MURO diye bir film vardı. 

İzleyenleri kahkahaya boğardı. 

Filmde Muro karakterini canlandıran Mustafa Üstündağ’ın iki kelimesinden biri “Nalet olsun içimdeki insan sevgisine”ydi.

Bu sözleri ben;
nalet olsun içimdeki hayvan sevgisine” diye değiştirdim. 

Nedendir bilinmez, 
böğrümden söküp attığım cigerden sonra bi haller oldu bana.

Hiç sevemediğim, 
hatta yanıma sokulmalarına dahi izin vermediğim, 
gördüğümde yolumu değiştirdiğim, 
hor gördüğüm hayvanlara başka gözle bakmaya başladım. 

Sanki bir sihirli dokunuş gerçekleşti.

Acayip şekilde hayvan sevgisi oluştu bende.

Beslenmelerine harcadığım parayı söylesem;
ulen kafayı mı kırdın sen” diyeniniz çıkacağına eminim. 

Bu arada şunu da hatırlatayım.

Son zam furyası kedi/köpek mama fiyatlarını neredeyse üçe katladı.

Kedilere ziyafet için aldığım tavuk ciğerinin fiyatı son 2 yılda yüzde 400 arttı diyebilirim.

Gıdada olduğu gibi, kedi/köpek mamalarındaki KDV oranları geri çekilmeli.

Bu yönde atılacak bir adım, verilecek bir müjde onların da birer "can" olduklarının kabulü anlamı taşıyacaktır. Ki, bu hayvan hakları yasası çıkarmak kadar önemlidir.

Sokak hayvanlarını beslemek lüks bir hayat tarzı değil, giderek vahşileşen şehir hayatında kaybolmakta olan mahalle kültürünü, insanlık ruhunu yaşatmaktır.

Kardeşlerim

Mama fiyatlarındaki fahiş artışı şimdilik pek dert edinmesem de, ara/sıra tasarruf yapmayı düşünmüyor da değilim. 

Lakin gözümün içine bakan masumlar geliyor aklıma; "beslenmenin tasarrufu mu olurmuş" diyerek cart/curt cektiriyorum kartı.

İdare ediyoruz şu an.

En azından şunu belirteyim. 

İki paket sigara içerdim günde. 

Param küle, dumana dönüşürdü.

Hem havayı, hem ciğerlerimi kirletirdi! 

Bugün havaya gitmediği gibi, can dostlarına bayram yaptırıyor!

Şimdi şuna inanıyorum; 

Hayatlarına bir hayvanı kabul etmeden yaşayanlar kesinlikle eksik yaşıyor. 

Ne demek istediğimi; 

Sokaktaki bir köpeğin size nasıl baktığını görünce, 

Bir kedinin ne kadar asil olduğunu fark edince çok daha iyi anlayacaksınız.

Hem boşuna mı demiş Gandi:
Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir.” diye.

 

Buradan yola çıkarak can dostlarını düşünen ve Türkiye'nin en konforlu barınağını bizim şehirde yapan, 
dağdaki/bağdaki hayvanları aç/susuz bırakmayan 

Balıkesir'in bu alandaki farkını da fark ettiren Büyükşehir Belediyemizi canı gönülden tebrik ediyor, ayakta alkışlıyorum.

O vakit 
gökten üç elma düşsün;
Hayvan sevgisini tadarak, ruhunun uyku halindeki parçasını uyandıranların başına.
..
Selametle.
6 Şubat 2022 | Ramazan Demir | Balıkesir