Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Kılıçdaroğlu görüşmenin Başbakanlık ile PKK arasında olduğunu söylüyor. Bu büyük bir iftiradır. Bunu kabul etmek mümkün değil. '' değerlendirmesinde bulundu. 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MİT’in terör örgütüyle görüştüğü iddialarına ilişkin, "Taraflara baktığımız zaman bunların her birinden bu tür bir sızdırma veya servis etme gerçekleşebilir diye düşünüyorum. Benim küçücük aklımla bulabildiğim sonuç budur" dedi.

Bülent Arınç, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısına katılmak üzere AK Parti’ye gelişinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Arınç, MİT’in terör örgütüyle görüştüğü iddialarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuya
ilişkin, "bunun bir istihbarat konusu olduğunu, terörle mücadele kapsamında bu tür görüşmelerin yapılabileceği ve bu tür görüşmelerde eğer bir fayda sağlanıyorsa, devam etmesi gerektiği" konusunda beyanda bulunduğunu hatırlattı.
Arınç, kendisinin de aynı düşüncede olduğunu belirtti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuya ilişkin eleştirilerini nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine ise Arınç, şunları söyledi:

"Evet ’niçin görüştünüz?’ demiyorum diyor. Demek ki bu tür görüşmelerin yapılmasını kendisi de olağan karşılıyor. Ancak bunun Başbakanlık ile PKK
arasında olduğunu söylüyor. Bu büyük bir iftiradır. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu görüşmeler istihbarat örgütü ile diğer örgüt arasında Türkiye’de terörün tamamen sonlandırılması ve eylemlerin bitirilmesi noktasında yapılacak bir görüşmenin ipuçlarını veriyor. Bildiğiniz gibi şu anda MİT Müsteşarı olan Sayın Hakan Fidan o tarihlerde belki Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak da
görev yapıyor olabilir. Çünkü bu görüşmenin tarihi henüz netleşmemiştir. Ama hepimizin bildiği gibi MİT’in çalışmalarına o zamandan itibaren katılmış, o
kurumun başındaki kişi emekli olunca müsteşarlık görevine getirilmiş birisidir. Dolayısıyla müsteşar yardımcısı sıfatıyla bu toplantıya katılıyor olması, onun
Başbakanlıkla ilgili olduğunu göstermez. Bilakis MİT Müsteşarlığına adım adım yaklaşan birisinin çok öncesinde MİT’in faaliyetlerine iştirak ettiğini gösterir."

Arınç, Kılıçdaroğlu’nun "Niçin bize haber verilmedi ya da yalan söylendi" dediğini ifade ederek, bu tür görüşmelerin Kılıçdaroğlu’na haber verilmesi gerekmediğini belirtti. Arınç, "Ona veya bir başkasına bu tür gizli kalması gereken görüşmeler aktarılırsa bunu ertesi gün işportada bulmak mümkün olabilir. Çünkü ne kadar kapalı oturum istemişlerse Meclis’te o kapalı oturum
istekleri yerine getirilmiştir ama kapalı oturumda söylenenlerin hepsi ifşa edilmiştir veya en azından ’bize hiç bir şey söylenmedi’ şeklinde eleştiriye
muhatap olmuşuzdur. Bu nitelikli bir iştir. Bu işin başarıya ulaşması, işin herkesin önünde yapılmasını değil, gizlilik ölçüsü içeresinde yapılmasını
gerektirir" diye konuştu.

Görüşmelerin kim tarafından yayınlanmış olabileceğinin sorulmasına karşılık da Arınç, şunları söyledi:

"Belki bir gizli servisler mücadelesinden bahsedebiliriz. İkincisi, taraflara baktığımız zaman bunların her birinden bu tür bir sızdırma veya servis
etme gerçekleşebilir diye düşünüyorum. Benim küçücük aklımla bulabildiğim sonuç budur. Orada kim var; PKK’yı temsil eden bir kaç kişi. Kim var; MİT var. Kim var,
üçüncü bir ülkeden kendisini bir şekilde tanıtan kişi. Bir dördüncüsü de olabilir. Bu görüşmeleri dinlemiş, not etmiş, zamanı geldiğinde de kendi yararına sızdırmak isteyen bir başkası olabilir. O sizin dediğiniz ülkeyle birlikte her
şey akla gelebilir. Ama önemli olan sonuç, bu tür bir gizli kalması gereken görüşmenin bile dinlenebildiği ve yeri ve zamanı gelince o kişiler veya kurumlar
tarafından sızdırılabildiğidir. Çok da önemli değil. Bu bir şekilde ortaya konulmuştur. Bundan sonraki amaçlarda veya bundan sonraki zamanlarda, evrelerde
sanıyorum bu tür dikkatler daha da çoğalmış olması lazım."

