Bazı noktaları kısa geçmiştim.
İsimlerle işim olmadığı için...
Gerçekten şahıslarla uğraşmak bana göre değil. Ama olaylar öyle bir hale geldi ki 15 Temmuz'u yaşadık! Benim ismini yazmaktan kaçındıklarım 15 Temmuz'un içindeydi!
Açalım ve ilerleyelim...
15 Temmuz'un geleceğini İstanbul'daki birçok patron biliyordu. Bir DEVLET GÖREVLİSİ kapı kapı dolaşıp ilgili patronlara "Dikkat edin!
Düğmeye basıldı. Tayyip gidiyor. Hesap soracağız" dedi. Çok kişi bu dalganın geleceğini haber aldı.
Ankara'yı yedeğe alıp Pensilvanya'ya gözlerini ve kulaklarını dikti. Bunu anlıyorum gerçekten!
Patronlar böyledir!
Kazanana oynarlar. Ama bu kez de yanıldılar. Daha öncekiler gibi...
Bunlardan biri de 17-25 Aralık sürecinde Erdoğan'a en çok saldıran Turgay Ciner'di! Aydın Bey'in yayınlarını sollamıştı.
Hatırlayın o manşetleri...
Turgay Bey'in bir gün kapısı çalındı.
İhsan Kalkavan ve arkadaşları ziyarete geldi. Yıl 1997'ydi. Bir "Cuma" günü ALTUNİZADE'ye davet edildi.
Yemek yenecek ve GÜLEN ile tanıştırılacaktı. PUROSUYLA gitti. Onlar Cuma'yı kıldı. Kendisi bekledi. Puroyu da hiç söndürmedi.
Karşısındakilere değer vermiyordu.
Israr üzerine gitmişti. Tatlı ikazı değerlendirmeye almadı ve purosunu tüttürdü! Daha sonra yemek faslı başladı. Turgay Bey yine karşı tarafa ilgi göstermiyor, mesafeli duruyordu.
Yemeğin bitimine yakın ya da bitiminden sonra masadakilerden biri Turgay Bey'i kenara çekti.
Ve İÇERİĞİNİ ŞİMDİLİK BİLMEDİĞİM BİR KASETTEN SÖZ ETTİ! Yanlış anlaşılmasın, cinsel içerikli bir kaset değildi bu!
Yakında yazarız ne olduğunu... Turgay Bey, o saatten sonra tamamen FETÖ'nün yanında yer aldı. Bunu da hiç gizlemedi. Keyfini çıkardı...
Yazılanlara bakılırsa "Cebimde Fetullah Hoca'nın mektubuyla geziyorum" diyordu. Siyasetçilere, yargıya ve devlet görevlilerine bunu söyleyerek tepeden bakıyordu...
1990'ların ortasından sonra ROTASINI Gülen'e göre belirleyen Ciner, BEYKOZ'da bir villayı HOCA'sına tahsis ediyordu. 17-25 tapelerinde gördük ki Ciner cemaatten gelen temsilcilere "Buraları hizmetin malıdır. Büyüğümüz hakkında kimse olumsuz tek satır yazamaz..." sözü veriyordu. Gülen de "Allah razı olsun!" diyerek mutlu olduğunu gösteriyordu!
1997'deki Gazeteci Yazarlar Vakfı'nın düzenlediği MEDENİYETLER ARASI DİYALOG KONGRESİ'ne de sponsor olarak CİNER destek veriyordu! Ve ilişki tavan yaparak gidiyordu!
Sonra Ciner medyaya giriyor, bambaşka şeyler oluveriyordu! Burası daha sonra ele alınacak bir kısım!
Turgay Bey giderken yanında avukat olarak her zaman hızır gibi yetişen biri vardı! TAYFUN AKTAŞ! Pek çok dosyanın takibini bu isim yapardı.
Çok kritik bir kişilikti! Turgay Bey'den TMSF'ye kadar elinin uzanmadığı yer yoktu. Daha sonra ortaya çıktı ki; TAYFUN AKTAŞ, FETÖ'nün imamlarından biri... AVUKATLARIN İMAMIYDI AKTAŞ! Aslında bizim radarımıza daha önce girmişti! 17- 25 Aralık sürecinde işadamı ALİ AĞAOĞLU, Zekeriya Öz'ün avanta Dubai tatillerini ortaya çıkardı. Business Class ile gidiyor, bir güzel yiyip içiyordu! Hamdi Topçu da muhtemelen bilet desteği veriyordu. İlişkiler böyleydi. Ali Ağaoğlu'nun faturaları ortaya koymasıyla TERTEMİZ OLDUKLARINI SÖYLEYENLER hiç ummadıkları bir gol yemişlerdi. İşte bunu terse çevirmek için ZEKERİYA ÖZ'ün de avukatlığını yapan TAYFUN AKTAŞ ve arkadaşları AĞAOĞLU'nun ofisine gitti. DUBAİ TATİLLERİNİN Zekeriya Öz tarafından karşılandığını belgelemek istediler. Bu konuda yardım talep ettiler.
Ağaoğlu'na baskı kurmaya kalktılar!
Olmadı! AKTAŞ o görevle ilk kez sahnenin önünde görülmüştü!
