Ellili yaşların ortalarına geldiğim bu zamanlarda…”

Geçenlerde bir köşe yazımda yine böyle başlayan cümleler kurmuştum.

Nedense bu aralar konuşmalarımda bile çok fazla kullanır oldum.

Galiba sevdim bu cümleyi…

Böyle başlayınca sanki arkasından hayatın sırlarına dair bir şeyler söyleyecekmişim hissi veriyor.

Yok aslında sır falan.

Hayat, gören gözler için tüm gerçekliğiyle önümüzde…

İnsan hayatının belli dönemleri var;

Çocukluk,

Gençlik,

Orta yaş…

Ve her dönemin kendine ait güzellikleri…

Şimdi orta yaş dönemindeyim.

Kendimle içsel hesaplaşmalar yapıyorum sık sık.

Keşke” lerimi bir yana koyuyorum, “belki” lerimi diğer yana…

Sorularım” artıyor, “cevaplarım” yetersiz kalıyor…

Sürekli bir şeylere cevap aramanın derdindeyim.

Bu dönemimde hayatı daha çok sorgulamaya başlar oldum.

Yanlış anlaşılmasın.

Maddi bir kar-zarar muhasebesinden daha çok, kendimi tanıma adına yapılan sorgulamalar bunlar.

Şimdiye kadar hayatımın hiçbir döneminde şunu kazandım, bunu kaybettim hesabı yapmadım.

Üstelik teraziye konduğunda maddi kayıplarım daima fazla olmuştur.

Ama hiçbir zaman bunları dert etmedim kendime.

-Vardır Allah’ın bir bildiği, çıkacak varmış ki çıktı- düşüncesiyle yaklaştım bu gibi durumlara.

Geçenlerde bir kitapta okumuştum.

Yazar, hayat yolculuğunu arabayla yapılan bir seyahate benzetiyordu…

Virajlardan, kazalardan, yolun değişkenliğinden falan bahsediyordu.

Bunların hepsinin hayatımızda da olduğunun altını çiziyordu.

Doğru.

Hayat yolculuğumuzda da tıpkı trafikte olduğu gibi başımıza bir sürü kazalar geliyor.

Ama fark şurada…

Trafikte kaza yaptığımızda ders alıyoruz; daha tedbirli, daha dikkatli bir sürücü oluyoruz.

Oysa hayat yolculuğumuzda başımıza gelen kazalar bizleri daha tedbirli yapmıyor.

Tam tersine, daha güvensiz oluyoruz.

Kabuğumuza çekiliyoruz.

Aynı şeyleri bir daha denemekten kaçınıyoruz.

Hayat yolunda başımıza gelen her kaza, bizi daha korkak yapıyor.

Elbette bunları ben kendi hayatım üzerinden söylüyorum.

Genelleme yapmam uygun olmaz.

Bu gibi durumlarda daha farklı tepkiler göstermiş olanlar da vardır, benim gibi olanlar da…

İşte böyle hesaplaşmalarım var benim kendimle…

Ve son bir şey daha…

Ellili yaşların ortalarına geldiğim bu zamanlarda hayattan çok şey istemiyorum. Ama “istemek” gerektiğini biliyorum…