1071 Malazgirt Meydan Muharebesiyle tüm Anadolu Müslüman Türk evladının fütuhatına ve zaferlerine açılmıştır. Malazgirt Meydan Muharebesi O güne kadar dünya devi diye bilinen Bizans imparatorluğunun gücünün ve otoritesinin kırılması yanı sıra, Müslüman Türk evlâdının gaza ve cihad şuuruyla Anadolu’yu şekillendirmesinin de başlangıcı olarak kabul edilir.

Malazgirt meydan muharebesiyle kazanılan zafer; aynı zamanda Selçuklu ve Oğuz Türklerinin İslâm’la müşerref olduktan sonra kazandıkları ilk ve önemli zafer olmasıyla da öne çıkmaktadır. Malazgirt meydan muharebesinden zaferle ayrılan ruh; tüm Anadolu’nun tamamen Müslüman Türk yurdu olmasına giden yolu açtığı için de tarihin en önemli dönüm noktasıdır.

Bugün Suriye’de, Irak’ta, Katar’da, Somali’de, Sudan’da, Filistin’de, Lübnan’da, Ürdün’de, Libya’da, Pakistan’da, Afganistan’da, Balkanlar’da, Azerbaycan ve Türki devletlerin tamamı yanı sıra Afrika’nın tamamında ve tüm dünya devletlerinin ezilmiş, horlanmış ve sömürülmüş ülkelerinde insanlar sokaklara dökülüp, Recep Tayyip Erdoğan diye nara atıyor ve mübarek Türk Bayrağını dalgalandırıyorsa ki dalgalandırıyorlar, bu Malazgirt ruhunun Tayyip Bey ve Türkiye ile yeniden şaha kalkmasının en müşahhas örneği değimlidir?!

26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferinden 4 yıl sonra sonra 1075 yılında Konstantinopolis’in (İstanbul) hemen yanı başında bulunan ve Hıristiyan dünyasının en önemli şehirlerinden olan İznik, Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından alındı ve Selçuklu ecdadımızın Başkenti yapıldı.

İznik’in (Nicea) Müslüman Türk evlâtlarının hâkimiyetine geçmesi, tarihin yeniden yazılmasından başka bir şey değildi. Özellikle İznik’in Başkent ilân edilmesi, Anadolu Türklerinde daha o yıllarda, 382 yıl sonra 1453 te gelecek olan Fetih müjdesinin işareti olarak algılanmıştı. Hıristiyan dünyasında ve bilhassa o günün dünya devi, doğu Roma imparatorluğu Bizans’ta ise korkulu rüya olmaya başlamıştı.

1075 İznik’in alınması ve Başkent ilân edilmesiyle tüm Anadolu’daki Türk beyliklerinde, Anadolu’yu ihya faaliyetleri başlamış şehirler, köyler, kasabalar yanı sıra buralardaki insanların hizmetine sunulan Camiler, başka dinlere mensup ahaliye yapılan mabetler tekkeler, aşevleri, medreseler, hanlar, hamamlar köprüler ve rasathanelerle Anadolu adeta yeniden doğmuş, neşv ü nema bulmuştur.

Anadolu’nun Müslüman Türk eliyle onarılması; imar edilmesi ve aynı zamanda Müslüman Türk evlâdının bir daha çıkmamak üzre Anadolu’ya kök salması mesabesinde bir gelişmeydi. 1071 le başlayan Anadolu fütuhatı adeta Anadolu ya karış karış vurulan bir İslâm Türk mührüydü.

Müslüman Türk evladının zaferlerle dolu olan tarihinde Ağustos ayı, apayrı bir özelliğe sahip olduğu için elbette ayrıcalıklı bir nitelemeyle ‘’Zaferler ayı’’ olarak anılır.

26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferi; Büyük Selçuklu hükümdarı Sultan Alparslan’ın, Doğu Roma Bizans İmparatoru Romen Diyojenin 250 bin kişilik ordusunu 70 bin mücahitle mağlup ederek Anadolu kapılarını Müslüman Türk’e açtığı zaferdir.

