İzzetli ve onurlu 16 yılın sonunda  2019 yılına girdiğimiz şu günlerde, Devletimizin ve devlet adamlarımızın dünya devletleri arasında hak ettikleri yere gelmesi ve bu onurlu yükselişini her alanda dünyaya kabul ettirilmesi, millet olarak hepimizin başını dik eylemiştir. Batı Batı diye söyleye geldiğimiz AB devletleri ve ABD, elbette hep hükmetmeye ve hep yol göstermeye alıştırılmış devletler oldukları için bu yükselişimizden ve onurlu duruşumuzdan memnun değiller.

Hani demişler ya, ‘’El öpenler olduğu sürece elbet el öptürenler de olacaktır’’ diye. Bu söz yıllar boyu ülkemizin ve milletimizin başının üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sallandı durdu. Çünkü Ak Parti iktidarına ve Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan gelinceye kadar maalesef Devlet adamlarımız arasında izzetli ve onurlu bir duruş sergileyebilen Devlet adamlarımızın sayısı bir elin parmakları kadar bile olamadı. Bu hal direkt olarak milletimize ve devletimize de yansıdı. Memurumuzun maaşını bile İMF den borç alarak verdiğimiz yıllarda gazetelerin birinde şöyle bir karikatür çıkmıştı: Türk devlet adamları boyunlarında birer trampetle Yeşilköy hava alanına sıralanmışlar,  İMF memurları da ellerinde çantalarla uçaktan iniyorlar ve bizimkiler de onları karşılarken  ‘’On para ver - on para ver, On para yoksa -beş para ver’’diye tempo tutuyorlar.  Hey gidi günler hey. Nerde izzet nerde onur?

Özellikle İMF karşısındaki boynu bükük halimiz yıllarca yüzümüzü güldürmediği gibi, onurlu milletimizi de fukaralığın pençesinden kurtaramadı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Bakanlar Kurulu kararıyla başlattığı Ağır sanayi hamlesine istihza ile bakıp gülüp geçenler yanı sıra, Erbakan hocanın attığı fabrika temellerini çalıp, yalan temel diyerek şehir merkezlerinde basın toplantısı yapan onursuz, izzetsiz uşak ruhlu Milletvekillerini, Bakanları ve onları teşvik eden Başbakanları da gördü milletimiz. Erbakan’ın temelini attığı fabrikaların tamamlanmasından korkan CHP, Koalisyonu bile bozmayı göze almıştı. Erbakan hoca ise Ecevit’e rağmen 70 fabrikayı tamamladı ve üretime açtı. Yerli Tank imalatına yerli uçak yapımına kesinlikle akıl erdiremeyen Bakanlar ve Başbakanlar yerli uçak yapabileceğimize milyonda bir ihtimal dahi vermiyorlardı.  Çünkü bunlar ‘’Türk hiçbir şey yapamaz sadece bakar’’ mantığının yerli uşakları mesabesinde Batı dünyasının emir erleriydiler. Başbakan yardımcılığı dönemine Türk Uçak Sanayisi (TUSAŞ)ı kurma çalışmalarına hız veren Erbakan’a mani olmak için, CHP genel Başkanı ve Başbakan Ecevit gazetecilere şöyle diyordu: ‘’Sn. Erbakan Uçak sanayi için mutlaka Uçak motoru fabrikası kurmalıyız diye inat ediyor. Hâlbuki ( Tusaş) Türk uçak sanayini kurmaya ne gerek var, Adapazarı traktör fabrikasında uçak motorlarını pekalâ imal edebiliriz (!) ‘’

Bu millet Uçak motoru ile Traktör motorunu ayırt edemeyecek kadar bilgiden ve izandan yoksun Başbakanları bile gördü. MSP nin iktidar ortağı ve zamanın Başbakanı ve CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, daha uçak motoru ile Traktör motoru arasındaki farkı bile anlayamamıştı.  Erbakan hocanın sanayi hamlesini zaten hiç anlayamadı, hayal dahi edemedi. Veya bazı dış mihraklar ettirmediler.

Peki bu günkü CHP anlayabildi mi? Ne gezer onların yegane uğraşları insanımızın giyimiyle kuşamıyla uğraşmak, gerektiğinde saftirik imam ve müftü bozuntularını CHP listelerinden aday göstererek oy hırsızlığı yapmak, dün yırttıkları çarşafa bu gün CHP rozeti takmak, gerektiğinde vatanseverlik yaptığını zannederek Suriyeli Din kardeşlerimizi, bu garip insanları kadın-çoluk-çocuk-bebek demeden Katil Esed’in bıçağına teslim etmek. CHP ve CHP zihniyeti zaten hiçbir zaman Suriyeli mazlum kardeşlerimizi kardeş olarak kabul etmedi ki. Devlet Başkanımız Tayyip bey sık sık Ensar muhacir konusunu hatırlatıyor ama Ensar ve Muhaciri anlayan kim? Bu durum bu gün böyle, Peki dün nasıldı ?  Yıl 1945 Milli şef İnönü dönemi. İsmet İnönü hem CHP Genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanı. (!) Türkiye’ye sığınan 454 Azeri Türkü kardeşlerimizi gözyaşları içersinde Boraltan köprüsünde kurşuna dizileceklerini bildikleri halde Ruslara teslim ettiler ve bu kardeşlerimiz hemen köprünün diğer tarafında gözlerimizin önünde kurşuna dizildiler.  1945 Boraltan faciasını şimdi Suriyeli mazlumlar için tekrarlama içgüdüsüyle yanıp tutuşan bu CHP, bu bakımdan da iyi tanınmalıdır.

Peki, Suriyeli mazlumları Esed’in bıçağına teslim etmek için her türlü şaklabanlığa müracaat eden CHP nin Yunanlıya bakışı da böyle mi? CHP Genel Başkanı ve bir zamanların Başbakanı Bülent Ecevit’in kaleminden Yunanlıya bakışlarını birlikte izleyelim CHP nin; ‘’Sıla derdine düşünce anlarsın Yunanlıya kardeş olduğunu, Bir rum şarkısı duyunca gör gurbet elde İstanbul çocuğunu.   Önce bir kahkaha çalınır kulağına, sonra Rum şiveli Türkçeler ve boğazdan söz eder sen rakıyı hatırlarsın, Yunanlıya kardeş olduğunu sıla derdine düşünce anlarsın’’  Uzun söze ne hacet işte dünkü CHP, işte bu günkü CHP zihniyeti…

  Şu an millet olarak izzette ve onurda zirve yaptığımız yılları yaşıyoruz. AK Parti iktidarı ve Tayyip beyle yakaladığımız bu dönem inşallah ilânihaye devam edecek. İzzetsizlikte çağ atlayanların devri Tayyip beyle birlikte kapandı tarih oldu. Artık modern düşünce ve modern kalkınma devri AK Parti ve Tayyip beyle devam ediyor. Ekonomide, siyasette, teknolojide, sanayide, Milli eğitimde, askeriyede velhasıl akla gelebilecek tüm alanlarda izzetle ve onurla atılım devri inşallah 31 Mart 2019 mahalli seçimlerinden sonra daha bir azimle ve daha bir gayretle devam edecektir.