Açılan davanın 7 yıl sonra nihayetlenmesine mi bakarsınız yoksa bir ülkenin milli bayramını kutlamak için dava açılmak zorunda kalınmasına mı yanarsınız yahut milli bayramları kutlamaya getirilen sınırlamanın akıl dışılığına mı?..
Neresinden bakarsanız bakın tuhaflık ve yanlışlıklar silsilesi.
Sıkmadı mı artık bu konular?
Topu topu kaç milli bayramımız var?..
Milli Bayramlar adı üstünde “milli” değil mi?..
Peki her halükarda ve her zeminde “yerli ve milli” vurgusu yapılmıyor mu?..
O halde Milli Bayramlarla ilgili yapılan ve milletin hiç de tasvip etmediği bu garip düzenlemeler neden?..
Kamunun başka işi yok mudur da bir ara TC ibareleri kaldırıldı?!
Andımız yasaklandı, davalık oldu.

Ve işte son örnek…
Danıştay, 19 Mayıs törenlerini sınırlayan genelgeyi iptal etti.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2012 yılındaki genelgesini iptal etti.
Nihayet…. Ve ancak iptal etti…
Yargımızın hızına bir kez daha şapka çıkarıyoruz parantez içinde.
Hatırlayın o genelgeyi…
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı işte o genelgeyle başkent dışında, sadece okullar ve öğrencilerin katılımı ile kutlanmaya başlanmıştı.
2012’de yapılan akıl dışılıktı bu…
Ülkenin Milli Eğitim Bakanlığı bayram kutlamasına sınırlama getiriyordu.
Çok tepki geldi, çok konuşuldu ve nihayet dava konusu oldu.
Ne hazindir bir ülkenin bakanlığının kendi milli bayramını kutlama için sınırlama koyması…
Ne tuhaftır bayram kutlamanın sınırlarının bir davaya konu edilmesi?
Nelerle uğraşıyoruz?
Oysa 19 Mayıslar, hele hele o stadyum gösterileri hepimizin çocukluğunda hafızalara kazınan en güzel hatıralardandır.
O gösteriler gençliğin ruhunu gösterir.
Hoş, bir takım kafalar, gösteriye çıkan gençlerin, öğrencilerin kıyafetlerine bile taktılar, bunu dile getirdiler.
Kafaların nereye gittiği belli oldu.
Bir kısımda yine milli bayram ve Atatürk alerjisi tuttu.
Oysa coşkunun en üst seviyesiyle kutlanmalı milli bayramlar…
Adı üstünde milli….
Bugün, milliyetçilik duygularının tüm dünyada arttığı gerçeği ardında insan milli bayramını kutlamaya sınırlama getirilmesini anlayabilir mi?..
Anlayamadı zaten milyonlar…
Keşke Danıştay’da bu karar daha önce çıkabilseydi…
Toplumun hassasiyetlerinin üst perdede olduğu konularda böyle bir davanın 7 yıl gibi inanılmaz bir süre devam etmesi makul sayılabilir mi?..
Diyeceksiniz, yargının hali, en basit dava bile 3 yıl sürerken n’apsın Danıştay, ancak sıra gelmiştir…
Ama “normal” bir dava da değil ki bu; bayramdan bahsediyoruz, 19 Mayısımızdan.
Danıştay 10.Dairesi de iptal etmişti genelgeyi.
Bakanlık, temyiz etti, üst kurula gitti.
Nihayet üst kurul da kararı onadı.
Genelge iptal oldu.
Neresinden bakarsanız bakın hazin.
Milli bayramı sınırlayan Milli Eğitim….
Buna karşı dava açılmak zorunda kalınması ve dava açan milletin vekili…
7 yıl sonra da olsa nihayet gelen iptal…

Bayram kutlamasını sınırlayabilir misiniz?
Cumhuriyet çocukları zaten bayramı ruhlarında, akıllarında, kalplerinde kutlamıyorlar mı milyonlar gibi?…
Artık “milli bayramlarımızı” eskisi gibi bir rahat bıraksak…
Coşkunun en tepesinde tüm canlılığıyla kutlasak…
Yetmez mi bunca akıl dışılık?