PAŞA Camii'nin imamıyla sohbet ederken geçen gün, bir ifadesi ilginç olduğu kadar, Balıkesir'in hali hazırdaki tablosunun düşündürücü olduğunu gözler önüne seriyordu.. 
Bakın ne dedi:
"Camimizi gezmek için kent dışından çok gelen oluyor.  Tarihçesini anlatıyoruz, Atatürk'ün hutbe verdiği tek camiinin burası olduğunu söylüyoruz. Fotoğraf, görüntü çekiyorlar, ibadetlerini yerine getirdikten sonra, bizlere 'başka nereleri gezebilir, görebiliriz' sorusunu yönelttiklerinde donup kalıyoruz. Ardından alışveriş merkezine gönderiyoruz.."
İmam kardeşimizle sohbetimizden aklımda kalan ifadeleri aynen böyleydi. 
Şimdi size soruyorum. 
Böyle bir yaklaşım, bakış karşısında güler misiniz, ağlar mısınız? Yoksa başınızı iki elinizin arasına alıp "Ne olacak bizim bu kentin hali?" diye kara kara düşünür müsünüz?
***
Siz ne yapacağınızı düşüne durun, ben asıl konumuza geleyim.
İstanbul'a hemen hemen hepiniz gitmişsinizdir. Buram buram tarih kokan Sultanahmet'i de mutlaka görmüşsünüzdür. 
Nasıl ama, farklı bir ruh haline bürünüyorsunuz ister istemez değil mi?
İşte bunun için bizde, hazır hal binası da yıkılmışken, Zağnos Paşa Camii, Karesi Türbesi, Paşa Hamamı gibi ecdat miraslarımızı ön plana çıkaracak, kent halkının tarihi havayı soluyabileceği "Balıkesir'in Sultanahmeti" neden olmasın diyoruz ısrarla.. 
Bununla ilgili ne varsa söyledik, yazılabilecek ne varsa yazdık aslında.
Sağır sultanlar bile işitti, gördü. Ne yapılması gerektiğini öğrendi.
Maalesef kulakları olmasına rağmen duymayan, gözleri olmasına karşın görmek istemeyen, neredeyse tüm kent halkının talebini hiçe sayıp göz göre göre tarihi dokuyu katleden yetkili, etkili kimlikler var.
Konuyu farklı boyutlara taşıyıp, "Balıkesir'in Sultanahmeti"ni unutturmak isteyenler var. 
Böyle olunca da ister istemez, "Burada çok büyük bir rant mı var?" sorusu geliyor akıllara..
***
Düşünmeme, akıllara getirmeme adına fırsat kaçırılmış değil.
Üzerine basa basa söylüyor, altını çize çize yazıyoruz.  Yıkılan halin yerine illa da bina yapılması gerektiğine dair herhangi bir dayatma, mecburiyet yok
Allah'ın tek bir kulu veya devletin herhangi bir kurumu veya kurulu da "Buraya bina yapmak zorundasınız" demiyor.
Henüz iş işten geçmedi anlayacağınız. 
Yanlıştan dönmek için kısa sayılabilecek, çok iyi kullanılması gereken zaman var. 
Gelin bu zamanı iyi kullanalım..
Nasıl mı?
Gayet basit..
***
Defalarca kez söyledik. Son birkez daha hatırlatalım. 
Paşa Camii ve çevresi (yıkılan halin olduğu alanda dahil) 2 Ocak 2013 tarihli Belediye Meclisi toplantısı öncesine kadar Koruma  Alanı'nın içerisindeydi. İmar planında da "Kent Meydanı" olarak yer alıyordu. 
Ne olduysa o toplantıda oldu.
Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran MHP'li Belediye yönetimi, AK Parti ve CHP'nin karşı çıkmasına rağmen, bu toplantıda imar değişikliğini geçirerek bölgede izdüşümüne gitti. Ve bugün inşaatına başlanan binanın kararı verildi. İtirazlarda kabul görmedi.
Balıkesir kamuoyundan tepkiler çığ gibi büyüyünce belediyemizin başkanı diyor ki; "Anıtlar Yüksek Kuruluna yeniden müracaat ederek buranın meydan olması için tekrar girişimlerde bulunacağız. Şansımızı deneyeceğiz."
İşi hiç şansa bırakmaya gerek yok.
Yapılacak iş; Belediye Meclisi'ni olağanüstü toplantıya çağırmaktır
Önce, 2 Ocak'taki imar değişikliğinin iptaline gidilerek, bölge planını eski haline getirilmesine, karar verilmeli. Yani meydanın ortasına konulan izdüşümünden vazgeçilmeli.
Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu,  "bunu neden kaldırdınız?" diye ne başkana, ne belediyemize hesap sorar..
Bunu yaptığınızda, Balıkesir Kent Meydanına kavuşur. 
Zağnos Paşa ve çevresi Sultanah-met gibi olur..
Aksi adımlar samiyetten uzak olacağı gibi dürüstlükle de bağdaşmayacaktır. 
Tüm bunlara rağmen birileri kalkıp, "Bu meydana biz Anıtlar Yüksek Kurulunun dayatması olduğu için bina yaptık" diyorsa...
Hiç kusura bakılmasın..
Ne biz aptalız, ne de halkımız..
Aptal yerine de konulmaya kalkışılmasın..
...