ZAFER İNANANLARINDIR VE ZAFER YAKINDIR İNŞALLAH

    Nihayet 23 Haziran 2019 İstanbul Büyükşehir seçimlerinin yenilenme tarihi tüm ihtişamıyla geldi çattı. Aylar, günler ve saatler görevini yapıyorlar. İnşallah inananlar da görevlerini lâyıkıyla yapıp yeni bir zaferle dünyamızı taçlandıracak ve yeni bir fetihle İstanbul caddelerinde zafer takları kuracaklardır. Bunun müjdesini şimdiden vermek belki biraz fazla iyimserlik olacaksa da, görünen köy Kılavuz istemez. Tüm şer güç odakları gerek yurt içinde ve gerekse yurtdışında kol kola, kucak kucağa gayet açık bir işbirliğine gittilerse de, hile ve tuzakları inşallah inananların sinesinde parçalanıp tarihin tozlu sayfalarına gömülecektir. Çünkü inananlarda kararını verdiler; ‘’şer güçlerin oyunlarına biz 31 Mart ta bir defa aldandık. Bu defa Tayyip beyin ve dolayısıyla Binali Bey ve Ak Partide kararlıyız’’ diyorlar.
    31 Mart’taki sandık hilelerinin, yazılım sahtekârlıklarının bu defa sökmeyeceğini anlayan sahtekârlar şimdi yeni bir oyun sergilemeye başladılar. CHP nin adayı Ekrem efendiye ‘’sen hep gül, yüzünde hep güller açsın. Suratın mülâyim görünsün’’ demişler, ama adam maskesinin zaman zaman suratından sıyrılıp düşmesine mani olamıyor ki. Çarşı pazarda seçmenle yaptığı konuşmalar bir anda tartışmalara dönüşüyor ve sahte mülayimlik yerini hırçın ve sevimsiz bir çehreye bırakıveriyor.  Maskenin gerçek anlamda yırtılması ise, Ordu ilimiz hava alanında meydana geldi. Tıpkı Belediye başkanı olmadığı halde, yalanla dolanla anıtkabire girip, atanın huzuruna çıkarak İstanbul Belediye Başkanıyım diye yalan şeyler yazıp imzaladığı gibi. 
    Mülâyim yüzlü adayımız(!) Ordu ilimiz hava alanında da VİP ten geçmek için aynı numaraya başvurmuştu. Bağırdı çağırdı ama numara bu defa tutmadı. Vali Bey de numarayı yutmadı. İşte tam bu esnada Ekrem efendinin maskesi bir defa daha düşüverdi.(!) Devletimizi temsil eden Valimize İt diyecek kadar alçaldı ve seviyesini bir kez daha kendi ağzıyla tescilledi. 
    İnananların adayı Binali Bey ise gerçekten tevazu sahibi, deneyimli bir devlet adamı ve gerçek bir halk çocuğu olarak milletimizin gönlünde şimdiden yer edinmişti bile. Birileri her nedense; Binali beyle aynı secdeye baş koydukları halde anlaşılmaz bir kin ve nefretle ‘’AK Partiye biz kaybettirdik. Daha da kaybettireceğiz. Başka şansları yok’’ diye yeri göğü inletirlerken, aslında alnı secdeli Binali Beye kaybettiren de biziz, hile ve desise ile de olsa, Ekrem efendiye kazandıran da biziz diyorlardı.  Milletimiz de bunu pek alâ anlamıştı.
