Bir süre dıştaydık ve o nedenle gündemden uzak kalıp genel nitelikli konularla seslendik köşemizden…

10 günlük arada en sevindiğimiz ve öne çıkan gelişme Sayın Celal Uzunkaya’nın Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atanmasına yönelik haber oldu.

25 Temmuz 2018 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanan “Cumhurbaşkanı Kararı” ile yapılan atamanın öncelikle Sayın Uzunkaya’ya ve polis teşkilatı ile ülkemize hayırlı olmasını içtenlikle diliyoruz.

Uzunkaya’nın Emniyet Genel Müdürü olarak atanması isabetli bir karardır zira Sayın Uzunkaya’nın Emniyet Teşkilatı’nda başarılı bir şekilde yükseleceği/yükselmesi gerektiği daha Balıkesir’deki görevi esnasında net şekilde ortaya çıkmıştı.

Aleyhine kurulan FETÖ kumpasları ile önü tıkanmaya çalışılsa da hak yerini bulmuş ve bu atama ile Uzunkaya’nın şahsında liyakatın önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Keşke her atamada bu şekilde liyakat ön plana alınabilse.

Sayın Uzunkaya; Balıkesir’de görev yaptığı 2003 ila 2007 yılları arasında gerek ciddiyeti gerekse babacanlığı ile ne zaman neyi yapması gerekiyorsa o şekilde davranmış, disiplin ve çalışma ile vatandaş arasındaki dengeyi çok iyi kurmuş; mülki ve yerel idare ile uyum içinde çalışmasıyla da devlet kurumları arasında işleyişin pekala sorunsuz olabileceğini göstermişti.

Uzunkaya bu nedenle özellikle Polis Teşkilatı için bir şanstır.
Ve elbette Balıkesir’de görev yapmasından dolayı Balıkesir ile de yakından ilgilidir, bu şehirden kopmayan bürokratlardandır.

Uzunkaya’nın genel müdürlüğü esnasında Türk Polis Teşkilatı’nın çağın gereklerine bağlı olarak hukukun üstünlüğünü ön planda tutan, vatandaşın güvenine mazhar olacak şekilde yapılanacağını ve bu doğrultuda hizmet vereceğine inanıyoruz.

Zira bazı görevler vardır ki o makama gelen kişilerin gerçekten o koltuğa yakışması ve doldurması gerekir.

Uzunkaya’nın görev bilinci ve olgunluğu bu açıdan bize ümit ve güven vermektedir.

Çünkü insanımız; polise karşı kendisini ürkek ve çekinik hisseder çoğu kez.

Daha da açıkçası, haklı da olsa haksız da olsa, polisten korkar.

Oysa polis, korku değil, güvenin simgesi olmalıdır.

Polis, suçu önlemenin yanı sıra suçlunun yakalanmasındaki rolünden tutun pek çok alanda ve hayatımızın her köşesindedir.

Bu nedenle polis teşkilatındaki insan kalitesinin de yükselmesi, yükseltilmesi gerekir.

Polis olma şartlarının bize sorarsanız her anlamda ağırlaştırılması, eğitim seviyesinin yükseltilmesi, zorlaştırılması, buna paralel mali haklarının iyileştirilmesi şarttır.

Polislik mesleği, “son çare veya garanti” meslek olarak değil, “tercih edilen ve zor kazanılan” bir meslek olmalıdır.

Saygınlık ancak bu şartlar gerçeğe dönerse sağlanabilir.

Ve nihayet…. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün başarı çıtası Uzunkaya’nın genel müdürlüğü ile inanıyoruz daha yükseğe çıkacaktır.