Sultan Fatih’in Topkapı ve Kasımpaşa sırtlarından Kostantinepolise girdiği ve Kostantinopolisi İstanbul yaptığı gibi, Tayyip Bey’in de Kasımpaşa varoşlarından gelip halkımızın gönüllerine taht kurması, dünya egemen güçlerinin ve bunların yerli ajanlarının bu güne kadar kabul edemedikleri tarihi bir dönüm noktasıdır.

Cumhuriyet tarihimiz boyunca gelmiş geçmiş Cumhurbaşkanları ve Başbakanlar arasında (Menderes ve Erbakan hariç) halkıyla bütünleşen ve halkından ayrı bir saniye bile geçirmeyen Tayyip Bey, haklı olarak sessiz yığınların sesi, garip Gurebanın güvencesi tüm dünya Müslümanlarının dayanağı olarak temayüz etmiş ender şahsiyetlerin en başta gelenidir dense yeridir.

Devlet Başkanlığı makamına yan gelip yatmak ve gününü gün ederek geçirmek için değil, vatan için, millet için çalışmak üzre gelmişti. Devletimizi muasır milletler seviyesinin üzerine çıkarmak Tayyip Bey’in en büyük emeliydi. Akla hayale gelmedik atılımları ile İstanbul ve tüm vatan sathında yaptığı icraatları Tayyip Bey’in bir Fatih, bir Yavuz, bir Kanuni ve nihayet bir ulu Hakan Abdülhamit Han mesabesinde olduğunun göstergesidir.

6+1 olarak lanse edilen ucube muhalefet birlikteliği yalan dolanla, iftira şantaj ve itibarsızlaştırma tuzaklarıyla milletimizi kandırma ve yanıltmaya çalışıyor. Fakat ucube muhalefet ve yavrularının unuttuğu bir şey var, oda; Tayyip Bey’in inancıyla Milletimizin inancının aynı paralelde olması, Tayyip Bey’in vatanseverliği, yalana ve hileye tevessül etmemesi. Peki; ucube muhalefet öylemi? En iri olanını başı ve adamları her gün milletin inancına hakaret ediyorlar. Her gün yeni yalanlarla gündemi işgal ediyorlar, Adeta yalan ve hile enselerine yuva yapmış.

Tüm dünyamızı pençesine almış olan ekonomik sıkıntıyı sanki sadece Türkiye’ye has bir şeymiş gibi gösterme uğraşları neredeyse Ülkemize ihanet seviyesine ulaşmıştı. Kış aylarında seralarda özel klimalarla ısıtılarak üretilen soğan sarımsak, domates biber, patates ve marulun günlerce pahalılık edebiyatını yaptılar, şimdi pazarlar soğan sarımsak patates ve envai çeşit sebze ve meyvelerle dolu ve de çok ucuz. Kilo ile değil tonla alabilirsiniz.!

Tayyip Bey, Muarızlarının işgal güçleri mesabesindeki tuzak ve karalama oyunlarına rağmen hedefe halkıyla beraber ve kararlı adımlarla yürüyor. Tayyip Bey seçimlere 1.5 yıl kadar bir zaman olmasına rağmen, daha şimdiden 2023 genel ve 2024 yerel seçimlerinin zafer koşusunda finişe yaklaşmış ve ipi göğüslemek üzeredir. Tayyip Bey’in muarızlarının yaptırdığı ısmarlama anketler bile bu gerçeği gizleyemiyor. Muhalefet her zaman olduğu gibi şimdiden nal toplamaya odaklandı bile!

‘’Ülkemizi ve milletimizi muasır milletler seviyesine değil bu seviyenin kat kat üzerine çıkarmamız lâzımdır’’ diye çalışan Tayyip Bey; uykuyu, istirahatı, dinlenmeyi ve aile fertleriyle birlikte bir kahvaltı yapabilmeyi bile kendisine yasak etmiştir. Muarızları ise dünya kayak merkezlerinde, plajlarda ve balık lokantalarında Büyükelçilerle, Konsoloslarla günlerini gün edip, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için plânlar yapıyorlar. Elçi ve konsoloslardan kendilerinde olmayan plân ve proje yanı sıra akıl trasfer ediyorlar..!

Muarız olabileceklerini varsaydığımız 6+1 veya bir diğer adıyla 6+HDP=PKK millet nezdinde şimdiden sıfırı tükettiler. Masanın etrafındakiler, masanın altına gizledikleri ortaklarını artık ortaya çıkarabilirler. Çünkü oyun faş oldu, oyun bitti. Hile ve desiselerini feraset sahibi milletimiz gördü.

Tayyip Bey’in en büyük şanssızlığı 20 yıllık iktidarı döneminde karşısında adam gibi bir muhalefet bulamaması, yalan, iftira ve karalama kumpanyalarıyla (tiyatro topluluğu) karşı karşıya kalmasıdır. Teklif ve öneriden yoksun muhalefet, Tayyip Bey’in yaptıklarını hayal dahi edemediği için aşağılık kompleksiyle nasıl muhalefet edeceğini bile yabancı Devlet elçi ve Konsoloslarına danışıyor!

Dünya üzerinde yapacağız, edeceğiz diye proje üretip vaadlerde bulunarak iktidar olan parti ve partiler görülmüştür ve fakat yıkacağız, yaptırmayacağız, engelleyeceğiz, Müteahhitlerin paralarını ödemeyeceğiz, ülkemize bir tek çivi dahi çaktırmayacağız, çakılanları da sökeceğiz, Otobanlar gereksiz, hava alanları lüzumsuz diyerek milletinden oy isteyen ve iktidar olan parti ve partiler ne görülmüştür ne de duyulmuştur..!

