Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul Konsolosluğunda ülkesinin en üst istihbarat ekibi tarafından en vahşi şekilde ortadan kaldırılması olayı itiraflarla resmileşti. Ortada dolaşan fotoğraflar doğruysa Kaşıkçı’nın öldürülüp parçalara ayrılma yöntemi insanoğlunun vardığı vahşetinin boyutlarını gözler önüne seriyor. 

Olayın Suudi yetkililerce öncesi gece itiraf edilesinin ardında özellikle ABD’nin telaşı dikkatimi çekti.

Gelişmeleri televizyonlardan değil ama yollarda olmamdan dolayı radyodan sıcağı sıcağına izleme imkanı buldum.

Suudi Kralı’nın ölüm bilgisini doğrulaması ve hemen ardından ABD Başkanı Trump’ın mikrofonlar karşısına geçip açıklamaları kafamı karıştırdı.

Olayın altında Veliaht Prens Salman’a bağlı ekiplerin olması ve Suudi Kralın bu cinayete karışanların tutuklama kararı.

Veliaht Prens Salman’ın Kral’ın yerine ABD tarafından koyma hazırlıkları ve süreç zaten biliniyor. 
Şu unutulmamalıdır. Bugün Suudilerin ABD ile işbirliği mecburiyetten kaynaklandığı muhakkaktır.

Trump’ın öncesi ve gelişinin ardından 11 Eylül olaylarının mahkeme kararı ile Suudilerin üzerine yıkılması ve 750 milyar dolar paralarına el konulması ve ardında Trump’ın ilk ziyareti ile yüz milyarlarca dolar silah siparişi, bununla da kalmayıp sürpriz  şekilde Veliaht Prensin değişimi ve bir çok prensin gözaltına alınışı.

Bu süreçler unutulursa bugün Cemal Kaşıkçı’nın vahşice ortadan kaldırılması ve bu ortadan kaldırılması işleminin Türkiye’de İstanbul Başkonsolosluğunda yapılması, bu olayın karşısında ABD’nin telaşı anlaşılmaz. 

ABD Başkanının Kaşıkçı cinayeti arkasından yaptığı açıklamalarda dikkatimi çeken unsur Suudi Arabistan’a silah ambargosu uygulanmayacağı notudur. Suudilerin 450 Milyar Dolar gibi bugüne kadar ki dünya tarihinin en büyük silah alımı ve tek ülkeden ABD’den. Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası ABD’nin ısrarla bu alıma ambargo uygulamayacaklarını vurgulaması enteresan değil mi?

ABD Başkanı Trump’ın açıklamalarda kullandığı dil bu silah alımını ‘ne olur durdurmayın’ dercesine yalvarma modundaydı. Anlaşılan o ki Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ABD’nin Suudi menfaatleri arasında bir bağlantı var.

Cinayeti kınama dili ve bu konuda ki silah ambargosu çıkışı ABD’nin önümüzdeki günlerde Suudi yönetiminde bu Cinayeti planlayanların tasviyesi nedeni ile oluşacak gelişmelerden çok büyük ölçüde etkilenecek.

Bu cinayetin İstanbul’da işlenmesi stratejisi nedeniyle Türkiye’ye kurulan tuzaklar, cinayetin itiraf edilmesi nedeniyle suya düştü. Aksine Türkiye cinayetin aydınlatılmasına katkıları nedeniyle bu kumpası kuranlara karşı büyük mevzi elde etti. 

Şu bir gerçek Suudilerin Trump’ın gelişi ile mahkum kaldığı ABD boyunduruğu ve Türkiye karşıtlığı üzerindeki dengeler değişecek. Türkiye’ye karşı kurulan tuzaklar Cemal Kaşıkçı cinayetinin aydınlanması ile bozuldu.

Bugünkü Kral ve bu cinayet sonrası ABD güdümündeki Veliaht Prens Selman’ın değişmesinin ardından gelecek yeni yönetim Türkiye’ye yaklaşmak zorunda kalacak. 

Yeni dönemde Ortadoğu’da Suudi Arabistan’daki gelişmeler üzerime Türkiye’ye karşı Veliaht Prens Selman üzerinden Birleşik Arap Emirliklerinin Türkiye’ye karşı tutumlar da değişecektir. Suudilerin ABD’yi kaygılandıran 450 milyar dolarlık silah alımını durdurma kararı herşeyi açıklayacaktır.

Gelişmeleri hep beraber göreceğiz.

Kalın sağlıcakla...