"SAYIN BAHÇELİ’NİN YAPTIĞI HİÇ DOĞRU DEĞİL"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik de genel merkeze gelişinde gazetecilerin soruları üzerine MİT’in terör örgütüyle görüştüğü iddialarını ve
Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerini değerlendirdi.

"CHP lideri bu işleri bilmez" diyen Çelik, şöyle konuştu:

"Hayatı boyunca devlet yönetmemiştir. Hayatı boyunca başbakanlık yapmamış hayatı boyunca hükümet yönetmemiş, devlet yönetimindeki bilgisi sadece
bir kurumu batırmakla sınırlı. Kılıçdaroğlu bu işleri bilmez. MİT-PKK görüşmesi denilen görüşme devletin değişik kurumları, değişik yöntemlerle aynı hedefe
ilerlerler. O hedef de şudur; milli birliği korumak, devletin bütünlüğünü korumak. Ama devletin farklı kurumları, farklı yöntemler kullanırlar. Siyasetin
kullandığı yöntem farklıdır. Diplomasinin kullandığı yöntem farklıdır. Askerin kullandığı yöntem, polisin kullandığı yöntem farklıdır. Tabii ki istihbarat
teşkilatının kullandığı yöntem de farklı olacaktır. İstihbarat teşkilatı devleti korumak, milleti korumak adına üzerine düşen görevi yapmaktadır. Bu istihbarat
teşkilatlarının yaptığı görüşmelerin içeriklerinde, kamuoyu açısından algılanması güç, ya da arka planı bakımından ilk bakımda profesyonellere bile kolayca
anlaşılır gelmeyen bir takım ifadeler meseleler olabilir. Ama bu istihbarat teşkilatlarının çalışma yöntemleri ile ilgilidir. Herkes şunu bilsin ki devletin bütün kurumları belli bir sinerji içerisinde, entegre bir politika yerine
getiriyorlar. Hiçbir kurum diğerine benzer bir yöntemi kullanmak durumunda değil. Kılıçdaroğlu tabi ’hükümet PKK ile pazarlık yapıyor’ diyor. Kılıçdaroğlu önce
İsrail ile pazarlık yapmayı bıraksın. Sonra Türkiye’nin meseleleri hakkında konuşmasına sıra gelir."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuya ilişkin sözlerini de değerlendiren Çelik, "Sayın Bahçeli’nin yaptığı ise hiç doğru değil. Sayın
Bahçeli resmen artık sokağı kışkırtan bir politika güdüyor. Kendisi de bilir. Kendisi Başbakan Yardımcılığı yapmıştır. Kendisinin Başbakan Yardımcılığı
zamanında da devletin çeşitli kurumlarının ellerindeki bir mahkumla görüşmemeleri gibi bir şeyin söz konusu olmadığını en iyi kendileri bilir. İdam kararına imza
atmamasının arkasındaki gerekçeleri kendisi çok iyi bilir. Dolayısıyla şu anda yapılan iş terörle mücadeleye hizmet etmiyor. Zaten bu kaseti sızdıranların amacının da iki tane iki başlık altında toplanması mümkün. Türkiye’nin bölgede
etkin bir dış politika performansı göstermesinin önüne geçmek istiyorlar bu bir. İkincisi de bilinsin ki bu kaseti sızdıranlar kamuoyunda bir tepki oluşturarak
terörün devam etmesini isteyen, bu yöntemlerin berhava olmasını isteyen kesimlerdir. Halk muhalefet liderlerinden daha basiretli davranmaktadır. Vatandaşlarımız daha basiretli davranmaktadır. Kurumlar işinin başındadır, bir
mesele yoktur" diye konuştu.

Çelik, "Kimin sızdırdığı ile ilgili yeni bir bilgi var mı? İsrail deniyor, MİT’in içinden deniyor..." sözleri üzerine ise "Onu bilmiyorum. MİT onu araştırıyordur. Doğrudan başbakanlığa bağlıdır. Kuşkusuz Başbakanımıza bilgi
verirler" karşılığını verdi.

Editör: Haber Merkezi