Son bir haftayı geçkin süredir Ankara’dan uzakta bir takım işlerimi halletmek üzere Ege-Marmara hattındayım.

Memlekette anamın evini merkez edinerek günübirlik çevreyi dolaşıyor farklı dostlarla sohbetler yapıyoruz.

Öncelikle görüp izlediğim kadarı ile vatandaş tamamen işinde gücünde. Yoğun bir çalışma temposu var. Hasat dönemi bütün hızı ile devam ediyor. Hububat hasadı tamamlanmış, hayvancılığın vazgeçilmezi olan samanın yerini alan balyalar hazırlanmış. Şimdide bizim oralarda ‘güveri’ denilen mısır, kavun-karpuz, biber-patlıcan, domates tarlalarındaki hasatlar başlamış. Hızla toplanıyor.

Bölgede hatırı sayılır bir şekilde meyve bahçelerini görmek mümkün. Kiraz ve vişne hasatları çoktan bitmiş. Elma-armut sezonu açılmış durumda.

Anlayacağınız Anadolu insanı yaz dönemini çok yoğun bir şekilde geçiriyor. Üretim var Anadolu’da bugünlerde. Unutmayayım domateslerin hasadının başlaması ile salça çıkarmanın hazırlıkları başlamış.

Bu sefer kırsal alanlarda çok gezdiğimden mi bilmiyorum. Aşırı derecede arı kovanı görüyorum.

İki yılı bulan bir süredir devam eden korona dolayısıyla yaşanan kısıtlamalardan dolayı genelde hafta sonları yapılan düğün ve sünnetler artık haftanın bütün günlerine yayılmış. Her akşam ve günün her saatinde sünnet ve düğün programlarına şahit oluyoruz. Düğün ve sünnetlerin bir kısmı çalgılı veya çalgılı- mevlitli bir kısmı sadece mevlütlü.

Son yıllarda düğün ve sünnetler ile bizde ‘hayır’ diye ifade ettiğimiz yemekler işleri sektörleşti. Çok sayıda yemek firmaları oluştu. Hem hesaplı hem hızlı hem de pratrikliği nedeniyle artık vatandaş yemekli sosyal etkinliklerinde bu firmalardan yararlanıyor. Bu tür firmalar özellikle gençler için gündelik kazanç kapısı halini almış.

Düğün ve sünnetler çok yoğunlaştığından vatandaş eş-dost ve akrabalarının programlarına yetişmekte ciddi sıkıntı yaşıyor. Takı konusunda da aynı durum söz konusu. Artık halk arasında düğün ve sünnetlerde takı kaldırılsa iyi olacak diye konuşmalar başladı. Değiş-tokuş modeline dayanan bu konu zaman zaman toplumda olumsuzlukları da beraberinde getiriyor çünkü. Hatta Bigadiç’te bir sünnet düğünün davetiyesinde davet sahibi davetiyenin altına özel olarak “Zarf ve takı getirmeyiniz. Kabul edilmeyecektir” notunu düşmüş. Bizim ilçede bu davetiye konuşuluyordu.

Son bir haftalık gözlemlerime göre milletin gündeminde düğün/dernekler var. Hasatlar var. Hayvancılık var. Üretim var. Yoğum bir çalışma temposu var. Yangınlar ve sel baskınları var.

Siyasetin artık çok konuşulmadığını gördüm. Konu açılmadıkça millet genelde kendi günlük gündemi ile meşgul.

Sizin anlayacağınız çalışan insanın gündeminde ne siyaset ne politika var. Bizler Ankara’da ve büyükşehirlerde biraz daha monotonluktan ve durgunluktan iletişim kanallarının etkisinde kalarak siyasetle ve güncel olaylarla fazla meşgul oluyoruz.

Kalın sağlıcakla…