Siyonizmin ve dolayısıyla tüm Siyonistlerin 5000 yıllık vazgeçemediği rüyaları olan Arz-ı mevud (vaat edilmiş topraklar) hikayesini gerçekleştirmek için Devlet görüntülü İsrail Terör örgütü zulümlerini, zalimliklerini, ve tüm vahşetlerini her plâtformda ve hem de mazlum ayağına yatıp Hıristiyan dünyasını da yedeklerine alarak sergiliyor.

Şu an Siyonist İsrail’in kullandığı Devlet adamlarının başında ABD devlet Başkanı Donald Trump başı çekmekte ve her türlü Siyonist İsrail zulmüne açıktan destek vererek akan Müslüman kanlarına her dakika bir yenisini eklemektedir.

Zamanımızın Firavunu rolünü başarıyla oynayan ABD Başkanı Trump'u parmağında istediği gibi oynatan ve zulmüne ortak eden İsrail, adeta dünyaya da meydan okuma pervasızlığını sergiliyor.

Arap ülkeleri ve diğer İslâm devletlerinin korkak ve kişiliksiz liderleri Siyonist İsrail’i ve orantısız gücü hak zanneden ABD yi daha bir pervasızlaştırmakta ve ister istemez gözlerin Türkiye ve onun adil, hakşinas, cesur Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerine çevrilmesine neden olmaktadır. 

Dünyanın 5 ten büyük olduğunu her plâtformda dile getiren ve dünya zalimlerinin sömürülerine karşı mazlum devletleri örgütleyen, uyandıran Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı zamanda Dünya Siyonizm’inin vantuzları olan Masonik örgütlenmenin de Türkiye’deki uzantılarının egemenliğine son verdiği unutulmamalıdır.

Mason teşkilâtlarının ve Masonların ülkemiz ve ülke insanımız için ne kadar tehlikeli ve muzır bir teşkilât olduğunu gören Gazi Mustafa Kemal 13 Ekim 1935 yılında Mason teşkilâtlarını ülke çapında kapattı. 1948 yılına kadar Masonlar uykuda kaldılar ve yer altı çalışmaları ile varlıklarını ve etkinliklerini sürdürdüler.

1948 de İsrail kuruldu ilk tanıyan Müslüman ülke, CHP lideri İsmet İnönü Cumhurbaşkanlığındaki Türkiye Cumhuriyeti oldu. 2-3 ay sonra da CHP tüm Mason teşkilâtlarının açılması kararını verdi ve masonların bütün mallarını iade etti.

CHP genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü (!) bunlara İlâveten tüm resmi binalardan Gazi Mustafa Kemal’in resimlerini indirtti, paralardan ve pullardan Gazinin resimlerini kaldırtarak Kendi resmini koydurdu. Adeta Gaziden intikam aldı. Çünkü sırtını Siyonist İsrail’e ve onun vantuzu olan Masonlara dayamıştı. (Buna Mustafa Kemal’in Mason localarını kapattırmasının intikamı müthiş oldu da diyebiliriz)

Siyonist İsrail’in dünya devletleri üzerindeki hakimiyeti için öncü kuvvet olarak çalışan bu Masonik örgütler ve masonlar bulundukları ülkelerde İsrail aleyhinde hiçbir kanunun çıkmasına fırsat vermezler. Türkiye’de dün Masonların sızamadığı yegâne Parti, Erbakan liderliğindeki Refah Partisiydi. Bugün ise Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Partidir. ‘’Bu sebeple Belediye başkanlığı adaylıklarında ve Belediye Meclisi üyelikleri için yapılan müracaatlarda aday olacak kişinin Feto bağlantısı ve feto bulaşıklığı kadar Masonik kuruluşlarla ilişkileri de titiz bir şekilde araştırılmalıdır.’’ 

Gezi olayları ve gezi olaylarına yataklık eden iş çevreleri, 15 Temmuz kalkışmasına destek olan iç ve dış çevreler ve nihayet ülkemizin maruz bırakıldığı en son Ekonomik ablukada gizli ve açık en önemli rolü Siyonizm ve Siyonizm’in sömürü vantuzu mesabesindeki yerli Masonların oynadığı unutulmamalıdır. Gezi çapulcularını doyuran, otellerinde barındıran, sihhi malzemelerini sağlayan hatta cephanelerini tedarik edenleri şöyle bir gözünüzün önüne getirin bakalım kimleri göreceksiniz?

