KOCA koca ve aklı başında bildiğim insanların ağız dalaşları, neredeyse kanlı-bıçaklı duruma gelmeleri, köpekler gibi boğuşup birbirini ısırmaları...
1980 öncesi Türkiye'sini hatırlatıyor bana.
Kardeşin kardeşi öldürdüğü, kurtarılmış bölgelerin ilan edildiği günleri, yargısız infazların yapıldığı, devlet otoritesinin ortadan kalktığı..
Siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın dip yaptığı, sosyal bunalımların tavan yaptığı, kuyrukların çile çektirdiği günler dün gibi gözümün önünde.
“Komünizm, faşizm geliyor” diye korkuttular ellili, 60'lı yılların neslini. 
Hazırladılar zemini ve  yaptırdılar darbeyi. 
Olan Türkiye'ye oldu. 
Diz çöktürdüler. 
Kapılarında dilenci yaparak el avuç attırdılar bakanlara, başbakanlara..
Kanımızı da içtiler, iliğimize kadar da sömürdüler. 
Geleceğimizi kararttılar, çoluk çocuğumuzun geleceğini çaldılar.
Sonrasında biz kaptırırken kendimizi ‘milenyum’ rüzgarına.. Onlar sessiz- sedasız yarattıkları PKK'yı besleyip büyüttüler. Başımıza musallat ettiler. 
Bizler değerlerimizi hiçe sayarken, onlar dini duygularımızı istismar ettiler, 40 yıl önce tohumunu ektikleri FETÖ ile hainlikte sınır tanımadılar.
İçeride bu iki örgütle iş savaş çıkarmayı hedefleyen sözde müttefikler, sınırımızın güneyinde ise DEAŞ ve PYD canilerini kullanarak kuşatma altına almaya çalışıyor ülkemizi. 
Topu ve tüfeğiyle donatıp beslediği taşeron örgütleri canlı bombaya dönüştürüp kardeşliğimize saldırtanlar bir diğer yandan da dolar ve avro silahıyla geliyorlar üzerimize.
Ellerindeki her kozu kullanmaya başladılar diz çöktürmek için..
Biliyorum ki; 
Tankları paletlerin altına yatarak durduran, öleceğini bile bile kurşunlara karşı yürüyen bu cesur yürek Türk Milleti var olduğu sürece onlar amellerine asla ulaşamayacaklar.
Görüyorum ki; 
Henüz içerisinde bulunduğumuz durumun farkında olmayan insanlarımız var. 
Bilerek veya bilmeyerek, 80 öncesi gibi kardeşi kardeşe kırdırmaya, ülkemizin değerlerine çökmeye çalışanların kayığına su taşıyanlar var. 
Yapmayın bunu! 
Paylaşımlarınıza dikkat edin. Ağzınızdan çıkan her kelimeyi ölçün biçin tartın. İstemeyerek de olsa vatan hainleriyle aynı safta olmayın, “vatan cephesi”ndeki safları sıklaştırın.
...
Bakın dün ibretlik bir olay aktarmıştım.
Şimdi okuyacaklarınız ise gerçek hayattan. 
Öykü değil, bire bir yaşanmış.
Henüz tehlikenin farkında olmayanlara ithaf ediyorum. 
Buyrun okuyun!
***
BİRBİRİNE TAHAMMÜL EDEMEYENLERİN İBRETLİK SONU!

Bursalı hukukçu ve yazar Saygun Çelebi, birbirine düşman 4 Suriyeli'nin düştüğü ibretlik durumu şu paylaşımıyla ne de güzel özetliyor: 
Sabah, müdavimi olduğum sebze halinin karşısındaki amele kahvesine uğradım. Bir masada benimle aynı yaşlarda dört  kâğıt hurdacısı vardı, muhabbet ettik.
Haleplilermiş, biri Suriye'de Baas partisi üyelerinden radikal bir solcu, biri Türkmen, diğeri Kürt milliyetçisi, öteki Arap Türkmen melezi ve tarikat ehliymiş.
Dediler ki; 
Abi biz Suriye’de bırak aynı masada oturmayı, aynı caddede bile birbirimize tahammül edemezdik, şimdi Vatan elden gitti, aynı çöplüğü karıştırıyoruz.” 
...
Başka söze gerek var mıdır bilmiyorum.. 
Çünkü bizim gidecek başka yerimiz, yurdumuz da yok üstelik!
17 OCAK 2017