Her dönemde kendini üstün gören erkek, üstten baktığı kadını öteki sınıfına yerleştirmekten muhteşem bir haz almıştır. Her ne kadar bir takım şeyler değişiyormuş gibi görünse de aslında değişen pek bir şey yok. Kadının çalışma hayatında aktif hale gelmesi sadece erkeğe olan ekonomik düşkünlüğünü aza indirdi. Biraz daha konuşmaya ve düşüncesini savunmaya fırsat bulmuş oldu, bu hakkı kendinde gördü.
Maalesef erkeğin kendini üstün ırk ilan etmesinin( -ki değiller) tarihi çok eski. İlk kez tek, tanrılı dinler-Yahudilik ve Hıristiyanlık-ortaya koyduğu yeni simgeler sisteminde, kadınları dışarıda bıraktı. Yahudilerin tanrısı, sadece erkeklerle anlaşma yapar. "Sadece erkekler tanrı ile insanlar arasında aracı olabilir. Bunun simgesel ifadesi, rahiplerin sadece erkeklerden olmasıdır."Antikçağda. Felsefe ile meslek olarak uğraşan çok sayıda kadın filozof vardır. Bunlar çeşitli düşünür ve yazarlar tarafından bildirilmiştir. Ancak kadını arka planda görenlerin sayısı da az değildir. Bazı erkekler İçin, kadınların felsefe yapması, düşünülebilir bir şey değildir. Onlar her zaman düşünce ile ilgili olanı erkek ile. Duygularla ilgili olanı da kadın ile özdeşleştirirler.(1)
Durum edebiyatta da pek parlak değildir. Divan edebiyatı geleneği içinde azımsanmayacak derecede kadın şair olmasına rağmen(Mihri Hanım, Hubbi Ayşe Hanım, Tuti Hanım, Sıtki Hanım, Ani Fatma Hanım, Fitnat Hanım, Saffet Hanım, Nesiba Hanım, Leyla Hanım, Şeref Hanım ve Sırrı Hanım) kalıcı olamamışlardır. Erkek egemenliğinin sürdürülmeye çalışıldığı divan edebiyatında da: erkek şairler kadın şairleri küçümseyici tavırlarla arka plana itmeye çalışmıştır.   Kemal Paşazade’ye göre kadınların yalancılığı, hilekârlığı sabır ve hoşgörü sınırlarını aşar. Kadınlar sabır ve hoşgörü seddi’ni dilleri ile yıkarlar. Oysa dilsiz olan kadın ne hoştur. Bu nedenle asla kadınlara İnanmamak gerekir. Kadınların her davranışında bir hile vardır. Kadınlardan uzak olan Hakk’a yakındır. Yeryüzünde ilk kan dökme olayı kadın yüzünden yaşanmış, Kabil Habil’i kadın yüzünden öldürmüştür. (2)
Hakkını söke söke alacaksın zihniyetindeki insanları bir tarafa bırakın, bu işi düzeltmek o kadar da kolay değil. Yüzyıllardır süren erkek egemenliğini boş sözlerle, yürüyüşlerle, direnmeyle değiştiremez kadınlar. Saygı, eşitlik istiyorsak bunu ancak biz kadınlar başarabiliriz. Nasıl mı? Yıllardır toplumun bize dayattığı sen erkeksin istediğini yapmak sana özgür: kız evlada ise otur oturduğun yerde demeyerek. Eğitim, eğitim… Kızlarımızı okula göndererek, onlara eğiterek... Bilinçli anne olmalarını sağlayabilirsek işte o zaman ileride gelecek olan nesiller eşitlikçi bir anlayışta olabilirler. Bir toplumu değiştirmek istiyorsanız önce kadınlardan başlayınız. Erkekleri yetiştiren annelerden… Çünkü onlar geleceğin mimarı olacaklardır.
----------------------------- 
FARKINDA MISIN?
----------------------------- 
HERGÜN BİR YAKINIZIN ŞİDDET GÖRDÜĞÜNÜ BİLİYOR MUSUNUZ? BELKİ DE HER SAAT… KADIN, ÇOCUK, ANNELER… YOK, ÖYLE BİRŞEY DEMEYİN. BİRAZ DİKKATLİ BAK BUGÜN ÇEVRENE KAÇ KİŞİNİN PSİKOLOJİK ŞİDDETE MARUZ KALDIĞINI GÖRÜNCE HAYRETE DÜŞECEKSİN!
-----------------------------
DÜŞÜNME MOLASI
-----------------------------
İran hükümdarı Nuşirevan veziri Büzürcmihr’e sordu: “ İnsan için en hayırlı şey nedir?” Vezir “ maişetini ( geçimini) temine yeterli akıldır” Cevabını verdi. Ve aralarında şu konuşma devam etti: “ o akıl bulunmazsa?”, “ ayıbını örtecek dost ve arkadaşlardır”, “ o da bulunmazsa?”, “ kendisine halka sevdirecek maldır”, “ o da bulunmazsa?”, “ susan bir dildir”, “ o da olmazsa?”, “ o zaman her şeyi uçurup götüren ölümdür.”
***   
Yahya kemal yeni şairlerden biriyle konuşurken “ sizin şiirlerinizi okurken hayret ediyorum!” demiş. “ o kadar şaşırtıcı ki!” şair sormuş: “ nasıl yazıyorum diye mi şaşırıyorsunuz üstadım?” Yahya kemal “ hayır!” demiş, “ neden yazıyorsunuz diye şaşırıyorum!”
----------------------------- 
GÜNÜN SÖZÜ:
-----------------------------
“ TOPRAKTAN GELEN İNSANIN TOPRAK ÜSTÜNDE BÖBÜRLENİP KİBİRLENMESİ NE ACI!”
(HZ. ALİ )