Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la, başarıdan başarıya koşan Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu sırrını keşfetmek için yeniden kâşif olmaya ve yeni yeni keşifler peşinde koşmaya gerek yok. Sadece 19 yıllık Ak Parti iktidarını ve bu 19 yıla şekil veren Recep Tayyip Erdoğan yönetimini tarafsız bir gözle kaba taslak incelemek dahi Tayyip Bey bilmecesini anlayıp çözmeye yetecektir.

Tayyip beyin başarılarla dolu siyasi hayatının son 19 yılının sırrı elbette ‘’inanç ve güven’’ diye özetlenebilir. Rabbine inandı, Milletine güvendi ve normal bir aklın alamayacağı atılımlara ‘’Ya Allah Bismillah’’ diyerek başlayıp sonuçlandırmasını bildi ve ülkemizi muasır milletler seviyesinin üzerine, devletimizi de yine muasır devletler seviyesinin üzerine çıkardı.

Tayyip Bey gelinceye kadar Marmaray kimin aklından geçerdi ki. Tayyip Bey gelinceye kadar dünya şaheseri İstanbul hava limanını kim düşünebilirdi ki. Hızlı Trenler, Otobanlar, devasa şehir hastaneleri ve yerli silah sanayimizdeki atılımları kim hayal edebilirdi ki. Kısaca hülâsa edecek olursak; Ak Parti iktidarının ve dolayısıyla Tayyip Beyin yaptığı atılımların beşte birini bile Ana muhalefet CHP bırakın yapmayı, hayal dahi edemezdi. İstanbul şehir hastanesinin kısacık giriş çıkış yolunu bile yapamadılar beceriksizler! Aynı zamanda utanmazlar!

Çünkü bunlar daha muhalefetin ne olduğunun bile idrakinde değiller. Muhalefet denilince her şeye karşı çıkmak, her atılımı engellemek ve devlet millet yararına olan her şeyi yaptırmamak zannediyorlar. CHP Milletvekili zavallı bir adam, ‘’Ak Parti ne yaparsa yapsın her şeyine karşı çıkacağız. Biz muhalefetiz, onları alkışlayacak değiliz ya..’’ demedi mi? İşte CHP zihniyeti ve işte CHP muhalefeti!

Aynı şuursuz muhalefeti milletimizin ayağını çarıktan kurtaran Demokrat Parti iktidarına ve dolayısıyla Adnan Menderes merhuma da yaptılar. Menderes’e dolayısıyla Demokrat Partiye 10 yıl zor tahammül edebildiler. Çünkü gerçek Demokrasi işlerine gelmiyordu. CHP nin özlemini çektiği Demokrasi; CHP nin 6 oklu bayrağına sarılmış oy sandığı ve açık oy gizli tasnif!

1960 darbesine giden yolda Üniversite gençliğini kışkırtıp ‘’Boykotta işgalde aynı şeydir, şartlar oluştuktan sonra darbe haktır’’ diyecek kadar darbe şakşakçılığı yaptılar. Menderes hükümetinin devrilmesi, Yassı ada trajedisinin sergilenmesi ve üç kıymetli vatan evladının İmralı’da ipe götürülmesinin önünü açtılar. Şimdide utanmadan kabirlerini ziyaret ederek milletimizle adeta dalgalarını geçiyorlar!

Bu günde aynı taktikle gezi olayları, Taksim olayları, Avukat hakları, Baro hakları, adalet yürüyüşleri, her şey sandık değildir, Demokrasi sandıktır ama!, Ordu göreve gibi, maskaralıklarla Tayyip Beyin önünü kesmek istiyorlar.

19 yıllık Ak parti iktidarıyla nerelerden nerelere gelindiğini tekraren yazmaktan kalemler yoruldu, sayfalar doldu. Muarızlar ise sadece bakıyor. Hani derler ya ‘’Ahmet’in öküzü, bakar iki gözü’’. Bakıyorlar ama göremiyorlar. Şuurlarının altında yatan habis düşünceleri, görmelerine ve idraklerine mani oluyor. Yegâne düşünceleri; bir İmam Hatiplinin bu başarıyı nasıl yakalayabildiği.

Bu İmam hatipli delikanlı muhtar bile olamayacaktı ve fakat nasıl oldu da Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanlığına kadar yükseldi ve şimdi de dünyanın kanını emen, uluslararası çetelere kafa tutuyor ve her fırsatta dünya 5 ten büyüktür diyerek, Mazlumları ve ezilmiş halkları uyandırabiliyor!