11 Ağustos 1473 Otlukbeli zaferi; Fatih Sultan Mehmet Han’ın Otlukbeli savaşında Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan’a karşı kazandığı zaferdir. Akkoyunlu Devleti güçlü bir devlet geleneği yanı sıra güçlü bir orduya sahipti. Fakat karşısında Fatih Sultan Mehmet Han gibi kudretli bir Sultan ve kudretli bir Osmanlı ordusu olduğunu düşünememişti

23 Ağustos 1514 Çaldıran zaferi; Osmanlı Hakanı 1. Selim’in Safevi hükümdarı Şah İsmail’le karşı kazandığı zaferdir. Şah İsmail’in Kızılbaş tehdidine karşı yapılan Çaldıran meydan muharebesi sonunda, Şah İsmail’in silahları yanı sıra tüm hazinesi de Osmanlı mülküne devredilmiştir. Çaldıran Meydan Muharebesi Osmanlı Devleti açısından çok önemli bir zaferdir.

(Çaldıran zaferimizin üzerinden 606 yıl geçmesine rağmen, Çaldıran mağlûpları bu hezimeti hâlâ hazmedemediler. Mezhep taassubuyla Suriye’de,Yemen’de halâ Sünni Müslüman katliamları yapıyorlar ve Yavuz Sultan Selim köprümüze Şah İsmail adının verilmesini isteyecek kadar da ileri gittiler. Demek ki 606 yıllık Çaldıran kuyruk acısı halâ devam ediyor olmalı!? )

24 Ağustos 1516 Mercidabık zaferi; Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır hükümdarı Gansu Gevri’ye karşı Ağustos ayında kazandığımız en önemli zaferlerimizdendir. Osmanlı ordularıyla Mümlük Devleti arasında yapılan savaşta Suriye ve civarı Osmanlı mülkü haline getirilmiştir.

29 Ağustos 1521 Belgrat Zaferi; Bu zaferle Osmanlı Hakanı 1. Süleyman Belgrat fatihi olarak tarihe geçti. Belgrat’ın fethi Kanuni Sultan Süleyman’ın ilk zaferidir.

29 Ağustos 1526 da Mohaç Zaferi; Mohaç Meydan muharebesiyle Macaristan’ın tamamına yakını Osmanlı hâkimiyetine girdi. 2 saat kadar süren savaşta Macar ordusunun tamamına yakını imha edilerek Macaristan Osmanlı mülküne katıldı. Muzaffer sultan yine kanuni Sultan Süleyman’dı

1 Ağustos 1571 Kıbrıs adasının fethi; Kaptanıderya Kılıç Ali Paşa Venedik donanmasını perişan ederek Kıbrıs adasını Osmanlı hâkimiyetine kattı. ll. Selim Han’ın Kıbrıs Zaferiyle Venedikli korsanların elinden alınarak Osmanlı mülküne katılan Kıbrıs adasıyla, Akdeniz ve Mekke-Medine deniz yolu huzura kavuşturulmuştur.

23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan muharebesi ve Zaferi; Bu zafer Kurtuluş savaşımızın en önemli dönüm noktalarındandır. ‘’Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır’’ anlayışıyla yapılan savaşta Türk komuta kademesinde Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak bulunuyordu. Yunan ordularının Ankara ya yürüyüşünü durduran Sakarya meydan muharebesi ve zaferi Milli Mücadelemizin bir işaret fişeği niteliğindedir.

Ve nihayet 26 Ağustos 1922 de başlayıp 30 Ağustos 1922 de zaferimizle taçlanan ve Mustafa Kemal’in bizzat yönettiği Başkumandanlık meydan muharebesi, Ağustos ayı zaferlerimizin en önemlilerindendir. Bir diğer adıyla Dumlupınar meydan muharebesi veya Büyük taarruz olarak ta bilinen savaşta komuta kademesinde Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Nurettin Paşa, Yakup Şevki Paşa ve Fahrettin Paşalar birlikte hareket ederek Yunan ordularına unutamayacakları bir mağlubiyet tattırırlarken, milletimize de muhteşem bir zafer hediye etmişlerdir.

Görüldüğü gibi Ağustos ayı; Tarihe iz bırakan zaferlerimizin en önemlilerini bağrında barındırdığı için, Ağustos ayına haklı olarak ‘’Zaferler ayı’’ denilmektedir. Müslüman Türk’ün zaferlerine şahitlik eden Ağustos ayı bu yönüyle de diğer aylardan ayrı bir konuma haizdir dense yeridir.