Tabii CİNER'in yanındakiler sadece AKTAŞ ile bitmiyordu! Gazetecilere girmek istemiyorum. Meslektaşız ne de olsa. Ama HABERTÜRK KARARGAH olmuştu. O hale getirilmişti. Polis ile medya arasına kocaman bir hat çekilmişti! Polis veriyor, bunlar da yazıyordu! Şimdi çoğu içeride...
Ciner'in FETÖ ile bağlantısı İhsan Kalkavan'la başlıyor ve hızla devam ediyordu! Aslında ABD vizesi alınırken PARMAK İZİ bile vermekten kaçınan CİNER nasıl oluyordu da FETÖ ile yan yana, omuz omuza geliyordu! Bakacağız!
Kalkavan'dan başka dostlar da vardı! Araya girip iş bitirenler de... Kenan Tekdağ bunların başında geliyordu.
Mafya davasıyla ismini duyurmuş ve Ciner'in yanında kendini bulmuştu.
CUMHURİYET GAZETESİ'nin binası yanılmıyorsam kendisine aitti!
Aldı ve gazeteye verdi. Neyse, TEKDAĞ'a yine döneriz!
Vaktimiz çok nasıl olsa! Çünkü onların beklediği DARBECİLER bir türlü gelip MİLLETİ YENEMEDİ!
Yenemeyecek de...
Kenan Tekdağ önemli bir avukattı!
Ve her yere ulaşabilen ilişkileri vardı.
Unutmadan bir de yeğeni vardı! O da avukattı. O da şimdilerde bile FETÖ'ye toz kondurmayan biriydi! BARAN BAYCAN! Tabii öyle bir ağ vardı ki adım adım gitmek gerekiyordu. Yeğen BAYCAN da kimin avukatıydı biliyor musunuz?
AKIN İPEK'in!
İpek, KANALTÜRK ve BUGÜN'ü satın alırken yanında HUKUK MÜŞAVİRİ olarak BAYCAN bulunuyordu! Bir de kendi şirketleri olan BAYCAN'ın diğer ortakları vardı! Onlara da sonra gireriz... FETÖ dışında ortağı yok... Ama samimi birinden duyduğuma göre, hala Gülen'i ölümüne savunuyormuş! Aklımdayken BUGÜN GAZETESİ vardı İpek'in eline geçen! Onu da Turgay Bey satmıştı! Belli ki yabancıya gitmemiş!
Turgay Bey ile ve yanındaki ekiple ilgili dünyalar kadar yazabileceğimiz olay var. Bunlara girmek istemiyorum.
Ama Turgay Bey de 15 TEMMUZ'u önceden bilen patronlar arasındaydı.
O da ben de kimlerin neyi bildiğini biliyoruz sanıyorum. Zaten bu nedenle TURGAY BEY, gazetesi HABERTÜRK'ü 15 Temmuz'dan bir ay önce TURKUVAZ DAĞITIM'dan alıp Aydın Bey'in sahibi olduğu YAYSAT'a veriyordu. Ani bir kararla...
Hiçbir gereği yokken!
Ama vardı! Bilmediğimiz bir gerekçe vardı. Turgay Bey bunu yakınlarına söylüyordu: "YAKINDA BÜTÜN DENGELER DEĞİŞECEK, HAZIR
OLUN..."
Türkiye böyle bir yerdi!
Patronlar böyle bakardı ülkeye!
Yapacak bir şey yok!
En son hatırlayın Aydın Doğan Bey'in yöneticilerinden BARBAROS MURATOĞLU, FETÖ soruşturmasından tutuklandı.
MEDYA YAPILANMASI içinde önemli rol aldığı gerekçesiyle... Bu ismi tanımıyordum. Baktım, araştırdım, FETÖ'cü olmadığı kanaatine ulaştım.
Ama FETÖ'nün bütün önemli oyuncularıyla yan yana gelmişti.
İnanılmaz bir trafiğin içindeydi.
O adamları nereden tanıyordu, bilmiyorum. Muhtemelen görev gereği onlarla oturup konuşuyordu! Verilen bir görev vardı ki takip ediyordu!
İşini yapıyordu neticede. O da belli ki DENGELER DEĞİŞECEK motivasyonunu satın almıştı patronları gibi... Ama değişiklikler hep onların aleyhine oluyordu!
OLACAKTI DA...
Barbaros Muratoğlu'nun GÜLEN'in yanında çekilmiş fotoğrafları yayınlandı.
Pensilvanya'ya da gittiği ortaya çıktı!
Peki kim götürdü onu oraya?
Aydın Bey'in gazetesine bir dönem ANKARA TEMSİLCİLİĞİ yapan Metehan Demir!
Bunu söyleyen de ben değilim ha!
İşin özü şu ki ortada büyük bir AĞ var!
Bu AĞ'ı çok iyi biliyorum. Şahsi konulara girmeyişimin nedeni insanların daha değerli şeyleri okumaya layık olduğunu düşündüğüm içindir!
Ama bu, benim bildiklerimi unutacağım anlamına gelmiyor... Bu ekip RUS UÇAĞININ FETÖ TARAFINDAN DÜŞÜRÜLECEĞİNİ BİLE ÖNCEDEN BİLİYORDU!
Daha neler var neler... Patronlar ligini hiç yazmadık ki!
YAZARIZ...