AKIN, YILMAZ VE OK: YA SONRA?…

CHP’nin ardından Ak Parti adayı ve bu satırların yazılmaya başladığı dakikalarda ise İyi Parti adayı belli oldu.

Yücel Yılmaz, Balıkesir’de iktidar partisinin büyükşehir belediye başkan adayı.

Akşener de milletvekili İsmail Ok’un İyi Parti’nin Balıkesir adayı olduğunu açıkladı.

MHP ne yapar, aday gösterir mi, birkaç gün içinde bu partinin de durumu netlik kazanır.

Ancak Balıkesir’de seçimin Akın ve Yılmaz arasında geçeceği açık. İsmail Ok, İyi Parti adına ne kadar  oy alabilir, Ok’un adaylığı hangi partiye yarar, hangi partiye zarar verir veya Akın ve Yılmaz arasında bir sürpriz yapıp öne sıçrayabilir mi; bunu şu an kestirmek veya yorumlayabilmek, Balıkesir’in geniş coğrafyası ve farklılıkları nedeniyle pek mümkün değil.

Lakin yine de şunu söyleyebiliriz;  Ok etkisini yok saymak mümkün olmasa da, bir anlamda  ve daha çok “vizyon sahibi denk kuvvet gençlerin mücadelesi yaşanacak” Balıkesir’de.

Adaylar açısından bakacak olursak öncelikle hepsinin birbirine göre avantajlı olduğu noktalar var,  Balıkesir perspektifinde birbirlerinden geride kaldığı noktalar var.

İlçe faktörleri var bazılarında Yücel Yılmaz önde çıkacak, bazılarında Ahmet Akın.

Kısacası, özellikle Yılmaz ve Akın arasında kıran kırana bir yarış başlayacak, ilk veriler bunu gösteriyor.

Seçim sonrası neticelerini elbet o zaman değerlendireceğiz ama ilk temennimizi şimdiden yapalım:

Kim seçilirse seçilsin, dürüstlükten ayrılmasınlar ve dedikoduya fırsat verecek şekilde vatandaşın kafasında soru işaretleri oluşmasına yol açmasınlar.

Balıkesir, büyük şehir.

Pek çok şehirden büyük şehir.

Kendi bünyesinde üç ayrı vilayet gibi, kuzeyi farklı, batısı farklı, doğusu farklı.

Dışarıdan bakıldığında hem Ayvalık’ın hem Dursunbey’in aynı ilin iki ilçesi olduğuna bile inanmak zor.

Büyükşehir o nedenle çok çok zor.

Eyalet gibi bir ili yönetmek ne milletvekilliğine ne de ilçe belediye başkanlığına benzeyebilir.

Aynı anda hem Sındırgı’nın gözü olacaksınız hem Burhaniye’nin.

Aynı anda hem Manyas’a koşmak zorundasınız, hem Savaştepe’ye.

O nedenle her zaman değindiğimiz hususun şimdiden ve bir kez daha altını çizelim:

Belediyecilik ekip işidir.

Büyükşehir Belediyeciliği ekipler üstü ekip işidir.

Belediye başkanının, bir yerde seçilmiş ve kamusal hizmetlerden sorumlu en yetkili kişi olduğu ve bu nedenle özellikle Büyükşehir Belediye Başkanlarının ilin “patronu” olduğu, valinin dahi belediye başkanından arka planda kaldığını hatırlayacak olursak belediye başkanının hangi niteliklere sahip olması gerektiğini daha net ortaya koyabiliriz.

Bir ilin belediye başkanı, öncelikle seçildiği günün akabinde parti rozetini gerçek manada çıkarma yetkinliğine sahip olmalıdır.

Liderlik vasfı, ancak bu şekilde ortaya konabilir.

Belediyeler, partilerin “teşkilatı” gibi bir görünüm ortaya koymamalı, herkes kendi işine bakmalı ve bu noktada parti ile belediye işleri ayrılmalı; işe bakana değil, işi yapana değer verilmelidir.

Burada asli görev kuşkusuz seçilmiş başkandadır. Sınırları iyi çizmeli, liderlik vasfının gerektirdiği gibi adım atmalıdır.

Örnek alınacak bir kişiliği olmalı başkanın ve karar alma sürecinde de etkin davranmalı, vizyon sahibi olmalı, okumaya ve kendini geliştirmeye devam etmeli, şehri idare etmekten öte ilin bütününü geleceğe taşımaya odaklanmalı ama odak noktasında da “çıkar”dan uzakta kalmalıdırlar.

Bir belediye başkanını bekleyen en tehlikeli nokta “çıkar gruplarına” ipi kaptırmak, denetimi sağlayamamak ve göz yummak veya görmezden gelmektir.

Bunun sonu “idare edememek” anlamına gelir ki bu kez görev süresinin tamamlanıp tamamlanmayacağı bile belli olmaz.

O nedenle ekip önemlidir.

Çok çok önemlidir.

Ekibin içindeki bir zayıf halka zincirin kopmasına sebep olur. O nedenle büyükşehir belediye başkanının ekibini seçerken ilin gelişimi ve geleceğe taşınması için liyakat ve bilgiyi ön planda tuttuğu, işi bilen deneyimli isimleri ince eleyip sık dokuyarak seçmesi gerekir.

Sonuçta bir ilin, tüm ilçeleriyle beraber yönetimidir bu.

Particilik zarar verir.

Hepimizin yaşadığı ilin geleceğe taşınması isteniyor ve daha iyi, daha güzel hedefleniyorsa eğer; ortak akılla plan ve proje üretilmesi, zevkle çalışacak ve çalışmaktan da yorulmayacak, menfaat sahibi gözetmeyen isimlerle yol kat edilmesi gerekir. Unutulmasın ki, güzel bir sofradaki küçücük bir sinek bile mide bulandırır ve o sineğin çorbaya düşmesi değil havada uçması bile yeterlidir.

Adaylara şimdiden başarılar diler ve artık gözler ilçe belediye başkan adaylarının kimler olacağına çevrilirken umut edelim ki seçilecek belediye başkanı “çıkar”ın “ç”sinin anılmadığı ve bu noktada kalın mı kalın bir kırmızı çizgi çekebildiği bir ekip kurma başarısı gösterebilir.

Balıkesirlinin vazgeçilmez ilk talebi budur.