TBMM'sine HDP görüntülü olarak girmeyi başaran PKK nın ileri karakolları mesabesindeki Diyarbakır, Van ve Mardin Belediye Başkanlarının Kandille iltisaklı olmalarından dolayı geçici olarak görevden alınmaları başta Kandil olmak üzere ABD ve AB ülkelerinde oldukça geniş yankı yaptı. Geçici diyorum çünkü Adli mercilere her türlü itiraz etme hakları var.

HDP denilen parti, Terör ve teröristlerle iltisaklı kelimesine nazire yaparcasına Teröristlerle kucak kucağa çekilmiş fotoğraflarını dünya basınına servis etmekten de çekinmiyor. Tıpkı Filistinde Garip Müslümanların kollarını bacaklarını taşla kırıp dünya basınına servis ederek tüm insanlığa gözdağı vermeye çalışan Siyonistler gibi. Taktik aynı, uygulama aynı…

Diyarbakır Van ve Mardin Belediyelerinin, Kandil denilen eşkıya yurdunun ileri karakolu haline geldiği bilinen bir gerçek. Kandil iltisaklı eşkıya temsilcileri TBMM sinde dahi PKK propagandası yapma cesaretini gösterebiliyorlar. HDP li Milletvekillerinin Türk polisine karşı direnmeleri, silah ve uyuşturucuları evlerinde ve arabalarında gizliyor gibi yaparak açıktan yakalatmaları da, öyle tesadüfen yapılacak işler değildir. Plânı ABD ve Avrupa Birliğine mensup emperyalistler tezgahlıyor, PKK sergilyor. Bu yapılanlar sadece bir güç gösterisidir.

PKK nın ağa babaları Batılı Devletler, ‘’silahları ve uyuşturucuları tesadüfen yakalanmış gibi yapın biz arkanızdayız’’ diyorlar ve bu tür oyunlarla Türkiye, PKK nın ne kadar güçlü olduğunu anlasın demek istiyorlar. Bu pek yeni olmayan bir Siyonist tezgâhından başka nedir ki. Fakat Türk istihbaratı oltanın ucundaki yemi değil, oltayı tutan elin yığınaktaki tanksavarlarını, makineli tüfeklerini, El bombalarını, roketatarlarını bulup ortaya çıkarıyor ve eşkiyayı ininde, karargâhında perişan ediyor. Beynelminel Eşkiyaların tahayyül ettikleri ve fakat bu güne kadar bir türlü gerçekleştiremedikleri rüyaları; her şeye muhtaç bir hayali Devlet kurmak. Biliyoruz ki, bu rüya Büyük İsrail Plânının bir versiyonudur. Araplara imparatorluk vaat ederek, Arap yarımadasını paramparça devletçikler çöplüğüne çeviren emperyalist güçler, şimdi de kandırabildikleri aşiretlere büyük ve hayali bir Devlet vaat ederek, Büyük İsrail’e toprak kazandırmak için plân üzerine Plân geliştiriyorlar. Fakat Planlar devamlı bozuluyor. Ah şu Türkiye ve ah şu Tayyip Erdoğan olmasa her şey yolunda gidecek. Tayyip Bey ve Türkiye Siyonistlerin tekerine çomak sokuyor.

İsrail misali kurulacak muhtaç bir hayali Devlet, başta İsrail olmak üzere ABD ve AB nin sadece piyonu olacak ve orta doğuda yeni bir çıbanbaşı olarak yeni genişleme oyunlarına girişecektir. Bu genişleme plânın içersinde Türkiyenin de pek çok vilâyeti arz-u Mev-ud (vaat edilmiş topraklar) olarak hayal edilmektedir. HDP maskeli PKK ya yardım eden tüm dış odaklar, hayal dünyalarındaki hayali Devlet kurulursa, paylarına düşecek parsayı alacaklarından eminler. Bu sebeple Türkiye içersinde HDP nin desteğiyle meclise girebilmiş particiklerde, HDP görüntülü PKK lı, Belediye Başkanlarının görevden alınmalarına karşı özellikle karşı çıkıyor ve HDP ye koltuk değneği olmaya devam ediyorlar.

CHP, İyi Parti ve maalesef Saadet Partisi, demokrasi, özgürlük, hak ve adalet kavramlarını Tanzimatçılar gibi dillerine dolamışlar, güya PKK ile kesin iltisaklı, Kandil kumandalı Diyarbakır, Van ve Mardin Belediye başkanlarına güzellik muskası yazıyorlar, şirin görünmeye çalışıyorlar. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Mehmet Babacan’da işin tuzu biberi. Hadi CHP ve İP i bir kenara koyalım, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve özellikle hâlâ milli Görüşçü olduklarını söyleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun açıklamalarını nereye koyacağız. 31 Mart Mahalli seçimleri öncesi HDP genel başkanı eli kanlı Selahattin Demirtaş’ı hapisten çıkarmak için az gayret göstermediler. Ama olmadı. Bu defa ‘’seçilmiş başkanları görevden uzaklaştırmak teamüllere aykırıdır’’ diyerek, PKK lı Ahmet Selçuk Mızraklı, Ahmet Türk ve Bedia Özgökçe Ertan’ı savunuyorlar. Hem de utanmadan sıkılmadan…

Şimdi soralım CHP ye, İyi Partiye, Abdullah Gül’e, Mehmet Babacan’a, Ahmet Davutoğlu’na ve Temel efendiye: Peki, seçilmiş Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’ı zindana göndermek teamüllere aykırı değilmiydi? Bekir Yıldız, Şükrü Karatepe, Ali Nabi koçak ın haksız yere görevden alınmaları teamüllere uygunmuydu? 28 Şubat sürecinde Başbakan Erbakan hocanın Refah Partisine mensup 300 seçilmiş Belediye Başkanının faşizan bir mantıkla gözaltına alınmaları hangi teamüllere uyuyordu?

İdeolojisinden dolayı her zaman eleştirdiğimiz Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perincek konu Vatan olunca bakın ne diyor: PKK güdümüne bırakılan her Belediye, Mehmetcik’i arkadan vuracak bir terör mevzisidir. PKK ya kamu otoritesi verilmemesi gerekir. HDP Belediyeleri, PKK güdümlü Belediyelerdir. Bu Belediyeler, PKKnın emri ve denetimi altındadır. PKK nın denetimi dışında faaliyette bulunma olanakları yoktur. PKK güdümüne bırakılan her Belediye, Mehmetçik’i arkadan vuracak bir terör mevzisidir. Keşke bu sözleri Saadet lideri Karamollaoğlu ve diğerleri söyleyebilseydi. Ama söyleyemediler.(!) 28.08.2019 Blk.