BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun kendisine yazılı olarak gönderdiği soruları yine yazılı olarak cevapladı. İspanya’ya hareketinden önce, akşam saatlerinde cevabını Meclis’e ileten Erdoğan, özellikle 28 Şubat’la ilgili çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Postmodern darbe sürecinin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 1994 yerel seçimleriyle birlikte başladığını ifade eden Erdoğan, Siirt’te okuduğu bir şiir gerekçe gösterilerek jet hızıyla yargılanarak hapse mahkum edildiğini hatırlattı. “Tamamen ideolojik ve siyasi mülahazalarla hukuksuz şekilde gerçekleşen bu yargılama, müdahale şartlarında yapılan yönlendirmelerle vuku buldu. Nitekim iddianamede yer alan ifadeler herhangi somut bir suç unsurunu ortaya koymaktan ziyade, ön kesmeye yönelik ve geleceğe dönük bir siyaset dizaynını yansıtıyordu” dedi.
Erdoğan, bazı kesimlerin dile getirdiği “Fethullah Gülen Hocaefendi, ‘postmodern darbe’ye destek verdi.” şeklindeki iddiaya da üstü kapalı bir şekilde karşı çıktı.

"TOPLUMUN FARKLI KESİMLERİ HEDEF KONULDU"
Bu dönemde sadece siyasi iktidarın değil, toplumun farklı kesimlerinin hedefe konulduğunu, tehdit ve tehlike olarak konumlandırıldığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu süreçte mağdur edilen kesimlerin müdahaleci anlayışın işbirlikçisi veya destekçisi gibi takdim edilmesi son derece insafsız ve gerçek dışı bir değerlendirme olacaktır. İmkanlarını ve zamanlarını ülkemizin sosyal sorunlarının giderilmesine hasreden, manevi çalışmalar yürüten grup, camia ve kanaat önderlerinin geniş halk kesimlerini koruma duygusuyla ve sorumluluk hissiyatıyla ortaya koydukları söylemler, kesinlikle postmodern darbe sürecinin bir parçası olarak yaftalanamaz. Nitekim bu kesimler gerek yaşadıkları haksızlıklarla, gerek uğradıkları takibat ve yargılamalarla, bu sürecin mağduru durumuna düşmüşlerdir. AK Parti iktidarının yürüttüğü demokratikleşme çabaları, bir yönüyle de geçmişte mağdur edilen tüm toplum kesimlerinin yaşadığı haksızlıkları gidermeye yönelik olmuştur.”

"İNSAFSIZ VE MESNETSİZ BOŞ LAFLAR"
Dolmabahçe görüşmesiyle ilgili sorulara “Bu görüşmenin muhtevasında speküle edilen hususlar veya devam eden davalarla ilgili konular bulunmamaktadır” karşılığını veren Başbakan, 27 Nisan bildirisinin danışıklı dövüş olduğu iddiaları için de “Dönemi yaşayanlar için, gerçekten çok anlamsız, insafsız ve mesnetsiz boş laflardır” ifadelerini kullandı. Başbakan, 2003 sonrasında gündeme getirilen darbe planları ve hazırlıklarıyla ilgili somut bilgi ve belgeler konusunda savcıların ve hakimlerin üzerine düşeni cesaretle yaptığını, hükümetin de bu süreçte yargının işleyişini kolaylaştıracak imkanları sağladığını anlattı. Ayrıca partisinin ‘AK Parti’yi ve Gülen Cemaatini Bitirme Planı’ şeklinde kamuoyunun gündemine gelen internet andıcı konusunda davaya müdahil olduğunu dile getirdi.

"DARBECİ ZİHNİYETLE KARARLILIKLA MÜCADELE EDİLECEK"
Cevabi mektubunda geçmiş bütün darbelerin analizini yapan Erdoğan, darbeci zihniyetle kararlılıkla mücadele edeceklerinin altını çizdi: “İnşallah, Türkiye, seçilmiş başbakan ve bakanlarını asan, yaşını büyüterek, yanlı, taraflı bir yargılama neticesinde gençlerini idam, işkenceyle anılan bir ülke konumuna artık bir daha asla düşmeyecektir. Demokrasiye müdahale girişiminde bulunan, bunun tasavvuru ya da hayali içinde bulunan herkes, her kurum, er ya da geç, milletin mahkemelerinde yargılanacağını, hesap vereceğini aklında bulunduracaktır. Vesayetçi anlayışı, darbeci zihniyeti, müdahaleci yaklaşımı tamamen tasfiye edene kadar, hukuki ve siyasi çabalarımız devam edecektir.”

"DOKUNULMAZLIĞA SIĞINANLAR İÇİN GEREKENİ YAPACAĞIZ"
Başbakan Tayyip Erdoğan, bazı BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılacağı sinyalini verdi. Erdoğan, BDP’li vekillerin güvenlik güçlerine yönelik ‘saldırgan tutumları’yla ilgili, “Dokunulmazlık zırhına bürünen zevatla ilgili kararımızı, dokunulmazlıklarını kaldırmak suretiyle vereceğiz. Ondan sonrası artık yargıya aittir” değerlendirmesini yaptı.
BDP’li Özdal Üçer’in yaptığı iddia edilen ‘halkı silahlanmaya çağıran’ konuşması da Başbakan’a soruldu.  Soruya genel cevap vermek istediğini ifade eden Erdoğan, “Meclis’e teröre yönelik fezlekelerin gelmesi halinde, fezlekeleri aramızda değerlendirerek, fezlekelere alışılmışın dışında cevap vermeyi düşünüyoruz. Milletvekili sorumluluğu sıradan bir insanın durumuna benzemez. Milletvekilinin taşıdığı sorumluluk çok daha farklı olmalı. Silahlanmaya, ayaklanmaya vs. çağırmak, bunlar TBMM çatısı altında olanlara yakışmaz. Kendisine bölücü terör örgütünün uzantısı sıfatını vererek, bu şekilde yaklaşım tarzı içine girenler noktasında da parlamentoda çok daha farklı uygulamanın olması gereğine inanıyorum” dedi. 

Editör: Haber Merkezi