Anlık öfkeler hayatımızı zehrediyor.

Araçlara değil, insanlara gerek fren sistemi.

ABS, SRS vs yetmez.

Hepimizin öfke problemi var.

Günlük hayatın getirdiği stres ve sıkıntılar insanların üstünde değirmen taşı sanki.

Bir anlık öfkeler, bir anlık kızgınlıklar, bir anlık kendini tutamamalardan nice cinayet işlendi, nice hayat karardı, nice ev yıkıldı, nice kan ve nice göz yaşı…

Bugün de devam ediyor artarak.

Yarın da devam edeceği şüphesiz, bugünü de aratarak.

Kilis’te öğretmen baba, 26 yaşındaki hemşire kızını boğarak öldürmüş.

Baba öğretmen.

Kızı 26 yaşında.

Baba öğretmen, meslek hayatı boyunca kaç öğrencisine doğruları anlatmıştır bugüne kadar?

Kaç öğrencisine yol göstermiştir?

Kızı 26 yaşında.

Ne de çok sevmiştir kızını 26 yıl boyu.

Kız çocukları babalarının ayrı sevgilileridir.

Baba kız ikilisi anneleri dahi kıskandırır.

Kız babası olmak güzel ve de aynı zamanda zordur.

Her ailede problemler olur.

Her ebeveyn ile çocukları tartışır.

Hele hele bugünün ergen kuşağının ne kadar atar olduğunu hatırlatmaya gerek var mı?..

Bırakın ergenliği, bugünün 8-10 yaşındaki çocuklarındaki “inat” artışından çoğu aile muzdarip değil mi?

Ama tatlı geçişlerdir bunlar.

Yaşananan, yaşanması gereken.

Hayatın getirdiği aşamalardır her ailede seviyesi farklılık gösterse de.

Nasıl oldu da öğretmen baba kızının boğazına sarıldı?

Sevgili meselesi mi?

İş ile ilgili hususlar mı?..

Başka yere taşınma m?..

Ne?..

Ne olsa ne farkedecek?

Oysa hemşire kızı, hafta sonu tatili için ailesinin yanına gitmiş o gün.

Babasının boğazını sıkacağı aklına gelir miydi?

Baba kızının boğazını sıktıktan sonra öylece kalmış.

Polisi aramış ve kızını öldürdüğünü söylemiş.

Nasıl bir yıkım?

Nasıl bir öfke?

Nasıl bir cinnet?

Nasıl bir fren tutamama?

Baba kız.

Sevgileri tarifsizdir de…

Baba öğretmen.

Kız 26 yaşında hemşire.

Kızının boğazını sıkarak öldürdü baba.

Toplumun sinirlerini almak gerek.

Frenler tutmuyor.

Tarifi imkansız acılar artıyor.