7.0 ve 6.8)

1953, 1969 Gönen (7.2 ve 5.7)

1999 Marmara Adası (5.0)

2006 Bandırma (5.2)

Bu depremlerde yıkıcı hasarlar meydana geldi.

Aynı araştırmaya göre İvrindi, Sındırgı ve Susurluk'ta heyelan olayları gözleniyor.

Yine İvrindi ve Dursunbey'de kaya düşmelerine rastlanıyor.

Gömeç, Manyas, Sındırgı, İvrindi ve Susurluk'ta su baskını riski var.

Sahi, geçmişten ders alıyor muyuz?

Her deprem sonrasında televizyonlarda boy gösterip, görüşlerine başvurulan bazı deprem uzmanlarının çözüm önerilerini dinliyorum;

- Halk mahalle bazında eğitilmeli, sık sık yapılacak tatbikatlarla deprem gündemden düşürülmemeli. Eğer deprem gündemden düşerse kötü neticelerle karşılaşabiliriz. Depremle ilgili sürekli eğitim şart.

-Doğal afet ve depremler konusunda daha duyarlı olunması gerekiyor. Afet bilinci konusunda eğitim şart.

- Biz deprem olunca depremi konuşuyor ve maalesef yanlış bilgileri konuşuyoruz. Deprem olunca hatırlıyor, birkaç gün konuşup unutuyoruz. Topyekün eğitim şart.

- Bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Deprem olağanüstü bir durum. Eğitim şart.

Sadece depremle ilgili mi?

Trafik kazası olur; Her türlü yasa çıkarıldı, cezalar ağırlaştırıldı, ama trafik kazalarına engel olunmadı. Eğitim şart.

Aile içi şiddet yaşanır; İnsanlar birbirlerine karşı problemlerin çözümünde şiddete ve benzeri yollara başvuruyor. Eğitim şart.

Çevre kirliliği olur; Çevre ve doğa babamızın malı değil. Çevreye çöp atıyorlar, yere tükürüyorlar, gürültü yapıyorlar. Mutlaka eğitim şart.

Hemen hemen her ilgili ve yetkilinin ağzında; “Eğitim şart” lafı.

Eğitim şart’ dediniz mi olaya son noktayı koyuyorsunuz.

Ortada bir sorun varsa nedenlerini araştırmanıza hiç gerek yok.

Sorunun eğitimle çözülmesinin şart olduğunu söyleyin tamam, konu kapanmıştır.

Bakın bu eğitim şart yakınması kolaycılıktır bana göre.

Her derde deva niyetine kullanamazsınız.

Elinizde tek bir anahtar var ve bununla bütün kapıları açmaya çalışıyorsunuz.

Olmaz.

Açamazsınız.

Her şeyi eğitimle veremezsiniz.

Her sorunu eğitim şart diyerek çözemiyorsunuz.

Bırakın eğitimle çözmeyi, yasalarla, cezalarla bile bir yere varamıyorsunuz.

Eğitim alan insanlar bile yaşadığı topluma bu kadar saygısız ve kuralsız davranıyorsa sorun eğitim değil, insanların “nitelik” sorunudur.

Çözümü de bu yönde aramak gerekir…