Asırlardır dünyamızı sömüren eşkıya devletlere, ‘’durun; dünya beşten büyüktür’’ diye meydan okuyan Tayyip beyin bu haykırışının ardında Allah’a inancının ve Milletine güveninin yattığını hâlâ anlayamadılar. Bu işe Emperyalist devletler kadar, ülkemiz içinde çeşitli Müslüman isimleriyle yuvalanmış Hans’lar, Yakop’lar, Abraham’larda akıl erdiremiyorlar.

Adı Hasan fakat Hans’dan daha fazla Alman uşağı, adı Yakup fakat Yakop’dan daha fazla İsrail uşağı, Adı İbrahim Fakat Abraham’dan fazla Amerikan uşağı olanları gördükçe şaşırmamak gerekir. Unutulmasın ki soy soya, huy huya ve kan kana çekiyor. Bu mahlûkatın ne mal olduklarını anlamak için soyadı kanunu ile on binlerce dönmenin nasıl Türk soyadı aldıkları unutulmamalıdır.

Osmanlı Cihan devletimizin asırlarca kavmi necip diyerek koruyup kolladığı azınlıklar, nasıl ki birinci cihan savaşı ve Milli mücadele yıllarında işgal güçlerine katılarak Müslüman Türkleri kendi vatanımızda katlettilerse, olabilecek herhangi bir kalkışmada da içimizdeki Hasan isimli Hans’ların, Yakup isimli Yakop’ların ve İbrahim isimli Abraham’ların kalkışmacılara destek olup ülkemiz ve milletimiz aleyhine çalışmayacaklarını kim garanti edebilir ki?

Sultan Abdülaziz suikastinden, Sultan Abdülhamide yapılan darbeden, Sultan Vahideddine yapılan ihanetten, Adnan Menderes ve arkadaşlarının darağacına götürülmesinden, Turgut Özal’n zehirlenmesinden, Erbakan hocamıza yapılan 28 Şubat Post modern darbesinden ve nihayat 15 Temmuz kalkışmasından hâlâ ibret ve ders alamadıysak, millet olarak vay bizim halimize. İç ve dış düşmanlara davet boyutundaki kalkışmalara Tayyip Bey göğsünü siper ederek, ‘’dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir. / Eğil de kulak ver bu sessiz yığın, bir vatan kalbinin attığı yerdir’’ diyerek karşı durduysa ve hâlâ da duruyorsa, aklıselim her Müslüman Türk evlâdının yeri elbette Tayyip Beyin yanında olmaktır.

Peki, CHP ye koltuk değneği olduklarından ve Tayyip Beye düşmanlıklarından dolayı küçüle küçüle bir bakteri boyuna kadar gerileyen, hem de alnı secdeli partiye ve particilere ne diyelim?

Türk siyaset sahnesine çıktıklarından bu yana inananlara kan kusturmuş, devri saltanatlarında ülkemizde darağacı kurulmadık il ve ilçe bırakmamış, on binlerce din âlimimizi idam sehpalarında katletmiş, camilerimizi yıkmış, kur’an talebelerini sokaklara dökmüş, Fatih’in emaneti Ayasofya camimizi camilikten çıkarmış ve hatta Sultan Ahmet camimizi bile müze yapma hayalinde olanlarla beraber olmaktan utanmıyor musunuz? 94 yıl önce idam sehpasına çekilen Şeyh Said hazretleri ve 46 arkadaşını hatırlayabildiniz mi?

1993 Madımak olayından bu yana 27 yıldır Bilge Başkanınıza (!) katil, cani gibi en aşağılık sıfatları sayıp dökenlerin kayığına nasıl biniverdiniz? Hadi Madımak mahkûmu mazlumlardan ve ailelerinden utanmıyorsunuz, Allah’tan damı korkmuyorsunuz? İki silik Milletvekilliği için (onun da birisi resti çekip gitti) faşist milli şef bakiyesi Partiye yama olmayı nasılda kendinize yakıştırdınız? Bir ömür boyu Rahmetli Erbakan hocamıza kan kusturan gazeteci müsveddelerini ‘’Erbakan’ı anma toplantılarına’’ çağırıp başarı şildi verirken yüzünüz kızarmadığı gibi, Erbakan hocamızın ruhaniyetinden de utanmadınız. Şimdi de hem Milli Görüşçü ve hem de Erbakancısınız!.. Hayret!

Tayyip Bey Allah’a olan inancıyla, Milletine olan güvenciyle ve dünya Müslümanlarının ve mazlumlarının duasıyla her gün daha bir büyüyerek iktidarını devam ettiriyor. Eserlerine eserler katıyor. Peki, siz ne haldesiniz? Allahın kitabıyla, camisiyle, ezanıyla kısaca milletin inancıyla geçmişlerinde ve günümüzde arası iyi olmayanlarla beraber olmanızın hesabı sorulmayacak mı zannediyorsunuz? Önce sandıkta bilâhare mizanda!