ABD Kongre baskını dünyanın gözünü açtı. Fakat ABD’de yaşanan kaosun içeriğini ve detaylarını pek anlamışa benzemiyoruz. ABD’de yaşanan kaosu yorumlayanların tek pencereden baktıkları anlaşılıyor. ‘Nereden çıktı bu’ demeyin. Çünkü Kongre baskını akşamı ekranlarda yapılan yorumların hiç biri izleyenleri tatmin etmedi. Hatta bazılarının gayreti perdelemeye yarıyordu.

Vatandaş, ABD’yi görmüş, orada yaşamış, eğitim almış çoğu yorumcunun bakışına hayret etti. Çünkü ABD’de yaşananları orayı görmeyen sıradan vatandaşların büyük kısmı daha gerçekçi ve daha isabetli bir şekilde yorumlayabiliyor. Şu bir gerçek Türkiye’de küçümsenen ve tepeden bakılan vatandaşın iç siyasi gelişmelere de dünyada olup biten gelişmelere de bakışı daha berrak ve daha gerçekçidir.

Maalesef Tanzimat’tan bu yana batı dünyasını öğrensin oranın ilmini, fennini alıp getirsin diye yurtdışına gönderilen ve gidenler öncelikle zihin devşirilmesine uğradılar hep. En iyileri çift kimlikli olup geldiler. En iyi beyinler de yüksek maaş iyi hayat şartları ile satın alındılar. Bizlere de hangi batı ülkesinde nasıl başarılı beyinlerimiz olduğuyla övünmek kaldı. Geri dönenlere karşı ise ne getirdiklerine bakmaksızın öğrendikleri yabancı dillerine hayranlığımızla kaldık.

Oysa “Bir lisan bir insan” sözümüz vardır. İnsan ne kadar lisan bilirse o sayıda insan özelliğini taşır. Yani daha fazla bilgiye daha geniş ufka sahip olur. "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" sorusuna muhatabız. İşte öğrenilen dilin üzerine gerekli bilgi yüklenmez ise durum böyle olur.

Kongre Baskını akşamı yorumcuların genelinin durumu Türkiye’de ki siyasi durum değerlendirmesindeki gibi Trump-Biden şeklinde görüldü. Derinlemesine vatandaşı tatmin edecek bir bilgi birikimi ile yorumda bulunan uzmana rastlamak mümkün olmadı.

Hatta ısrarla ABD’deki kaos bir darbe girişimi gibi ‘Biden’ ağzıyla sunulmaya, Trump’ın psikolojisinin yansıması olarak yorumlandı.

Kongre baskını akşamı neredeyse bütün medya organlarının yayınlarını aynı tornadan çıkmış müthiş bir filtrelemeden geçilerek verildiği izlenimini aldım. Hatta CNN-Türk’ü takip ederken Kongre içinden CNN’in bir bayan muhabirine bağlanıldı. Olup bitenler hakkında bilgi istenirken sonradan ölen yaralı bayan hakkında konuşurken sadece onun değil başka yararlananlarında olduğunu ifade eden muhabirin yayınının birden kesilmesi dikkatimi çekti.

Şu an ABD’de yaşanan kaosu ve içeriğine yönelik ciddi bir filtreleme ve sansürün olduğunu söylemek mümkün. Zaten Trump’ın hem sosyal medya hem de uluslar arası medyada meramını anlatması da sansürleniyor.

Fakat ne yapılırsa yapılsın Kongre Baskını ile su yüzüne çıkan ABD gerçeği artık saklanamaz. Trump bir psikopat olabilir. Fakat ABD seçim sistemi ve oy verme kargaşası halkın değil istenileni işbaşına getirme formülleri üzerine kurulu olduğu görülüyor. Posta ile oy kullanma, elektronik oylama bunu göstermiştir.

Yaşanılan son durum ve bunu dünya gördükten sonra ABD’nin cıvataları yalamaya dönmüştür. Artık dişli tutmaz. Teker eninde sonunda fırlayacaktır. 20 Ocak tarihindeki devir teslime Trump katılmayacağını ifade etti. O tarihte de bir protesto olur mu bilmiyorum. Olursa Ulusal Muhafızlar yine devreye girer. Ama ABD’de başlayan bu kaos devam edecektir.

Ne kadar güneşi balçıkla sıvasanız kapatamazsınız.

Kalın sağlıcakla…..