Rahmetli Erbakan Hoca; “Hristiyan Kulübü” derdi hep Avrupa Birliği için. 

Türkiye'nin bağımsızlığına ihanet olarak görürdü, AB'nin üyelik için dayatıp imza attığımız anlaşmaları.

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin; “Neyi arıyorsan, O'sun sen" deyişine atıfta bulunarak; “Biz ise kendi tarihimizi, kendi kültürümüzü ve kendi mukaddeslerimizi bırakmışız başka şeyler arıyoruz” ifadesiyle kendimize gelmemiz için uyarırdı Erbakan eniştemiz bizleri.

40 yıl boyunca “Hristiyan Birliği” dediği batıya karşı Müslümanların uyanık olması için ikazda bulunan Erbakan Hoca, her konuda olduğu gibi, bu noktada da yerden göğe kadar haklıydı. 

Biz Türkler, ne Avrupalı olabildik ne de Müslüman kimliğimizi koruyabildik. 

Eğitimden aile düzenimize, devlet yapılanmasından kamu düzenine kadar her şeyi Avrupa kültürü içinde aradık. 

Avrupalı olmak için kendi kültürümüzü, değerlerimizi, tarihimizi ve kimliğimizi reddettik.

Kendimizi inkâr ede ede bu amaç uğruna, neler geldiğini söylememize gerek var mıdır başımıza. 

Akılları sıra, Avrupa Parlamentosu’nda aldıkları son kararla yeni bir ders vereceklerini sanıyorlar. 

Hem sende korkma, endişelenme kardeşim Avrupa’dan uzaklaşıyoruz diye..

Özüne dönüyorsun, özüne..

***
KÖKTEN ÇÖZÜM

Nüfusumuz 80 milyona dayandı. Bu artış hızıyla AB'ye katıldığını varsaydığımızda Türkiye 2020 yılında Almanya’yı sollayacak. Avrupa Birliği'nin en büyük üyesi durumuna gelecek. Dolayısıyla Avrupa Parlamentosu'nda en fazla sandalye Türklerin olacak.

Şimdi soru şu: 

Hangi AB ülkesi bunu ister?

Türk’ün Türk’ten başka dostu yok dediğinizi işitir gibiyim kardeşlerim..

Ayrıca aklımın almadığı durumlar var AB sevdası ve hayranlığı üzerine

Almanı, Fransızı, Belçikalısı,Hollandalısı, İngilizi.

Hep ikircikli davranıyor.

1963'den bugüne hep aldattılar bizi.

Dürüst insanlar diye nam salanlar, hiç bir zaman dürüst davranmadı bizlere karşı ortaklık noktasında..

Olsalardı, hem tam üyelik için söz verip hem de “Türkiye 3000 yılına kadar AB’ye giremez” diye orada burada mırıldanmazlar idi...

Neyse gerçek yüzlerini gösterdikleri Avrupa Parlamentosu kararı da bizim için fasa-fiso olduğuna göre.. 

Bu yaramaz olduğu kadar şımarık Avrupaya Osmanlı tokadı indirmekte niye mütereddit haldeyiz ki?

Bir buna aklım ermiyor.

Bir de içimizdeki bir avuç emperyalist uşağından başka seveni bulunmadığına inandığım ABD'yle bu kadar sıkı fıkı olduğumuza! 

Galiba bir referandum bu işi kökten çözer..
***
HİÇ BİRBİRİMİZİ KANDIRMAYALIM

Kardeşlerim;

Türkiye olarak bizim AB’ye kesinlikle ihtiyacımız yok!

Dünyanın en güzel, en müthiş, en harika coğrafyasında yaşıyoruz.

Allah her türlü güzelliği bahşetmiş.

Değerini bilmiyoruz, gücümüzün farkında değiliz sadece. Onların bu coğrafyada gözü var. Bir, beraber olmamızı istemiyorlar. Birlikte hareket etmemizden korkuyorlar. İşte bu yüzden hep iç işlerimize burunlarını sokuyorlar, hainlere kucak açıyorlar.. 

Hem söyleyin bana; 

Hangi biriniz yürekten inanıyor Türkiye’yi AB’ye alacaklarına. 

Biz inanmadığımıza, onlar da zaten Müslüman bir ülkeyi istemediği göre, “bitirelim” gitsin! 

Biz değil, onlar ne kaybettiklerini düşünsün. 

Hem ne diyor; Peygamber Efendimiz; “Allah bir kapıyı kapatırsa bin kapıyı açar..”

Sözün özü; 
Biz bu güzelim coğrafyada yaşayanların AB'ye değil, birbirimize karşı dürüst olmaya ihtiyacı var..

-------------------------GÜNÜN SÖZÜ-------------------

Yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa, bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz..