Reisim; bizler diplomaca cahil insanlarız. Bizler süslü laflar bilmeyiz, seni Reis ağabey olarak görür, hanımınızı yengemiz bilir,kızlarınızı ile oğullarınızı kardeşlerimiz bacılarımız biliriz. 
Reisim; bizler yol yordam bilmeyiz, bey efendiymiş, hanım efendiymiş böyle sıfatları dilimize yakışmaz, gönlümüze ise hiç yatmaz. O yüzden bizler şatafatlı salonların insanları değil, çamurlu sokakların insanlarıyız. 
Reisim; bizler onurlu insanlarız, bizlere biri burun kıvırdı mı, gözlerini bizden kaçırdı mı, en sevdiğimiz bile olsa bunun burnu büyümüş, bu sınıf atlamış der, gönlümüz den de siler,huzurundan da çeker gideriz.. 
Reisim bizler hesap kitap bilmeyiz, bizler zenginlerde değiliz. Para mal mülk, makam mevki sevmez, bunlara tapanlara gönlümüz de de,çevremizde de yer vermeyiz.
Reisim; bizim hedefimiz, menzilimiz dünya değil, bizler ahirete giden yolda, yalan dünyanın bütün güzelliklerine göz kırpar, arkamıza bakmadan yürür gideriz. 
Reisim; bizler sevdiğimizi Allah rızası için sever, hele bir de dava adamı ise, onu sırtlandık mı,15 Temmuzda ki gibi, gerektiğinde ölümü şehadeti düğün bilir, şehadete güle oynaya halay çekerek gideriz. 
Reisim; Bizler tekkede,dergah da bilmeyiz, mürit mürşit de, ama Allah yolunda gidiyorlar diye onlara özenerek bakar sever, Lakin Şah damarımızdan daha yakın olan Allah'ımızla aramıza, bizim gibi kul olmaya çalışan insanlar geçirmeyiz. 
Reisim; biz seni çok sevdik be,neden mi çok sevdik.
Senin dik duruşunu sevdik, senin bizi sevmeni sevdik, biz senin bizimle diz çöküp, yer sofrasına oturup, tarhana çorbasını içmeni sevdik. 
Biz senin baba canlığını sevdik, biz senin Tenzile anamıza evlatlığını sevdik, biz senin gözünden akan yaşları sevdik, biz senin kızarken bile, kalbindeki Merhamet çağlayanını sevdik. 
Biz seni kibirli olmayışını, bu Millet bu Vatan, bu Devlet bu Bayrak, bu Ümmet için ahlaklı maneviyatlı dindar Müslüman Türk duruşunu sevdik. 
Biz senin sevdiklerini sevdik, seni yarı yolda bıraktıkları için,sevdiğimiz değer verdiğimiz insanları bile gönlümüz den sildik. 
Bizler kimler miyiz:bizler tepelerdeki üç beş kişi değil, aşağılarda ki binler, on binler, yüz binler, milyonlarız. Biz tepelerdeki 3-5 beyaz değil, aşağılarda ki binler on binler yüz binler, bu davanın zencileriyiz.
Bizler köylü Mehmet amca, tarladaki Ayşe teyze, elinde tesbih ile Fatma nine, işçi Ali, emekli Veli, şoför Hasan, Şehit oğlu Rüstem kızı Leyla. 
Bizler hayatları boyunca üreten, ürettikleri ile zar zor evinin geçimini sağlayan, cebinde pasaportu bu Vatan toprağından başka gideceği yeri olmayan, Allah'a kul, Peygamberimize Ümmet, sana dava yol kardeşliği, arkadaşlığı eden, yıllardır seni destekleyen seçmenleriz.
Bizler bu vatanın gerçek sahipleriyiz. 
Reisim artık bizler çok yorulduk. 
İki yüzlüler den yorulduk.hainler den yorulduk, fetöcü damatlardan yorulduk, seni yalnız bırakanları sırtlamaktan yorulduk, Susmaktan yorulduk, boş konuşanlara görmekten duymaktan yorulduk, sesimizi duyuramamak dan, görüp de,bilip de dokunmamak dan.
ALLAH, Peygamber, Din, İman, Vatan Millet, Bayrak Sakarya deyip, derdi makam mevki, para mal mülk, şan şöhret olan insanların, seni çevrelemesini görmek den yorulduk. 
Reisim; ya bu yorgunluk bizi hasta edip, milyonlar olarak yatağa düşürecek, yatağa düşen milyonlar yüzünden büyük Türk Milleti tarihten silinme sürecine girecek. 
Reisim; Ya da 21 Mayıs'ta seninle beraber, sahte değil gerçek Vatan Millet Devlet Bayrak sevdalısı, halkına efendilik değil, hizmetkarlık şuuruyla kucaklayacak doktorlar görev alacak, hasta olan biz milyonlar iyileşip tekrar ayağa kalkıp, Ulubatlı Hasanlar gibi, Seyit Çavuşlar gibi, Ömer Halisler gibi, tarih yazmaya devam edeceğiz. 
Bizlerin son kullanım tarihi; 21 Mayıs 
Selam ve Dua ile