Kentler kalabalıklaştıkça acı sesler de artıyor.

İtfaiye, ambulans…

Günde kaç kez duyuyoruz bu sesleri?

Ve nereye yetişmeye çalışırsa çalışsın, içinde kim yatarsa yatsın içiniz, içimiz “cız” etmiyor mu kendiliğinden?..

Trafikteyseniz (bangır bangır müzik açıp ambulansın sesini duymadığı ve araçtaki aynasından ışıkların yansımasını görmeyecek kadar kopmuş olanlar hariç) ambulansa veya itfaiyeye yol açmak için yandaki aracın neredeyse üzerine çıkacak kadar yapışmıyor musunuz, yapışmıyor muyuz?..

Ambulansın feryadıdır çünkü o.

Hadi ambulans diğerine göre daha küçük bir araç.

Peki itfaiye?

Yırtar ortalığı da sesiyle yırtarken daracık yollardan nasıl geçecek ki?

Kanadı mı var itfaiyenin?

İki tarafa park eden araçların arasından..

Saniyeleri geçin saliseler önemliyken..

Allah korusun bir büyük afette, bir doğal felakette “ulaşamama” sorunu yaşanacak asıl kentlerde; farkındayız di mi?

Farkındayız ama bir o kadar da umarsızız.

Bekliyoruz sadece.

*

Peki şehr-i Balıkesir’de ambulanslar nasıl çırpınıyor; bunun da farkında mıyız?..

Tamam şehir onlarca yıl öncesinin çarpıklığını ve sıkışıklığını yaşıyor…

Her daim sıkışıklığa sıkışıklık eklenmiş, her taraf betona bürünmüş. Kentin en olmadık yerlerine devasa binaları dikmişsiniz; dikmeye devam ediyorsunuz; gelecek insan ve araç yoğunluğu karşısında, sıkışık kent merkezinin hangi noktasının bu yükü kaldıracağını bilmiyorsunuz.

Ki kaldırmıyor, kaldırmayacak zaten!

Bir de yeni yapılan yerler var misal…

Geçmişi geçmişte bırakalım amenna…

Ama hiç mi gelecek görülmez, hiç mi ders alınmaz, hiç mi düşünülmez?

Muhteşem bir dörtlümüz var biliyorsunuz.

Çimento Fabrikası…

Önünde Şehir Hastanesi…

Onun da önünde bir AVM ve iki devasa site…

Tamam yapıldı gitti!

İyi de yahu, acil girişini ne tarafa verdiniz hastanenin?…

Hastaneye giden iki yol var kavşaktan, birincisinde değil acil girişi, ikincisinde, öte tarafta…

Yani ağlıyor işte ambulans.

Hastanenin önündeki caddeye gelmiş; trafik ışıkları, AVM yoğunluğunun yarattığı trafik…

Ulaş ulaşabilirsen…

Bir de bunların üstüne yakın bir zaman sonra eklenecek sitelerin insan ve araç yoğunluğunu ilave edin…

İlk yoldan girip AVM arkasından dolaşıp da ulaşabilirsiniz acile de…

Acil bu; kelimenin anlamının ve o siren seslerinin ne anlama geldiğinin farkında mısınız?..

Hadi hastaneyi yaptınız fabrika ve AVM ile sitelerin arasına.

Bari acil girişini, ilk ayrımdan dönecek ve en kolay ulaşılacak şekilde yapsaydınız da 1 dakika, 1 dakika değilse de 30-40 saniye önce ulaşabilselerdi ambulanslar?

Değişir mi acil tarafı?

Bundan sonra zor mu zor çünkü hastanenin içine el atmanız gerek.

Kim bakacak?

Kim düşünecek?

Kim yapacak?

Baştan düşünmez mi insan?

Koca hastanenin acili var…

Ambulans şoförlerinin hepsi araç trafik ve sıkışıklığını, AVM’nin sağından solundan çıkan araçları atlatıp ve bir kaza yapmadan acile gitmeye çalışıyorlar.

İçindeki can çekişiyor.

İçiniz cız ediyor.

Dudağınızı ısırıyorsunuz ancak!