Proje üretmek, günümüzde açık prensipler ve metodolojilerle çok sıradan hale geldi.

Hatta “proje” sözcüğünü ilk duyduğunuzda, “projelere karnımız tok” diyerek burun kıvırmalar başlar.

İçinizden gelen bu pasif protesto duygusu –ne yazık ki- zaman içinde sizi haklı çıkarıyor.

Seçim kampanyalarının ardından seçilenlerin görev süresinin sonu; projelerin ilk akamete uğradığı zaman dilimidir.

Konuyu kafanızda canlandırın.

Eğitim, inşaat, üretim, imalat sektörü gibi… Aklınıza ne gelirse…

Bu düşünceye sevk edenlerin tutumu bir yana, bu düşünceye sevk edilenlerin ortak teranesi, “burası Türkiye” ifadesidir.

Her neyse konuya gelelim.

Proje bir yaşam zorunluluğudur. Plansız, programsız yaşamak günümüz dünyasının harcı değil. Projeler de öyle… Projeniz yoksa dikkate alınmazsınız.

Ancak hayata geçirilmeyen projenin değeri sıfırdır.

Burası Türkiye” duygusunun uyandığı bu topraklarda pek güzel projeler de var.

İşte o zaman “burası Türkiye” sözü gurur ifadesine dönüşür.

Halkın da içinde yer aldığı, vatandaşın doğrudan yararlandığı projelerin olağan üstü değeri var.

Hem projeyi hayata geçireni, o kentin unutulmazları arasına sokar hem o kent kimliğinin karakterini oluşturur.

Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ı bugün Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na taşıyan kişisel sempati ve güven duygusu yanında görevin gerektirdiği ciddiyet ve pratikleridir.

Şimdi söz edeceğim projeyi yürütenlerin cesareti de, yine Başkan Yılmaz’ın ön açısı, teşvik ve takdir edici lider karizmasının eseridir.

Hayal kırıklıklarının “Burası Türkiye” sözcüğünü, gurur duyanların duygu sesi yapan da başkan ve yöneticilerin lidere dönüşmesidir.

BALIKESİR ÖRNEĞİ

Balıkesir’in önderlerini, kent yöneticilerini yakından tanıyan ve takip eden birisi olduğum için bu örneği veriyorum.

Ayrıca kent estetiği, çevresel duyarlılık, hayvanların da eşit ölçüde haklarının korunduğu bir kent, benim fiziksel bağım olmasa da; beyinden ve gönülden bağlılığın ötesinde bağımlı kılar.

Türkiye’nin en büyük, etkin ve üstün konfora sahip hayvan rehabilitasyon merkezinin hayata geçirildiği günden beri Balıkesir’in hep örnek alınması gerektiğini savunurum.

Şimdi de tabela kirliliğinin önüne geçilmesi için önemli bir girişim başlatıldı.

Balıkesir Kent Konseyi öncülüğünde başlatılan reklam tabela ve totemleri, yön tabelalarıyla ilgili katılımcı, kalıcı çözüm bulunması için mesafe bile alındı.

Konseyin aldığı karar, Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oybirliğiyle kabul edildi.

Balıkesir Kent Konseyi Başkanı Mürsel Sabancı’yı, Karesi Belediye Başkan Yardımcısı görevinden beri tanırım. Kentlere kalıcı hizmet vermenin katılımcı projelerle gerçekleşeceğine inanan ve uygulamalardan sonuç alan tecrübelerini şimdi de Balıkesir genelinde uyguluyor.

Sabancı, süreci şu sözlerle değerlendirdi: “Balıkesir ve ilçe kent konseyleri, uzun zamandır hem yüz yüze görüşmeler kentlerin tarihi dokusuna zarar veren, yerleşim bölgelerine giriş çıkışlarda göz zevkini bozan, estetikten yoksun, görüntü kirliliğine neden olan standart dışı reklam tabelası ve totemleri tespit etti. İyileştirilmesi yönünde aldığımız tavsiye kararı Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından oy birliğiyle kabul edildi. Her adımda sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların işbirliğiyle sonuca ulaşacağız.”

KENT VE ESTETİK

Kentleri, yaşamaya değer yapan doğal zenginlikleri, fiziki avantajları, güçlü liderleri kadar o kentin manevi atmosferi de önemlidir.

Kültürü, geleneklerin yaşatılması, yeniliklerin hızla uygulanması, kriz anların yaralarının sarılması, sağaltılması ve insani değerlerin bir arada yaşama arzusunu güçlendirmesi de gerekir bir kentte…

Bir kentte estetik değerler, hoyratça harcanıyorsa her yönden fukaralaşır.

Bir kent havası, suyu, toprağı kadar görüntü ve ses kirliliğiyle kuşatılmışsa içinde yaşayanların ruh sağlığı da bozulur.

Balıkesir Kent Konseyi’nin aldığı bu tavsiye kararı, devamında Büyükşehir Belediye’nin oy birliğiyle kabul ettiği görüntü kirliliğini önleme, estetik bir değer katma çabasında emeği geçen herkesi kutluyorum.

Bu vesileyle 2021’in beyinden başlayan temizlikle, kentlerimizin kirlilikten arınmış halde içinde yaşayan insanlarımızın sağlık ve huzurla geçireceği bir yıl olmasını dilerim.