    Milletimizin özüne düşman oldukları için, millet yararına ne yapıldıysa hepsine aylar öncesinden harp açan CHP, HDP (PKK) İP ve diğer minik şer odaklarını milletimiz şimdi daha iyi tanıma imkânı buldu. Bunların bazıları, Köprülere, kimisi Tünellere, kimisi deniz altı tünellerimiz ve özellikle Marmaray’a, kimisi dünya şaheseri oto yollarımıza, Kimisi hava alanlarımıza, kimisi Üniversitelerimize, Bazıları hızlı tren ve demiryollarımıza karşı olduklarını ve günün birinde iktidara hasbel kader bir vesile(!) ile de olsa gelecek olurlarsa tamamını yer ile yeksan ederek taş devrini hortlatacaklarını ima ettiler. Aslında ise; bu tür abuk sabuk konuşmalarıyla ne mal olduklarını milletimize deklare ettiler.(!)     Milletimiz bunlara sadece gülüp geçti. Çağın gereği olan hızlı trenin Sivaslı hemşerilerimizin hizmetine sunulmasını bile malum Parti lideri, ‘’Sivas’ı, hızlı trenle hızlıca boşaltıp, insansız bir kent yapacaklar. Sivas’tan göçü hızlandıracaklar’’ diye değerlendirdi.  Minik partinin minik lideri adeta, ‘’kara Tren Sivaslının neyine yetmez ki, Sivaslı gideceği yere eşekle bile gider’’ demeye getiriyordu işi. Aynı minik lider bu defa dünya şaheseri Çamlıca Camiine de karşı çıkarak; ‘’bir defa doldursunlar ellerini öpeceğim. Çamlıca tepesinde camiye ne gerek var? Diyerek inananları şaşırttı(!)  Eee şimdi Çamlıca Camii dolup boşalıyor, Tayyip Beyin elini ne zaman öpeceksiniz? Tabii Tayyip Bey öptürürse(!) Bu garip ve minik particik yıllarca maneviyatçı olduklarını söyleye geldi ve öyleydi de. Fakat ne olduysa şimdilerde kendilerine yeni dostlar buldular ve hatta onları da sollayarak kin, haset, çekememezlik, kıskançlık girdabına giriverdiler. 
    Haçlı Batı dünyası ülkemiz içinden bulduğu uşaklarıyla birlikte yeni oyunlarını vizyona sokma peşinde. Millet olarak bizim de unutmamamız gereken en önemli husus; derenin taşıyla derenin kuşunun vurulmasıdır. Sultan Abdülazizi kendi insanına katlettirdiler. Sultan Abdülhamid’i kendi insanlarına hal ettirdiler. Menderesi kendi insanlarına idam ettirdiler. İhtilalleri hep kendi insanımızla yaptılar. Dışarıda ise; Saddamı kendi insanlarıyla idama götürdüler. Kaddafiyi kendi insanlarına öldürttüler. Sahnelenen oyun hep aynı. Batılı Devletlere uşaklık yapmıyorsa indir, hatta idam ettir.(!) Şimdi de İslam âleminin gözbebeği, inanların ve dünya mazlumlarının Allah’dan sonra tek dayanağı ve Ümidi olan Devlet Başkanımız Tayyip Beye aynı oyunu oynamak istiyorlar. İşin en can alıcı yanı ise; yıllarca Tayyip Beyle omuz omuza çalışmış, dostları ve düşmanları aynı olanların, şimdi iç ve dış düşmanlarla birlik olup Tayyip’siz bir dünya veya en azından Tayyip’siz bir Türkiye için, fitne ve fesat kazanlarının altına odun taşımalarıdır.     Sırtını Türk ve İslam düşmanlarına dayayarak siyaset yaptıklarını zanneden gafiller unutmasınlar ki Tayyip beyin yegâne dayanağı önce yüce Rabbimiz ve daha sonra milletimizin feraset ve sağduyusudur. İşte İstanbul seçimleri bu sebeple önemlidir. Şer güçlerle gizli açık ittifak yapanlara inşallah fırsat verilmeyecek ve İstanbul yeniden feth olunarak eserlere eserler katılacaktır. Her zaman dediğimiz gibi; şer güçlerin ve onların sofrasına inananları meze yapmak için gayret sarf edenlerin bir hesabı varsa, Allah ın da bir hesabı vardır. Bu sebeple diyoruz; Zafer inananlarındır ve zafer yakındır. Görelim Mevlâm ne eyler, ne eylerse güzel eyler.Vesselâm.19.06.2019 Blk.