Facebook yazar-şair, gasteci, naklen yayıncı.

Instagram fotoğraf sanatçısı.

Twitter filozof, provokatör, ajan ve cambazlar yarattı.

Paylaştıkları haber ve fotomontaj resimlerle şeytana pabucunu tersten giydiren muhbirler, sosyal paylaşı ağlarına hakim olunca bizim meslektaşların ve mesleğin pabucu dama atıldı!

Eskiden olsa hemen anlardık hangi haberin asparagas (şişirme) olup olmadığını..

Bugün doğru olana asparagas, yalana gerçek gözüyle bakılıyor!

Göz attığımda feysbuka, ben nerede yaşıyorum derken aklımdan şüphe ediyorum.

Tatil, manzara fotoğrafları paylaşanlar Ara Gürel'i sollarken, Steve McCurry da kim oluyormuş dedirtiyor.

Ustaların çektiği resimleri kaşla göz arasında aşırmayanı da “sanatçı yerine koymuyorlar sanal alemde.

Copy paste sözleri 3-5 takipçisiyle paylaşanlar kendini Mehmet Akif, Necip Fazıl, Can Yücel, Ahmed Arif, Shakespeare, Goethe sanırken, dijital çağın Yunus Emreleri, Hasan Basrileri, Van Goghları hortladı!

Mürai hesaplar açarak önüne geleni ocu, bucu, şucu diye yaftalayan, iftira atan, gammazlayan korkak, ödlek, şerefsiz, adi, kişiliksiz pespayeler de b.k çukuruna dönüşen sanal alemin tuzu-biberi oldu.

Son yüzyılın en büyük buluşu internet, günümüzde ilkelliğin işgali altında.

Neyi beslersen onu büyütürsün dedikleri gibi, bizim ülkede de donanımlı ilkel insanlar yetiştiriyoruz sosyal medya aracılığıyla..

Feysbuk, Tivitir, Instagram..

Özünde güzel ve yerinde kullanıldığında çok faydalı.

Nasıl ki, acılar paylaştıkça azalır, mutluluklar çoğalır diyorsak..

Sosyal ağlarda da reel arkadaşlar arası yapılan paylaşımlar buna benziyor.

Kim ölmüş, kim hastanede yatıyor, kim evlenmiş, kim kiminle nereye gitmiş bilgi sahibi oluyoruz.

Buraya kadar iyi güzel de, hiç tanımadığın biri sana neden arkadaşlık teklifi gönderir ki?.

Listesine seni, beni niçin dahil etmeye çalışır düşündün mü bunu hiç?

Bir de tersinden soralım. Adı-sanı belli olmayan sahte hesaplardan gelen arkadaşlık teklifini sen niye kabul edersin?

Bakıyorsun 10-15 yaşındaki çocuğa, 5 bin arkadaşı var feysbukta.. Hırlı mı hırsız mı, arlı mı arsız mı bilinmez!

Ohaaa diyesim geliyor, gelmesine de xyz kuşağının boşluğuna veriyorum.

Ayıreten bir insan paylaştığının yalan olduğunu bildiği halde başkasın aklına niçin zehir enjekte etmeye çalışır ki?

İnsanlıktan çıkıyoruz da yeni bir kimlik mi arayışındayız acaba?

Kendimize yakışacak kimliği o mecrada mı bulmaya çalışıyoruz?

Örf, adet, gelenek, göreneklerimizin yok olmaya başlamasında.. Aile yapımızın bozulmasında.. Boşanmalarda, kadın cinayetlerinde vb. suçların artmasında etkisi hiç mi yok sanal aleminin?

Buna benzer cevabını bulamadığım çok soru var kafamda.

83 milyon nüfuslu ülkemizde 2020 yılı ocak ayı verilerine göre, aktif sosyal medya kullanıcı sayısı 54 milyon.

Instagram 38, face 37, twitter 14, linkedin 8, snapchat 7 milyon aktif kullanıcı sayılarına sahip ülkemizde.

0-10 yaş grubuyla 75 yaş üzeri nüfus harici hemen herkesin bir hesabı var!

Bu rakamlarıyla Türkiye, dünya liginde 9. sırada yer alıyor.

Bizimle aynı nüfusa sahip Almanya başta olmak üzere, bir çok ülkeyi gerilerde bırakmışız.

Gelişmişlik göstergesi olmadığına göre bu, bizlerin insanları sosyal medyada hesap açmayı değil de, kitap okumaya teşvik etmemiz gerekiyor.

Üstad Şeref Oğuz'un dediği gibi;

İnterneti ilkelliğinin emrine verirsen daha donanımlı ilkel olursun. Cehalet boş bilgiyle giderilmez.

İşte senin hayatta kalman için gerekenler;

Günde 3 litre su, 3 bin kalori ve 3 GB bilgi.

Demem şu ki; interneti bilginize bilgi katmak ve haberdar olmak için kullanın.

Ne idüğü belirsiz paylaşımların peşine takılarak kaybolup gitmeyin b.k çukurunda.

Arkadaşlar o değil de

cevabını merak ettiğim asıl soru şu:

Bizim ülkede 54 milyon kişinin fesybuk, tivittir, instagram hesaplarına 3 gün boyunca hiçbir şekilde giremediğini bir an düşünsenize.

Ne olurdu acep?

Siz bunu düşünürken, ben faceye bir göz atıp geleyim!

Haydin selametle...