Ey benim güzeller güzeli insan kardeşim.

Bu Mübarek günde sana, senin nasıl bir varlık olduğunu hatırlamana yardımcı olmak istiyorum. 

Teşekkür beklemiyorum karşılığında. Oku sadece oku.

Sen Allah’ın en büyük projesi, Allah’ın umudusun. Yeryüzü halifesi, meleklerin secde ettiği, Yüce Allah’ın kendi varlığına şahit tutma onuru verdiği, kendisinden ruh üflediği, uğruna cennetler hazırladığı çok özel varlıksın. Bütün peygamberler sana geldi ve kitaplar senin için indi.

Dünyada teksin, orijinal nüshasın; parmak izin, DNA, retina, el yazın. 

Sen bir tanesin. 

Yaradan'ın o harika ilminin harmanında şekillenmiş; kokusu, rengi, şekli farklı olan dünyada tek marka çiçeksin.

Dünyanın özüsün; bütün varlıkların göz bebeğisin.

Görüyorsun ki, sen çok şeysin.

DÜNYA BİR DEFALIK

Sana bu hayat bir kez verildi ve sen hayat adlı bu yolu sadece bir kez yürüyeceksin. 

Yanlış yapma lüksün  bulunmuyor. Tek yaşamlık hakkın olduğu gerçeğini hiç unutma.

Ailen, dostların, çevren, milletin ve bütün dünya için çok önemlisin. 

Eğer bu hayatta illa kıymet bilmen gerekiyorsa, önce kendi kıymetini bil.

Kaybettiğin her şeyin bir alternatifi vardır; alternatifi olmayan tek şey sensin.

SENİNLE BEN BİRBİRİMİZDEN SORUMLUYUZ

Bak güzel kardeşim. Yalnız olmaktan korkma. 

Arkanda sana destek olan biri olursa ve sen bunu her daim bildiğin için hep ona muhtaç olursun. Oysa yalnızsan, her daim kendi ayaklarının üzerinde sağlam durmak zorundasın.

Tek başına geldin bu dünyaya ve bir gün tek başına gideceksin. 

Sevap ve günahlar kişiseldir. Kendi dünyanın gerçeği sensin. 

Özgürlüğünün ve aklının kıymetini bil.

Hala karamsar mısın yoksa. O halde beni iyi dinle güzel kardeşim.  

Eğer hayatını değiştirecek tek bir insan arıyorsan, aynaya bak.

HALLÂK OLANA İMAN ET

Treni kaçırdıysan, bırak gitsin; kendine başka seçenekler ara.

Hallâk Esması, sürekli yaratan demektir. Her yaratışı bir öncekinden farklıdır. Umut, Hallâk isminin tecellisidir. Umudunu, anı mutlaklaştıran kaybeder. Anı mutlaklaştırmak verili durumu değişmez kabul etmektir. Hallâk’a iman edenin umudu tükenmez. 

Her şey senin için. Haydi, artık mutlu ol ve gülümse. İki dünya da senin çünkü. Burasını cennet yap, orada cennet zaten senin. 

Sen benim insanlıkta eşim, dinde kardeşimsin. Biz birbirimizden sorumluyuz. Seni Allah’a emanet ediyorum.  

Bizi, başka bir şey değil de insan yaratan Rabbimiz. Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.

İLK TEŞHİS ve TEDAVİ

Buraya kadar okuduğun ve her bir cümlesi ayrı mana yüklü satırlar Prof. Dr. Orhan Arslan'a ait. 

Beni benim kadar iyi tanıyan, insanlığına ve yarenliğine değer verdiğim gönül insanı bir ağabeyim gönderdi.

Beğendiği yazıları, videoları benimle paylaşır ayda bir kaç kez. 

Her birinden aldığım ders vardır.

Ama bu son gönderdiğini bir değil, bir kaç kez okudum.  

Her defasında farklı duygulara kapıldım.

Aklıma ilk gelen ise, tanıdığım işinin ehli hekimler arasında yer edinen Prof. Dr. Eyüp Sabri Uçan oldu. 

Eyüp Sabri hoca, Hallâk olanı unutup dünya işlerine koşuşturduğum anlarda hissetmeye başladığım sol tarafımdaki acıyla ilgili teşhisi koyduğunda, ilk sözü şu olmuştu bana; 

"Dünyada şu an tek başınasın.  Belki 6 ay, belki 6 yıl... Ne iş, ne eş, ne arkadaş, senden başkası yok, bir tanesin, değerlisin. Şu an sadece kendini düşüneceksin.  Unutma. sen varsan sevdiklerin olacak. Yoksan, değer verdiklerin de seninle olmayacak..."

İlk anlarda egoistlik olarak algıladığım bu sihirli cümleler, illete karşı verdiğim savaşta attığım ilk kurşun oluyordu.

Sonra tekrar okudum üstadın bu enfes yazısını. ...ve beni değerli kılana bir kez daha aşık oldum. 

Kullarının günahını örten, mağfireti çok, günahları bağışlayıcı el Gaffar, bizleri ihya eden, dirilten, can bağışlayan, sağlık veren el Muhyi, sonsuz hamdü senalar olsun sana..

Ey benim güzel kardeşim,

Seni servetlerin hakiki sahibi el Varis'e emanet ediyor, Cumanın hayrı bereketi fazileti üzerine olsun derken, "Kaybettiğin her şeyin bir alternatifi vardır; alternatifi olmayan tek şey sensin. Tek yaşamlık hakkın olduğu gerçeğini hiç unutma" hatırlatmasında bulunmak istiyorum. 

Hadi bir de gökten üç elma düşsün;

Çaresi olmayan şeyler düşünülmeye değmez, ne olmuşsa olmuştur diyebilenlerin başına...