Gazetelerin satış rakamlarının bile ne olduğu belli değil; şişirme ve balon tirajlar ortada iken “medyaya güveniyor musunuz?” sorusu  ne kadar da havada kalıyor?..

FETÖ basını eskiden “Türkiye’nin en çok satan gazetesi” diye gösterirdi kendini…

Aklınıza gelen ne kadar kurum, kuruluş vesair yer varsa her tarafa bedava dağıtılır, bayi satışı yani herhangi bir gazete bayisine giderek gazetenin adını söyleyip parasını verip gazete alanların sayısı sekiz-on binleri geçmezken satış rakamı 600-700 bin, hatta bir aralar 1 milyon olarak ilan edilirdi.

Nereden geliyordu değirmenin suyu?

O zaman bakılsaydı, belki böylesine örümcek ağı örülmesi mümkün olmazdı; bakılmadı.

Dağıtmayalım..

Bugün Türkiye’de satan gazetelerin gerçek satış rakamlarının bilinmemesi hazin bir manzaradır.

Gazetetirajları.com isimli site dışında düzenli olarak tiraj açıklayan site de kalmadı.

Buraya baktığımızda Hürriyet’in el değiştirmesinden sonra en çok satan koltuğuna Sabah’ın geçtiğini görüyoruz ki; Sabah’ın satışının ne kadarı gerçek müphem.

Yine el değiştirme sonrası Hürriyet’in satış rakamı gerçeği yansıtıyor mu belirsiz.

Üçüncü sırada gelen Sözcü’nün, bu açıdan bakıldığında, gerçekte en çok satan gazete olması mümkün üstü bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Sıralamanın devamında Posta, Türkiye, Milliyet, Yeni Şafak, Güneş, Akşam, Star geliyor ki satış rakamları, sitenin verdiği rakamları baz alsak 100 ila 180 bin arasında da okunurluk gözlemi açısından Posta dışında hiçbirinin satış rakamının doğru olduğunu düşünmüyoruz.

Cumhuriyet 25-30 bin, Karar 10 bin civarı, Aydınlık 50 bin civarı satış rakamına sahip..

Baskı sayısı ile satış rakamı en birbirine uygun ve gerçeği yansıtan iki gazete olduğunu düşünüyoruz ki bunlar da Fanatik ve Fotomaç!

Haliyle daha satış rakamı sorununu çözememiş, şeffaf olamamış, pek çok yerde bedava dağıtılan gazetelerin olduğu bir medya arenasındayız.

Medyaya güvenilir mi?..

Dünyanın en önemli kuruluşlarından Edelman, Türkiye’de medyaya güven oranını yüzde 26 olarak açıkladı.

Dünya ortalaması yüzde 47!

Dünya ortalaması dahi beklentilerin altında iken Türkiye’den yansıyan bu sonuç medya açısından iyice içimizi acıtmıyor mu?

Medya ve özellikle yazılı basın; çok sesliliği muhafaza edebildiği, hür yorumu sayfalarına taşıyıp gerçeği olan haliyle haber olarak yansıtabildiği ölçüde kayda değerdir, güven verir, okur kazanır.

Gerisi hikayedir.

Maalesef Türkiye’de çok tuhaf medya’sal haller izliyoruz…

Basının bir kısmı ile görsel medyanın bir kısmına baktığınızda gerçeklere uymayan, akıl sınırlarını zorlayan garip bir haber ve yorumculuk anlayışı ile karşı karşıya kalıyorsunuz…

O yüzden medyaya güven tüm kurumlara güven gibi hep geriye doğru gidiyor bizde…

Ulusal basın için karşımıza çıkan olumsuzluklar yerel basında da farklı boyutlarda ama yine karşımızda..

Mevzuatın zorlaması ile şişirilen tirajlar, göstermelik abonelerden tutun da aynı “okunmama ve güvenmeme” sorunu yerel basın için de mevcut.

Hele hele yerel basının arkasında holdingler olmayınca ve işi dürüst yapmaya çalıştığınızda sizi her gün boğan bir mengene var ki sormayın gitsin.

Maddi zorlukları aşamayan bir yerel basının nefes alması mümkün değildir, önceliğini ne habere verebilir ne basına.

Son aylarda ülke genelinde pek çok yerel gazetenin kapanması, kayda değer sayıdakinin haftalığa dönmesi, azımsanmayacak kadarının (Balıkesir dahil) sayfa sayısını düşürmesi gidişin ne olduğunu gösteren acı siren sesi değil midir?

Medyaya güvenin olmadığı bir ülkede demokrasinin sağlıklı işleyebileceğini söylemek mümkün olabilir mi?

….

Balıkesir Basınının örnek ve duayen isimlerinden Ekrem abimiz, 2011’in bugününde, 4 Şubat tarihinde aramızdan ayrılmıştı zamansız…

O’nu bugün bir kez daha rahmetle anarken dürüst yerel basın için harcadığı çabalar ve ilkeli gazetecilik için verdiği mücadeleler geçti film şeridi gibi gözümüzün önünden…

Eski kuşak bir başkaydı her alanda olduğu gibi basında da…

Bugün, eskinin o artı yönlerinden pek de eser kalmadı gibi!

2019’da üzücü tablo maalesef bu.

Hem ulusal hem yerel basın açısından.