Bir muhalefet partisi olmaktan ziyade, işgal kuvvetlerinin yıkım ekibi gibi bir görünüm arz eden mevcut 6+1 Türk muhalefetinin vatanseverliği yanı sıra, bir iki göbek geride mensubiyetlerinin araştırılması bile kahvehanelerde, eş-dost sohbetlerinde konuşulur hale geldi.

600 yıl dünyamıza şan ve şeref vermiş Osmanlı ecdadımızın güzide evlâdı Sultan ll. Abdülhamit Han’a dil uzatan ve dedeleri Selanik göçmeni, kendisi de İzmit doğumlu Meral teyzeye bu bakımdan dikkat ve Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi nokta.! Sultan ll. Abdülhamit Han konusunda İri ortak ve diğerlerinin suskunluğu bir dereceye kadar mazur görülebilir ama aralarındaki alnı secdeli ortağın sus pus olmasına ne diyeceğiz? (Kır atın yanında bulunan, ya huyundan ya da suyundan desek olur mu?)

Sanki iktidarı devralmışlarcasına Trilyonluk yabancı sermayeye gelmeyin demek bunlarda, Türkiye’ye Yatırım yapmayın engelleriz demek bunlarda, dev yatırımlara başlamayın paralarınızı ödemeyiz demek bunlarda, Yabancı turist akımını önlemek için, Türkiye de can güvenliği yok gelmeyin demek bunlarda, Osmanlıya hakaret edip, ecdada küfretmek bunlarda. Bu sebeple soylarının soplarının araştırılmasında fayda vardır diye düşünüyorum

İşgal kuvvetleri yıkım ekibi (!) görüntülü muhalefete sormak gerek; Siz ne istiyorsunuz? Yabancı Elçiler ve Konsoloslar sizlere hangi talimatları veriyorlar? Bu kadar Konsolos, elçi ve Büyükelçi aşkı nereden geliyor? Bu adamlar sizler aracılığıyla Türkiye’de hangi yatırımların durdurulmasını veya engellenmesini istiyorlar? Ve soralım; siz kimlerin ve hangi Devletlerin sözcüsüsünüz?

Meselâ; Akdeniz de ve Karadeniz’de Petrol veya doğal gaz aramayın mı diyorlar? Dünya çapında Hava alanları yaptırmayın mı diyorlar? Türk silâhlı kuvvetleri PKK ya karşı bu kadar sert davranmasın mı diyorlar? 1915 Çanakkale köprüsüne ne gerek vardı mı diyorlar?

Otobanlar yapmayın mı diyorlar? Kuzey Irak’a askeri müdahaleden vazgeçin mi diyorlar? Hızlı tren ağı çok oldu, durdurun mu diyorlar? Şehir Hastaneleri, Üniversite hastaneleri çok konforlu, bu hastaneler Türk insanına biraz lüks mü diyorlar?

Siyonizm’in güdümünde haçlı Batı Devletleri sömürgendir; Parasız bakım yapan hastanelerden mi rahatsız olmuşlar? Milletimize parasız verilen ilâçların hesabını mı soruyorlar? Batı dünyasının ölüme terk ettikleri veya fişini çekecekleri hastaları ambulans uçaklarla Türkiye’ye getirip tedavi etmemizden mi rahatsız olmuşlar?

Tüm okullarımızda ve kamusal alanlarda serbest olan Başörtüsünden mi rahatsızlık duymuşlar? Başörtülü Valimiz mi onları rahatsız etmiş? Rahmetli Erbakan hocamız; Başörtüsüne ve başörtülü kızlarımıza kuduz köpekler gibi saldıranlara hitaben; gün gelecek başörtüsüne ve başörtülülere selam duracaklar demişti. Şimdi selam duruyorlar, acaba bundan mı rahatsızlık duymuşlar?

Yüzde 100 yerli uçak sanayimize mi kafayı takmışlar? IHA ların, SİHA ların envai çeşit silahlarımızın, gemilerimizin yerli imalatını durdurun mu diyorlar? Tank, kruvazör, denizaltı ve atak helikopterlerimizin imalatını engelleyin mi diyorlar? İHA, SİHA ve diğer silah pazarında söz sahibi olmamız mı bunları rahatsız etmiş. Askeri okullarımızdaki Kur-an derslerine mi kafayı takmışlar?

Velhasıl haçlı Batı dünyası içimizdeki ajanlarından bir cacık olmayacağını anlamışlar. Bu sebeple Tayyip Bey’e dil döküp yalvarıyorlar; (Rusya Ukrayna savaşını ancak sen durdurabilirsin, yoksa sıra bize gelecek) diye çırpınıyorlar. Çünkü şimdi kozlar Tayyip Bey’in dolayısıyla Türkiye’nin elinde. Rusya’nın Finlândiya ve İsveç’e dişlerini göstermesinden de adeta ürkmüşler bu sebeple bu iki Terör sevici ve PKK destekçisi Finlandiye ve İsveç’i bir an evvel NATO şemsiyesi altına alabilme derdindeler. Karşılarında Kenan Evren olmadığının ve Tayyip Bey’inde usta bir siyasetçi olduğunun farkındalar. Tayyip Bey de onların bu sebeple paniklediklerinin farkında…