Türkiye’nin kaçınılmaz olarak başlattığı Barış Pınarı Harekatı bütün hızı ile devam ederken ABD’nin bölgede oynadığı çekilme oyunu ve bu oyun ile kurduğu tuzağı Türkiye çok erken fark etti. ABD resmen Başbakanlığı döneminde Ahmet Davutoğlu üzerinden Türkiye’yi Rusya’ya karşı düşürdüğü tuzağın benzerini geri çekilme-terk etme taktiği ile gerçekleştirmeye çalışıyor.

Bir dönem ortak devriye formülü ile uzun süre bizi de oyaladığı Münbiç bölgesindeki çekilme manevrası ile bir anda hem Rejim güçleri, hem de Rusya ile baş başa bırakma oyununu karşımıza çıkardı. Bu çerçevede PKK-PYD teröristlerini Rejimle anlaşma stratejisine yönlendirmesi ise ayrı bir oyuna dönüştü.

ABD’nin bölgede öncelikli hedefi İran-Rusya-Türkiye üçlü Astana oluşumunu engellemek. İran’ın kadim devlet geleneği hiçbir zaman güvenilirlik üzerine değildir. Bunu her durumda görüyoruz. Barış Pınarı Harekatına karşı ABD’den daha sert açıklamalar İran’dan geldi. Bugün İran Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatına karşı ABD ile aynı saftadır. Oysa bunlar görünüşte savaşın eşiğindeler.

Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı üzerine ABD bölgeden güya çekilme görüntüleri verdi. Gelen bilgilere göre durum hiçte öyle değil. Denetimindeki uluslar arası medya kuruluşları üzerinden oluşturduğu çekilme algısı ile hem ABD kamuoyuna hem de dünya kamuoyuna Suriye’de PKK-PYD, Türkiye-İran-Rusya ve Rejimi baş başa bıraktığı algısını verdi. Oysa Bölgeden gelen bilgilere göre ABD hem PKK-PYD’ye verdiği 33 Bin TIR silahı hem de yerel kıyafetlere büründürdüğü özel kuvvetleri ile sadece kırsal alana çekildi. Bölgede Türkiye’nin işbirliği kurduğu unsurların peşine düşmüş durumda. Bir taraftan ise NATO’yu bölgeye çekmenin peşinde. Yani ABD bölgede NATO ile geri gelmenin stratejisini üretmeye çalışıyor. Bunun için sivil katliamlar yapıp üzerimize atması her an mümkün.

Birinci Dünya Savaşından bu yana ABD ve Batının Anadolu üzerindeki taktiği hep aynıdır. Bir noktaya kadar ortalığı bir birine katar. Sonra uzlaşma ile ortaya çıkar kavgayı yatıştıran durumuna gelerek müdahale eder. Dünya’da bu taktiği en fazla İngilizler uygulamıştır. Geri dönüp bakıldığında Birinci Dünya Savaşı sonrası Sevr Anlaşması ile Anadolu’yu parselleyenler Gaziantep, Maraş, Urfa, Adana’da karşılaştı bölgesel direnişlerden ders çıkararak İşgal ettiği İstanbul’dan eline silah tutuşturduğu Yunanı Anadolu’yu işgale yönlendirdi. İngilizler ve Müttefik Kuvvetler işgal ettikleri İstanbul’da Payitahta oturup durumu seyretme stratejisini izlediler. Anadolu’da oluşan direniş hareketi Yunana karşı organize oldu. Hatta İngilizlerin bu hareketi Osmanlının tekrar ayağa kalkmasına karşı kullanmaya kalktığı da söylenebilir. Fakat Anadolu hareketi Kurtuluş Mücadelesi haline dönüştü. Aslında Anadolu Kurtuluş hareketi Yunana karşı değil İngiliz’e, Fransız'a, İtalya’ya karşı yapılmış bir savaştır. Ama tarihler bunu Türk-Yunan Savaşı olarak anar.

Aradan geçen 100 yıl sonra ABD İngilizlerin izlediği benzer taktiği PKK-PYD üzerinden oynama sevdasında. Nasıl ki Yunanın bütün silahları İngilizlerindi. Bugünde PKK-PYD’nin bütün silahları da ABD’nin. ABD Ortadoğu’daki emellerini gerçekleştirmek için Yüz yıldır Kürtleri Türkiye’ye düşman etmek için uğraşıyor. Evengelist misyoner hareket üzerinden Yüz yılda Ermenileri düşman etmeyi başaran ABD, aynı taktikle Rahip Brunson örneğinde olduğu gibi Yüz yıldır da Kürtleri ayrıştırmanın stratejilerini izliyor. Çok önemli mesafe aldıkları da söylenebilir.

ABD tıpkı İngilizler ve Müttefiklerin Yunanı üzerimize saldığı gibi Yüz yıl sonra Kürtlerin sözde temsilcileri olarak yetiştirdiği PKK-PYD terör örgütlerini Türkiye ve Bölgeye saldılar.

Türkiye şimdi daha dikkatli daha stratejik yürümek sorundadır. Harekatın başında ortaya çıkan iletişim kirliğine ve medya kargaşasına bir daha izin vermemelidir. Medya organları içine sızan ajanların hareketleri çok iyi takip edilmelidir. Gelen bilgilere göre ajan gazetecilerin havan ve roketler için konumlar bile attıkları iddiaları var.

Çekilme iddiasındaki her türlü manevralar yakından takip edilmelidir. ABD’nin Türkiye-Rusya ilişkilerini bitirmek üzere kurguladığı oyunlar boşa çıkarılmalıdır. Sosyal medya dahil bütün medya Barış Pınarı Harekatı konusunda denetim altında tutulmaya ihtiyaç vardır. Lozan üzerinden hak iddia eden Fransa’nın hareketleri de izlenmelidir.

Cuma’nın hayrı üzerinize olsun… Allah Ordumuzu muzaffer kılsın…