‘’Ben de bir çapulcuyum’’ diye avazı çıktığı kadar bağıran iş adamını hiç araştırdınız mı?

Rahmetli Adnan Menderes, Kabinesindeki Masonların kurbanı oldu. Bunun en bariz ispatı her zaman Müslüman kimliğiyle bilinen Hariciye Bakanı Fatin Rüştü Zorlunun şu son sözleridir: ‘’Benim idam edilişimin yegane sebebi Mason olmayışımdır’’. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’da idama mahkûm edilmişti ama Mason oluşu onu ipten geri aldırdı, kurtardı. Buna mukabil İslâmi kimliğiyle tanınan ve sevilen Hariciye Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu’yu idama götürdü. İşte Mason olmakla olmamak arsındaki fark (!)

1925 yılında Vecihi Hürkuş’un uçak yapımı girişimiyle ilk yerli uçağımız yapıldı ve Türk Tayyare Cemiyetine (TTC) teslim edilmesine rağmen uçak yapımı girişimi çeşitli bahanelerle engellendi. 1936 yılında Nuri Demirağ’ın kurduğu uçak Fabrikası da yurt içi ve yurtdışı siparişleri zamanın iktidarına hakim masonların, ABD li masonlarla kurdukları diyalog sonucunda iptal edilmiş ve bu fabrika da maalesef kapatılmıştır.

Bu uçak fabrikalarımızın kapatılması dönemlerinde hep CHP iktidarının iş başında olması ilginç değil mi ?

1941-1944 yıllarında ABD Türkiye’ye uçak yapmaması karşılığında 95 Milyon Dolarlık savaş malzemeleri vermiştir.

CHP döneminin hava kuvvetleri komutanı Orgeneral Zeki Doğan paşanın uçak fabrikası sahibi Nuri Demirağ’a söylediği şu ibretlik sözler her şeyi açıklamaya yetmiyor mu? ‘’Amerika’dan bedava uçak almak dururken sizin fabrikanıza sipariş verirsem yarın bu millet beni asar’’. 

İşte ABD nin bedava uçak ve savaş malzemesi vermesinin sırrı (!)

Ortadoğuda istiklal mücadelesi veren ülkelerin silâh ve diğer mühimat ihtiyaçlarını gideren, Enver Paşanın kardeşi Kafkas cephesinin ve milli mücadelenin unutturulan kahramanlarından Nuri Killigil’in silah ve mühimmat fabrikasının sabotajla yok edilmesi de çok ilgiçtir. (1930 – 1949) Her nedense bu ihanete denk iptaller ve sabotajlar hep CHP saltanatı yıllarında olmuş (!) Şimdi de yapılan Köprülere, yollara, Hava alanlarımıza, tünellerimize, Marmaraya savaş açtılar.

Mübarekler adeta parti değil, yıkım Örgütü (!) 

Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocanın % 100 yerli Gümüş Motor ve Başak traktör imalatının sonlandırılması, yine Erbakan hocamızın % 100 yerli Devrim otomobilinin akıbeti. Ülkemizin kalkınmasına yönelik girişimlerin engellendiği dönemlerin hep CHP nin iktidar yıllarına ve Masonların hükümete hakim olduğu yıllara rastlaması nasıl bir tesadüftür ki… 

Siyonizm’in sömürü vantuzu Masonları etkili bir göreve gelinceye kadar tanımak mümkün değildir. Seninle beraber namaz kılar, oruç tutar hacca gider, yardım kuruluşlarında çalışır ve fakat ne zaman etkili bir makama getirilirse işte o zaman Siyonizm’in hizmetçiliğine başlar.

Çünkü emirler Hiram ustanın karargâhından, İsrail’den gelmektedir. Bu bakımdan en az Fetö belâsı kadar Mason belâsına da dikkat edilmeli ve Belediye Başkanlıkları yanı sıra Belediye Meclisi üyeliklerine sızmalarına fırsat verilmemelidir.